Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esma

152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hayatıma dair verdiğim önemli bir karar için yola koyulduğum bir vapur yolculuğunda, bir sabah vakti tam da güneş doğarken başladım Refet’e. Uzun zamandır kütüphanemdeydi ama bir türlü elim onu okumaya gitmemişti. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi her kitabın da doğru bir zamanı vardır inancımı tekrar belirtmek istiyorum bu noktada. Çünkü
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,542 okunma
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Ölü Ozanlar Derneği
Her kitabın okunması için doğru bir zamanı olduğuna inanıyorum. Bazen ilk okuyuşumuzda doğru zamanın o an olduğunu anlarız bazen iki, üç... Bu benim ikinci okuyuşum ve benim için bu kitabın doğru zamanının şu an olduğununu anlıyorum. Welton Akademisi üniversiteye hazırlanan genç erkeklerin okuduğu oldukça katı kurallara sahip yatılı bir okul. Çocukları bir yarışa hazırlar gibi hazırlayan aileler çocuklarınını bu okula yazdırıyorlar. Hayatları derslikler ve yatakhane arasında geçen bu çocukların hayatı ise onlara ışık olacak bir öğretmen olan Bay Keating ile değişiyor. Bay Keating çocuklara, hayatın kısa olduğunu, sonsuza kadar yaşamayacaklarını bu yüzden anın farkına varmaları gerektiğini şu sözlerle ifade ediyor: Bir gün hepimiz solucan yemi olacağız. Öğrencilerden biri olan Neil Perry bir gün kütüphanede eski bir yıllık buluyor ve arkadaşlarıyla yıllığı okurken Bay Keating'in de öğrenciyken üye olduğu Ölü Ozanlar Derneği'ni keşfedip, bu derneği yeniden hayata geçiriyorlar. Tam benliklerini bulduklarını düşündükleri anda ise otoriter ailelerin engeline takılıyorlar. Welton Akademisi'nde geçen bu hikaye, çocukların ne hissettiğini düşünmeden onlara uygulanan baskının çok ağır sonuçlarının olduğununu anlatıyor. Aynı zamanda felaket anında birbirimize duyduğumuz sadakatin ne kadar kıymetli olduğunu da gözler önüne seriyor ♡
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,4bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Sabahattin Ali, Türk Edebiyatı içerisinde en sevdiğim yazardır. Bu kitabını okumayı uzun süredir içimde tarif edilemez bir heyecanla bekliyordum. Çok seveceğimi biliyordum. Çok sevdim... Sabahattin Ali'nin nasıl bir sevgili, eş ve baba olduğunu bizzat kendi kaleminden okudum, müthişti gerçekten. Eşi Aliye ve kızı Filiz'e karşı olan sevgisi ve mektuplardaki her bir hitabı beni okudukça hayran bıraktı. Benim için, Filiz'i her mektupta kilo alması için tembihlemesine ve Aliye hanıma her mektupta bana uzun uzun yazın dedikten sonra binlerce defa ve hasretle ile başlayan veda cümlelerine hayran kalmamak elde değildi. 1935-1948 yılları arasında yazdığı mektuplar yer alıyor kitapta. Eşi Aliye ile evlenmeden önceki süreçle başlıyor ve öldürülmeden 19 gün önce yazdığı mektupla son buluyor :( Sabahattin Ali'nin hayatına dair bir sürü bilgi edinebileceğiniz muhteşem bir kitap. Okuyun, okutturun♡
