Şu insanlar şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler. Kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.
Her şey gelir, geçer. Önemli olan o zor anlarda yanınızda kimin olduğu. Bir mezarın başında ağlarken sırtını kim sıvazladı mesela, hastane koridorunda seninle kim dua etti, yokluğu kiminle paylaştın. Her zorluk atlatılır da, bunlar unutulmaz. Vefa en büyük bağdır…
Ama ben, benim; kendi zevkimi de, insanlığın üzerinde ittifak ettiği yargıya uydurmam. Eğer bir şeyi beğenmezsem, beğenmem, işte o kadar; üstelik herhangi bir şeyi insanların çoğu beğeniyor veya beğenmiş görünüyor diye benim de beğenir görünmem için hiçbir neden bulamıyorum.
Kim önden gidiyor, kim sapıyor yolundan ilgilenmiyorum. Ben yürürüm, sen dönersin belki başkası uçar. Bakmıyorum, çünkü zaman herkese farklı işliyor. Ben bir başkasının saatine göre hiç geç kalmadım hayata. ⛅️
Küçük bir inanç yeter bana,
Ve güze inanabilirdim,
Ama biter mevsim, öteki başlar,
Saf değil doğa, oyalandım
Ama kanmadım, bana ne isli yağmurdan,
Çinko sesinden, hem güvenemem ağaca,
Düşünemem oluklardan akıp gideni,
De ki, benim zamanım başka.
Melih Cevdet Anday
“Ben ise sadece kitaplarla baş başa kalacağım, gezintiler yapacağım, hayaller kuracağım, rahatsız edilmeden uzun uzun uyuyacağım bir dinlenceyi yaşamak istiyordum.”
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana.”
Kendini yaratman gerekmiyor. Onu keşfetmen gerekiyor. Keşfetmek demek içe dönük bir yolculuk demektir. Keşfetmek “Ben kimim?” diye başkasına değil kendine sormak, kendi başınayken “Ben kimim?” diye sorup bu sorunun gitgide daha derinlere işlemesine izin vermektir ki, bu soru bir ok gibi özüne nüfuz etsin. Keşfin bir gün gerçekleşeceği yer işte o özdür.
Çoğunluk kendini icat edenlerden, çok küçük bir azınlık ise kendini keşfedenlerden oluşur. Aralarındakı fark ise sonsuzdur, muazzamdır. Bunlar iki ayrı dünyaya aittirler.
“İnsanın kendi duygularına ve isteklerine kendiliğinden, sorgulamasız bir biçimde yaklaşması ona istikrar ve öz saygı kazandırır.Sadece neyi istemediğini bilmekle kalmaz, ne istediğini de bilir. İstekleri ile isteksizliklerini ifade edişi başkalarının sevgisini kazanma ya da kaybetme düşüncelerinden bağımsız olur.”
Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum.