Esma davaz
@esmadavaz
Okumak ipteladır müptelalara selam...
Öğrenci
üniversite
İstanbul
Bitlis
27 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
İçinde bir milyar kelimenin bulunduğu genom kitabı,boyut olarak elinizdeki kitaptan 5.000 kat İncil'dense 800 kat daha uzundur. Kitabı, saniyede bir kelime hızla günde sekiz saat okusam,bitirmem yüz yıl sürerdi. Bir milimetreye bir harf düşecek şekilde yazıya döksem, oluşacak metin Tuna Nehri kadar uzun olurdu. Bu devasa bir belge, sınırsız bir kitap, aşırı uzun bir tariftir; ancak toplu iğne ucundan küçük,minik bir hücrenin içine ise rahatlıkla sığmıştır.
Sayfa 4 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okuyor
Aziz dostum, yalnızca sıradan insanlar sürü halinde yaşayanlar sağlıklı ve normaldir.
Sinir çağı, aşırı yorgunluk, bozulup dağılma gibi deyimler sizler için kullanılmamalı; yaşamın amacını sürüye katılmak olarak görenler korksunlar böyle sözlerden.
Birtakım kör inançlar, yaşamın kırı, pisi, çirkef eninde sonunda bir işe yarıyordu.Gübrenin zamanla çernezyoma dönüşmesi gibi yeryüzündeki güzel şeylerin hepsinin temelinde birtakım pislikler yatmıyor muydu?
Okur Takip Önerileri
Acı, farkındalığın biricik kaynağıdır.Notlarımın başında farkındalığın insanın başının belası olduğunu düşündüğümü belirtmiştim ama insnanın onu sevdiğini dünyadaki hiçbir hazza değişmeyeceğini de gayet iyi biliyorum. Sözgelimi farkındalık iki kere ikiyle mukayese edilemeyecek bir yüceliktedir
Sayfa 57 - ayrıntı
Hûlasa:
Ben onun bir işaretiyle derhal hayatımı veririm.
Acaba...
O bana ellerini verecek mi?
Hayır...
Ben onun bir dakikalık teesürünü görmemek için gözlerimin kör olmasına dua ederim. Fakat dünya insan olmayan insanlarla doludur ve onun korkmakta belki de hakkı vardır.
Sayfa 27 - YKU
Çok uzun yaşadığım ve pek çok kişi yititdiğim için artık biliyorum ki ölüler yokluklarıyla değil de -onlarla bizim aramızdan- söylenemeden kalan sözler yüzünden keder verirler asıl.
Her yıl, bahar çiçeğe durduğunda dünya nennilendiğinde Ağrı Dağının çobanları dört yandan gelirler.Kepenklerini gölün bakır toprağına atıp üstüne otururlar tan yerleri ışırken kavalarını bellerinden çekip Ağrı Dağının öfkesini,sevdasını çalarlardı.Ve gün kavuşurken bir ak kuş gelir...
Stefan zweieg
Savaşa hazırlanan bütün diktatörler hazırlıklarını tamamlayana kadar sürekli barıştan söz eder.
Büyük ihtiyaçların küçüldüğü, küçük ihtiyaçların büyüdüğü döneme yaşlılık diyorlar.
Sayfa 204Kitabı okudu
Babalar,alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Gülün tam ortasında ağlıyorum
Her akşam sokak ortasında öldükçe
Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta
Beni ayakta tutan gözlerinin...
Gurur ve kibir arasında ince bir çizgi vardır.
Ve sen çizginin kibir tarafına çok yakınsın.
Herkes,kendisini tuhaf duygulara sürükleyen o ilk aşkını unutamaz,kimi zaman kendisini kederlenmesine sebep olmuş olsa bile i zamanları tekrar yaşamak ister.
Sayfa 7 - Araf
Unutmamamız gereken bir hakikat de şu: Düşünen ve temaşa eden varlığı yani insanı yeryüzünden kovarsak,o ulvi dokunakalı tabiat kasvetli ve dilsiz bir sahne olup çıkar.
Haklısın o uçurumun sesi kulakla duyulmaz.Yürekle duyulur.Nasıl ki gözler sade bir kez görür ondan gayrı hep yürek görürse,işte o misal sade.Aslında her uçurum konuşur kızım her uçurum...
Sayfa 14 - Metis
Fener ömer'in başının üzerinde asılıydı ve gökyüzü tümüyle kumaşla örtülmüş gibiydi.
Ve gri toprak tamamen boştu.
Göz alabildiğince bomboş...Kervan hiçliğe gitmek için ayrılmıştı ve çadırı yiyen ateş,şimdi onun yüreğini yiyordu.İçi yanıyor,
yanıyordu...
Sayfa 138 - YurtKitabı okudu
Simyacıyı okumak,herkes daha uykudayken güneşin doğuşunu izlemek için şafak vakti uyumaya benzer.