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
113 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kitap, aşkları için yaşadıkları talihsiz olaylar sonucunda bir araya gelen iki kadın ve onların çocukları Paul ile Virginie'nin aşk hikayesini barındırıyor. Hikaye ise erdem, iyilik, kötülük vb. gibi kavramları sorgulatarak bunlar üzerinden anlatılıyor. Paul ile Virginie, kardeşçe büyüyüp birbirine aşık olan iki genç. Saf sevgilerini ve birbirlerine olan sadakatlerini gözüm dolu dolu ve heyecanla okudum. Annelerinin birbirlerine koşulsuzca kucak açması ve şefkatlerine hayran kaldım. Kitaptaki yan karakterler de kendilerinde bize anlatacak bir şeyler mutlaka barındırıyorlardı. İhitiyar adamın yol göstericiliği ve bilgeliği; Domingue ve Marie'nin sonsuz sevgileri, çalışkanlıkları ve sadakatleri her sayfada kendi belli ediyordu. Tabii bütün bunları okurken aynı zamanda 18.yy Avrupası'nı ve Fransız sömürgesinde yer alan milletlerin durumunu da görüyoruz. Betimlemeler çok güzeldi kitap boyunca yeşillerin arasından gelen su sesi ve kuş cıvıltıları gözümün önünden hiç gitmedi. Son olarak da iki farklı aşkın bir araya getirdiği bu aileye son darbeyi bir aşk hikayesinin vurması oldukça manidardı Genel olarak yüreğimi ısıtan, ders niteliğinde dönüp tekrar okumak isteyeceğim bir kitap oldu. Altını çizdiğim ve yeter bütün kitabı çizdin zaten Esma, diyip işaretlediğim o kadar yer vardı ki... Kesinlikle tavsiye ediyorum
Paul ile Virginie
Paul ile VirginieB. S. Pierre · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,665 okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Dizisinden farklı olarak gözüme çarpan ilk şey çocukların yaşları oldu. Kitapta yaşça çok daha küçükler. Tabii ki bu noktada anlatılan dönemi de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yani yaşlarının küçük olmasında kitabın 20. Yüzyılın başında geçmesinin de etkisi var tabii ki. Evdeki yaşam çoğunlukta olmak üzere o dönemin yaşam şartlarını, kültürünü de olaylarla birlikte görüyoruz kitapta. Olayların nasıl geliştiğinden çok detaylıca bahsetmek istemiyorum çünkü herkes az çok biliyor her şeyi. Adnan Bey, eşi vefat ettikten sonra Melih Bey’in takımı adıyla anılan ailenin küçük kızı Bihter ile evleniyor. Adnan beyin kardeşinin oğlu Behlül, Bihter’e aşık oluyor. Yasak bir aşk yaşıyorlar. Behlül Bihter’den sıkılıyor ve bazı olaylar sonucunda kendini Nihal’e sürüklenmiş halde buluyor. Nihal ile evlilik yoluna giriyorlar. Bunun ertesi günü Nihal şans eseri her şeyi öğreniyor ve işte her şey tam olarak burada patlak veriyor. Kitabın en masum karakteri kesinlikle Nihal’di bence. Bihter’e çok üzülseler de ben kendi hatasının cezasını çektiğini düşünüyorum. Bu yüzden ona üzülsem de kesinlikle masum olduğunu düşünmüyorum ve Nihal’e üzüldüğüm kadar üzülmedim. Behlül’ün karaktersizliğinden hiç bahsetmiyorum zaten Ben gayet severek okudum kitabı. Size de okumanızı tavsiye ederim. 20. Yüzyılın başındaki batılılaşmayı aşkla, ihanetle, entrikayla anlatan güzel bir roman.
