Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öfkeye Gebe Hera
Tanrıça Hera kimseyle sevişmeden Yalnız öfkeden ve hıncından kocasına Ünlü Hephaistos'u doğurdu kendi kendine.
Annelik hepimiz için, evet, gebe kalmak, çocuk doğurmak yani. Fakat eğitim bizim en yüce sanatımızdır ve bu sanatı yalnızca en yüce sanatçıların icra etmesine izin verilir.
Reklam
Parçalar, dizilişlerinin yol açtığı muzurluğu bizim kadar iyi anlayamıyor: bu felakete gebe; kayıtsız; yasalara uyan sürü, acımasız kaderin yarattığı dalgaya duyarsız. En çok etkilenenler en az anlayanlar oluyor.
Yalnızca adım sırası bir kez bozulsa yahut istemsizce sağ sol, sağ sol, sağ sol şeklinde giden ayakların sırası kasıtlı olarak sağ sol, sağ sağ, sağ sol formülüyle değişse ya da tamamen tesadüfü biçimde aksasa insanın önündeki anlar kısacık da olsa sarkmaz mıydı? Bu sarkma birini tepesine inecek saksıdan kurtaramaz mıydı? Hayatın akışındaki böylesine önemsiz bir değişiklik bir sonraki saniye içinde binlerce alternatif senaryoya gebe değil miydi? Peki ya o saniyeden sonraki saniyenin ve ondan da sonraki saniyenin ve daha sonraki saniyelerin çarpanları hayattaki ihtimalleri sonsuza çıkarmıyor muydu? Daha korkuncu geçmiş adını verdiğimiz biri dışında hiç yaşanmadığını düşündüğümüz diğer saniyeler gerçekten yaşanmamış olabilir miydi? Tersi durumda insanın içinde bulunmadığı milyarlarca alternatif hayatı vardı. Çok mu önemli? Sonuçta şimdi içinde bulunduğu hayat bu ise çok zengin, çok güzel, çok şanslı olduğu diğer paralel hayatlar düşten ibaretti. Fakat şimdi içinde bulunduğu hayat geçmiş de değildi. Pek çok acılar dinmiş, keyifler uçmuştu. Öyleyse geçmiş de mi düş idi?
Son kalan ışıltıya mı tapacağız Karanlığın külünde!? Dönüş yoluna Kandilleri asacağız... Unutur muyum Gebe topraktan geldiğimi!? Unutur muyum O büyük duvardan olduğumu!? Ey hüzünlerde patlayan vatan Ey hüzünlerde patlayan vatan Askerler dalgalanır Devrimciler devrim ateşini yakar Yanan esmer yüzlerin Alınlanna poşu bağlar Ve göğüslerler saldırıları...
Sayfa 20 - E-KitapKitabı okuyor
Son kalan ışıltıya mı tapacağız Karanlığın külünde!? Dönüş yoluna Kandilleri asacağız... Unutur muyum Gebe topraktan geldiğimi!? Unutur muyum O büyük duvardan olduğumu!? Ey hüzünlerde patlayan vatan Ey hüzünlerde patlayan vatan
Sayfa 20
Reklam
Bir kimse taşla ya da kargıyla gebe bir kadının bulunduğu çatının üstünden geçerse, zor doğumların hemen sona erdiğini söylerler.
Sayfa 37
Meditasyon (Dhyana)
O, çalkantılı denizin çarşaf gibi düz bir denizin sakınliğine kavuşturulmasıdır. Bu sakınlik uyuşuk ya da etkisiz bir sakinlik değildir. Bu, tüm yaratım potansiyellerine gebe derin bir sükûnettir.
Ey bilinmeyen ülke!
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede Karanlığı emip emip de gebe kalan Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan Herkesin Veba girmiş bir şehrin hem halkı Hem seyircisi olduğu bir günde Ey düştüğü yerden kalkmağa hazırlanan ülke.
İhmal edilmiş ve şık kadınlar, sorumluluklara gebe kalamayacakları felaketlerden haz alıyorlardı. Başka insanların talihsizlikleriyle yatağa giriyor ve yapay acıma hissiyle kendilerini tatmin ediyorlardı.
Reklam
Yaşam, insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil, arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.
Sanki dünya bir tek kaldırıp vuracağım gürze gebe
Oruç, ruha gelen bir ilham gibi, arıya bal ilham eden bir çiçek tozu gibi, gözü çeken ateş gibi, islâm ülkelerinin içinde bulunduğu çağın ruh halinde, bir diriliş saatine gebe, kendi derinliğinden ve insandan bir diriliş saatini çağırmada. Kudüs'ü kurtaracak , Kudüs'ü miracına kavuş turacak bir diriliş saati.
Sayfa 52 - Diriliş Yayınları
Dil,yol arkadaşımız olan insanların ve kendimizin tarih boyunca birikmiş anlamlı deneyimimizin sembolik ambarıdır,ve böyle olduğunca,bir şiir yaratmada uzanıp bizi kavrayıveriyor. “Bilmek”anlamına gelen özgün İbranice ve Grekçe sözcüklerin “cinsel ilişkide bulunmak”anlamına geldiği de unutulmamalı.İncil de “İbrahim karısını bildi ve o gebe
Sayfa 112Kitabı okudu
İnsan ırkı ne garipti... Tahlil edemediği anlarda, hayalini bile kendisine yasak ettiği umutlara gebe kalabiliyordu. Oysaki ben, adına aşk denen illet yüzünden artık bir insan formunda değildim ve kanım düz aktığı müddetçe bir daha aşık olmayacağıma da yeminliydim. Peki, yazgı, neden karşı tarafta oku tutacak bir yürek olduğu bile belli olmadan kendi çentiğini ilk benim mayın tarlama atmıştı?
Sayfa 38 - Dokuz Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.