Halid Ziya Uşaklıgil
Halid Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202118bin okunma
Reklam
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Minnesota’da bir yıl içinde iki kız kayboluyor. İlk kaybolan kızın adı Kerry, 16 yaşında. Kaybolalı yaklaşık 1 buçuk sene oluyor. Yeni kaybolan ikinci kız ise güzelliğiyle insanları büyüleyen Rachel. Teğmen Jonathan Stride ise kısa bir süre önce eşini kanserden kaybetmiş ve bununla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da kaybolan kızların peşinde, onları arıyor. İlk başta çıkmaza giriyorlar Rachel hakkında hiçbir şey bulamıyorlar. Fakat daha sonra peş peşe buldukları deliller ile bütün oklar üvey babası Greame’ye dönüyor. Aslında olaylar da tam olarak burada sizi tamamen içine çekiyor. Paylaştığım hikayede kitabın güzel ilerlediğinden bahsetmiştim. Kitabın yarısına yaklaşmıştım ve delillerin yavaş yavaş ortaya çıktığı bölümlerdi. Deliller kitabın ortalarına doğru ortaya çıkmasına rağmen kitaptan hiç sıkılmadım. O bölümlere kadar kitap gayet akıcıydı, gayet güzel ilerliyordu zaten. Bir de delillerin ortaya çıkması ve bütün okların Greame’ye dönmesiyle kitabı elimden bırakamaz oldum. Ben kitabı çok beğendim eğer siz de bu türdeki kitapları seviyorsanız kesinlikle okuyabileceğiniz bir kitap
Ahlaksız
AhlaksızBrian Freeman · Panama Yayıncılık · 2014701 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
24 saatten biraz fazla bir sürede bitirdim kitabı. Nehir ve Bora’nın hikayesini okudum. Daha doğrusu Mavi Kuş’un, Nehir’in hikayesini okudum. Ortalama bir kitaptı çok fazla beğenmedim ama çok kötü de değildi. Bora Karahanlı klasik çapkın, umursamaz erkek olarak çıktı karşıma. Nehir Erdem ile ise bir trafik kazasında yürüme yetisini kaybetmiş bir kız olarak tanıştım. Nehir’in babası Kenan Erdem’in sahip olduğu büyük bir inşaat firması olan N&D batma durumuna geliyor. Aynı zamanlarda da Bora’nın babası Ahmet Karahanlı neredeyse 30’una dayanmış uslanmaz oğlunu artık evlendirmek ve bir düzene sokmak istiyor. Bir arkadaşının da Ahmet Karahanlıya N&D’nin durumunu söylemesi üzerine Nehir ve Bora’nın evlenmesi ve şirketin de kurtulması öne sürülüyor. Ahmet Bey bu konuyu Kenan Bey ile konuşmaya gidiyor. Onlar konuşurken Nehir her şeyi duyuyor ve ailesi karşı çıksa da şirketi kurtarabilmek için evliliği kabul ediyor. Her şey burada başlıyor. Kitabın içinde beğendiğim çizdiğim yerler vardı. Bize iletilmek istenen çok güzel mesajlar da vardı. Nehir’in son sayfalarda söylediği şeyler ve kitabın sonundaki vedası hayatımın bazı noktalarında dikkate alabileceğim hatırlayacağım şeylerdi. Ama klişe bir kitaptı. Dediğim gibi kitabı ne beğenmedim ne de çok beğendim. Ortalama bir kitaptı. Bu tarz kitapları seviyorsanız okuyabilirsiniz.
Sınır
SınırBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20185,9bin okunma
60 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Okuduğum kaçıncı Zweig kitabı bilmiyorum ama çok daha beğendiğim kitaplarının olduğunu söyleyebilirim. Bir insanın kendini bulma yolculuğunu anlatıyor kitap. Ana karakterimiz olan askerin, kendini keşfettiği o olağanüstü geceden bahsediliyor. Hayattan zevk alamayan, dünyevi zevklerin çekiciliğine kapılarak hayatını kendi deyişiyle boş geçiren, kendini kaybetmiş bir adamın öyküsü, Olağanüstü Bir Gece. Kendince ufak bir şaka yapmak isterken, olay çığırından çıkıyor. Yaptığı o hareketin hissettirdikleriyle içinde bir şeylerin değiştiğini hissediyor ve olayların devamı kendiliğinden gelişiyor. Kitabın sonunda ise insanın mutlu olması için çok büyük şeylere gerek olmadığını, aslında başkalarını ufak bir hareketle mutlu etmenin bile bizi ne kadar mutlu edebileceğini anlatıyor kitap. Betimlemeler, analizler mükemmeldi zaten ona söyleyecek bir sözüm yok. Of harika bir kitaptı diyemeyeceğim fakat kötü de değildi. Dediğim gibi Zweig’dan çok daha güzel kitaplar okudum. Ama bu da güzeldi. Kısacık bir öykü zaten, akıyor gidiyor kitap. Klasik okumak istiyorsanız ama çok da ağır olmasın istiyorsanız kesinlikle okuyabileceğiniz bir eser.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Toptan kitap · 2019144,8bin okunma
56 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ben Jack London ile Beyaz Diş kitabıyla tanıştım. Gerçekten inanılmaz sevdiğim bir kitap oldu Beyaz Diş ve Jack London’ın diğer kitaplarını da okumak istedim. Bu yüzden de neden bununla başlamayayım dedim. Beyaz Diş’in sonlarında duygular insanın içini cız ettiriyordu bence ve burada da aynı şeyi yaşadım. Beyaz Diş ile karşılaştırmam da pek doğru olmaz çok ayrı karakterli kitaplar ama bence hissettirdikleri aynı. Oldukça kısa bir kitaptı aynı zamanda. Metroda başlayıp metroda bitirmiştim. Evde olsam hissettirdikleri için tepineceğim ama metroda olduğum için hiçbir şey yapamadığım da bir sona sahip. Okudum, beğendim, tavsiye ediyorum kesinlikle okuyabilirsiniz
Bir Kuzey Macerası
Bir Kuzey MacerasıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,7bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kesinlikle tekrar tekrar okumaktan bıkmayacağım kitapların arasına girdi. Başucu kitabı niteliğinde bir kitap olması lazım bence herkes için. Neredeyse her sayfada bir yerleri çizip bir şeyleri düşünerek bitirdim kitabı. İçinde, içimizde bulabileceğimiz yüzlerce noktaya değinmiş Paulo Coelho. Santiago’nun görmüş olduğu bir düşle hazinesini daha doğrusu Kişisel Menkıbesini bulmak üzere çıktığı bir yolculuğu okuyoruz, görüyoruz hatta yaşıyoruz bile diyebilirim. Kitap çok kolay okunuyor. durup bir yerleri çizip tekrar tekrar okumama rağmen hızlı bir şekilde akıp gitti. Kesinlikle herkesin hayatı boyunca en az bir kere okuması gereken kitaplardan biri
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208bin okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
Sabahattin Ali’yi okumayı sevdiğimi söyleyerek başlamak istiyorum. Özellikle Değirmen’in bendeki yeri ayrıdır. İçimizdeki Şeytan’ı 10. sınıfta okumaya başlamıştım -yani 4 sene önce- ama o zamanlar okuyamayıp yarım bırakmıştım. Şimdi de bitirmem aylar sürdü ama bunun nedenin büyük bir kısmı benden kaynaklanıyor. Başta Ömer olmak üzere Macide ve bir de Bedri ana karakterleriydi kitabın. Çoğu kısım Ömer’in kendi içinde bir yere varmaya çalışmasıyla, kendiyle hesaplaşmasıyla geçti. Kitabın anlattığı şey ise adı üstünde “İçimizdeki Şeytan”. Her şeyi ona yükleyerek neleri sineye çektiğimizi, yapmam dediklerimizden neleri neden yaptığımızı, aslında kim olduğumuzu ve nerede olduğumuzu sorgulatan bir kitap oldu benim için. Yazıldığı -ya da olayın yaşandığı- dönemin şartlarını, karakterini de rahat bir şekilde aktarıyor bize. Kitap elimde süründü evet ama beğendiğim de bir kitap oldu kendileri. Okumanızı tavsiye ederim
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,6bin okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zweig’ın harika öykülerinden biri daha Nasıl olumsuz bir şey söyleyebilirim ki? Kalküta’dan Avrupa’ya gitmek için gemiye binen bir insan nereden tahmin edebilirdi ki kimsenin bilmediği can yakıcı o sırra ortak olacağını? Zweig, karakteri psikolojik olarak o kadar iyi inceliyor ki her seferinde hayran kalmamak gerçekten elde değil arkadaşlar. İnsanın kendine yüklediği vicdani sorumlulukları, görevleri tabii bunun karşılığında hayatın bize sunduğu seçenekleri de çok güzel ince bir şekilde ele almış. Müthiş bir hikaye daha.. Okuyun, okutturun ️
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,3bin okunma
74 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Bunu söylemeye biraz çekinsem de Kafka’dan okuduğum ilk kitap oldu Dönüşüm. Daha önce (8. sınıftaydım sanırım,aradan 5 yıl geçmiş) Milena’ya Mektupları okumaya çalışmıştım fakat ağır geldiğini düşünüp bırakmıştım. Kısmet Dönüşüm’eymiş Kumaş pazarlamacısı olan ana karakterimiz Gregor Samsa bir gün uykusundan kocaman bir böcek olarak uyanıyor ve hikayemiz böyle başlıyor. Hikayede ilerledikçe toplumdan farklı bir şekilde yaşayan, farklı durumlarda olan insanların toplum tarafından dışlandıkları vurgusu çok net bir şekilde hissediliyor bence. Sonu içimi cız ettiren öykülerden biri oldu Dönüşüm. 8.sınıfta Milenaya Mektuplar’ı değil de Dönüşüm’ü elime almış olsaydım Kafka’yla tanışmakta bu kadar geç kalmazdım diye düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Okuyun, okutturun
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224bin okunma
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Beyaz Diş... Benim için çok güzel çok anlamlı çok derin şeyler içeren bir kitap oldu. Başlarken böyle bir şey okuyacağımı asla tahmin etmemiştim. Hatta kitabın başlarında ne okuyorum ben bu nereye bağlanacak ki bu şekilde dediğimi hatırlıyorum. Fakat birazcık ilerlediğimde olaylar tam olarak oturduğunda içimde o kadar derin duygular oluşturdu ki gerçekten hayran olmamam elde değildi. Beyaz Diş’in doğumundan yetişkinlik dönemine kadar yaşadıklarını, gelişimini okuyoruz gibi gözükse de bence bu gelişim sürecinde insana dair de bir sürü şey bulunuyordu. Beni etkileyen kısımlardan birinin bu olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Bir o kadar sade, basit ama bir o kadar da etkili bir biçimde yazılmış olması da beni inanılmaz derecede hayranlığa sürükledi. Yeri geldi içim cız etti, gözlerim doldu; yeri geldi kendime ya da insanlığa dair bir şeyler okuyor gibi hissettim düşüncelere daldım; yeri geldi sevginin ve merhametin gücünü gördüm, bir kişiye veya bir hayvana neler yapabileceğini yaptırabileceğini gördüm, gözlerim dolu dolu ama aynı zamanda mutlu huzurlu bir biçimde okudum. Weedon Scott, hiç beklemediğim bir anda hiç beklemediğim bir şekilde olaylara dahil oldu ve bununla birlikte benim de bu kitaptaki kahramanım oldu. Bir belgesel izliyormuş gibi heyecanlı, meraklı bir biçimde okudum ve bitirdim kitabı. Aşırı derecede beğendiğim, etkilendiğim kitaplar arasına girdi. Okuması da çok kolaydı zaten bir süreden sonra elimden bırakmak istemedim hiç. Metroda, evde elime alabileceğim her fırsatta okumaya devam ettim. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Okuyun, okutturun. ️
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,9bin okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Kitap 1975 yılında Savcı Fatin'in bir dava sonucu İstanbul'dan Diyarbakır'ın küçük bir ilçesine sürgünüyle başlıyor. İlçeye gelişiyle de yüreğinin diğer yarısıyla birlikte ailesinin geçmişini buluyor karşısında. Yüreği cayır cayır yanan lâl olmuş bir kız, yüreğinin yarısını buldum derken geçmişiyle kavrulan bir savcı ve acıyla kavrulan yüreklerin hikayesi.. Kitabı daha önce okuyup beklentimi karşılamadığına karar vermiş ve beğenmemiştim ama aklımda hep bir şans daha vermek vardı. İkinci şansı verdiğim için de pişman değilim ve neden beğenmediğimi anlayamadım. Konusu gerçekten çok güzeldi, kitabı asla elimden bırakmak istemedim. Hoşuma gitmeyen şeyler ise olayların kitabın ortasından sonra çok hızlı akması ve sonunun geçiştirilmiş gibi olmasıydı (bence daha fazla detaya girilmeliydi, bazı yerlerde çok hızlı geçilmiş hissi verdi). Bunlar dışında hoşuma gitmeyen bir şey yoktu. Bu tarz kitaplar hoşunuza gidiyorsa okumanızı tavsiye ederim :)
Ahraz
AhrazAyşegül Kalay · Ephesus Yayınları · 2018136 okunma
116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba herkese :) Türk edebiyatı klasiklerinden olan bir kitap, Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Hatta daha derine inecek olursak Batılı tarzda yazılan ilk Türk romanı. Her şeyin daha çok yeni olduğu bir dönemden olmasına rağmen eksiği yok denecek kadar azdı bence. Sadeydi ama bir o kadar da etkileyiciydi. Hepimiz aslında bu kitabı okumamış da olsak bir yerlerden mutlaka duymuşuzdur. Ben de lise sondayken bolca duymuştum bu kitabı. Sonunu da öyle. Fakat bilmeme rağmen okurken sonunun öyle olacağı aklıma gelmemişti. Son 20 sayfaya geldiğim zaman sonu aklıma geldi ve gerçekten büyük bir şok yaşadım diyebilirim. Gerçekten yürek burkan bir kitap. İçinizde hissediyorsunuz kitaptaki her şeyi. Talat ve Fitnat’ın aşkını anlatan bu kitap aslında aşk için nelerin göze alınabileceğini de gösteriyor bize bir nebze (Ne kadar doğru ne kadar yanlış orası tartışılır tabii ki..). Birbirlerine duydukları o sevgi, o kadar güzeldi ki. Ve en önemlisi de o kadar güzel bir biçimde içinizde hissediyorsunuz ki hikayeyi bence beğenmemek elde değil. Ayrıca o döneme hakim olan zihniyeti de açık bir şekilde gördüm kitapta. Kitaplığımda 7-8 aya yakın beklettiğim bir kitaptı fakat kitabı bitirince daha önce okumadığım için kızdım kendime. Bence herkesin okuması gereken bir kitap Talat ve Fitnat’ın Aşkı. En azından klasik olduğu için okuyun derim. Kesinlikle bir şey kaybetmezsiniz .
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,9bin okunma
Reklam
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
O kadar güzel seven bir adam okudum ki yine, gerçekten etkisinden hâlâ çıkabilmiş değilim. Hırçın sevenlerin aksine güzel seven bir adam... Erdem Ünal... Ne olursa olsun sevgisinden ödün vermeyen ve sevgisini göstermekten asla çekinmeyen bir adam. Kitap Erdem karakterinin ağzından anlatılmasa da -kitabımızın diğer ana karakteri olan Melis Çetin’in ağzından anlatılıyor- benim için Erdem Ünal’ı temsil ediyor. Bitirdikten sonra, acaba dedim, acaba gerçekten böyle adamlar var mı? İki kitabın sonunda da aynı şeyi söyledim, düşündüm. Acaba bir gün bizim de karşımıza çıkarlar mı (içten içe de dua ediyorum tabii, inşallah bir gün, diye:)) ? Nasıl toparlayacağımı bilemiyorum şu an gerçekten daldan dala atlıyor gibi hissediyorum, üzgünüm. Diğer kitaba göre biraz daha az olay vardı sanki. Ya da yavaştı? Ya da daha klişeydi? Gerçekten bilmiyorum ama sanırım ilk kitap beni daha çok etkiledi, bence daha iyiydi. Konusunun klişe gelmesi falan hissettirdiklerinin önüne geçemez kesinlikle ve hissettirdiklerini unutturamaz tabii ki. Böyle demem kesinlikle bu kitabın kötü olduğuna işaret etmiyor yani. Güzel seven bir adamı okuyorsunuz yahu. Nasıl kötü olabilir ki? Böyle bir şey söz konusu bile olamaz .
Ansızın Seven Ben
Ansızın Seven BenGizem Bilici · Yakamoz Yayınları · 2017308 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitap Parker adındaki kahramanımızın ağzından anlatılıyor. Parker 17 yaşında, asosyal, kendi halinde, orta derecede hoş -bu onun tabiri- bir genç. Yıllar önce geçirdiği bir kazada babasını kaybetmiş ve bu olay sonucu konuşmamaya başlamış. Gittiği doktor sonucunda ise yazma alışkanlığı kazanmış. Bir sürü defteri var. Bu defterlere hikâyeler yazıyor
Her Şey İçin Teşekkürler
Her Şey İçin TeşekkürlerTommy Wallach · Yabancı Yayınları · 2017471 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Evet. Okurken bana duyguları en güzel hissettiren kitaplardan biri kendisi. Öyle çok bir övmelik konusu yok bence ama bana hissettirdikleri.. Bir kitapta önemli olan bence bir insana neler hissettirdiğidir, eğer o kitabı okurken içinizde bir yerlerde karakterlerin duygularını sıcacık hissediyorsanız konu ne kadar basit olursa olsun sizin
Aşkın Kahramanı
Aşkın KahramanıElif Yılmaz · Mortena · 201728 okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Evet bitmiş ve biterken beni derin hülyalara daldıran bir kitapla daha beraberiz. Finalini lütfen bitmesin diyerek okuduğum kitaplardan biri. Fakat her şeyin bir sonu olduğu gibi bu kitap da bitti. Nazlı ve Selim’in yürekte bitmese de bu dünyada biten ilişkileri gibi kitap da bitti. Selim, güzel seven adamımız. Öyle bir güzel sevmek ki Nazlı için
Ansızın Gelen Sen
Ansızın Gelen SenGizem Bilici · Yakamoz Yayınları · 2017429 okunma
·
Puan vermedi
Yorumuma kitabın herkesin yüreğine dokunabilecek tarzda bir kitap olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Kitapta çok açık bir şekilde büyük bir eleştiri var. Yazarımız da zaten kitabın sonunda herşeyi son söz şeklinde açıklıyor. Baş karakterimiz Naila'nın yaşadıkları dünya üzerindeki birçok ülkedeki çoğu kadının başına gelen şeyler. Ve bunların
Yıldızlarda Yazılı
Yıldızlarda YazılıAisha Saeed · Novella Dinamik · 2017471 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Kitabı okuyup bitirdiğim zaman dediğim şey 'Yine mi be adam?!' oldu. Bir Zweig eseri olarak öykü tabii ki yine muhteşemdi. Kitapta 13 yaşındaki bir kızın karşı daireye taşınan ünlü bir yazara karşı duyduğu hayranlığının, çocukça sevgisinin ilerleyen zamanlarda neye dönüştüğünü ve nasıl sonuçlar doğurduğunu okuyoruz. Kitap, üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılarak başlıyor fakat kısa bir süre sonra olaylar bilinmeyen kadınımız tarafından anlatılıyor ve bu, kitabın son cümlesine kadar da böyle devam ediyor. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere bilinmeyen bir kadının yazdığı mektubu okuyoruz. Kitap kısacık bir öyküden oluşsa da bende bıraktığı duygular gerçekten muhteşem ötesiydi. Bir Zweig eseri olarak o psikolojik betimlemeler yine muhteşemdi. Gerçekten çok beğendim. Okuyun, okutturun. Bence bir şey kaybetmez üstüne kat kat kazanırsınız.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,9bin okunma