Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir denizde bir öykünün sayısızdır yolları Kimi vurgun yemiş gizilgüç Kimi ahtapotun kolları
farkında olmadan algıda seçici olup görmek istediğini görmek
“Bergson’un hafıza ve duyu algılayışı ile bağlantılı olarak ileri sürdüğü kuram tipini şimdiye kadar yaptığımızdan çok daha ciddi bir biçimde ele alırsak iyi olur. Önerme şudur, beyin ve sinir sistemi ve duyu organlarının işlevi esasen eleyicidir, üretici değil. Her insan, her an kendi başına gelenleri hatırlamak ve kainatın her yerinde olan her şeyi algılamak yeteneğine sahiptir. Beyin ve sinir sisteminin işlevi bu büyük oranda faydasız ve alakasız bilgi kütlesinin her yeri kaplamasından ve kafamızı karıştırmasından bizi korumaktır, bunu da doğal olarak her an hatırlayacağımız veya algılayacağımız şeylerin çoğunu dışarda bırakarak ve uygulamada faydalı olabilecek görünenlere özel bir seçim sonucu çok az yer açarak yapar.” Böyle bir kurama göre her birimiz gizilgüç olarak Özgür Akıl’ız.
Reklam
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz; eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Dahası, bir dikta yönetiminde aynı uyurgezer gizilgüç, korú körüne bağlılığa sürüklenerek tüm yetkileri elinde toplayan bir ana partinin çekirdeğini oluşturmak için seferber edilebilir
..asla farkına varmak istemediği, fakat burada, Brundisium’da varlığını bir şaşırtmacayla, zorla gözler önüne seren bir şey; bu, halk denen kitlenin ta derinliklerinde yatan, bir gizilgüç niteliğiyle var olan kötülüğün bütün uzantılarıyla algılanmasıydı, insanın büyük şehirdeki güruhun batağına saplanması, böylece de insanlığını yitirmesi, insan karşıtı bir varlığa dönüşmesiydi
Sayfa 40 - İthaki Yayınları
İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakta kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Sayfa 27 - Okyan Us Yayınevi, 22. Basım İstanbul, Nisan 2022Kitabı okudu
Reklam
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Bu tür insanlar beyin yıkayıcılarının seçilmiş kurbanlarıdır. Geleneksel bir demokraside sırtını sağlam bir örgüte dayayan herhangi bir etkili kişi bu yüzde yirmilik uyurgezer gizilgücü, kendilerini hipnotizmacılarının yüceltilip güçlendirilmesine adamış bir bağnazlar ordusuna dönüştürebilir. Dahası, bir dikta yönetiminde aynı uyurgezer gizilgüç, körü körüne bağlılığa sürüklenerek tüm yetkileri elinde toplayan bir ana partinin çekirdeğini oluşturmak için seferber edilebilir.
Sayfa 252 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kendini gerçekleştiren kişi, yeteneklerini ve gizilgüçlerini içinde yaşadığı ana göre sonuna kadar kullanabilen kimsedir. O nedenle kendini gerçekleştirme bir süreç olarak, insanın kapasite, gizilgüç ve yeteneklerinin çevrenin sınırsız olanakları içinde gelişme ve zenginleşme eğilimi göstermesidir.
Sayfa 23
Eğitim yetenek yaratmaz, eğitimin rolü, doğuştan itibaren bulunan gizilgüç halindeki yetenekleri geliştirmektir.
Reklam
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz;
" eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür. "
Sayfa 27
Her insan keşfe değer bir evrendir. İçimizde keşfedilmeyi bekleyen birçok yetenek ve büyük bir gizilgüç vardır. Ama biz her nedense kendimizi küçümseme eğilimi içinde " Ben tek başıma ne yapabilirim? Benim gücüm neye yeter ki?" Deriz. Oysa her türlü zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacak, bizi özgürleştirecek olan o yüce güç, büyük potansiyel ya da diğer adıyla mucize içimizde saklıdır. " Ne ararsan kendinde saklıdır." Dememiş midir mevlanamız?
Batı süresiz yenilenebilir, potansiyeli (gizilgüç) olan bir ekonomi geliştirmişti. Modern öncesi uygarlıkların alışıldık davranışı olan geçmişe bakmak ve neler başarıldığı hakkında konuşmak yerine Batılılar ileriye bakmaya başladılar. Avrupa'nın üç yüzyılını alan uzun çağdaşlaşma sürecinde enikonu değişiklikler yaşandı: sanayileşme, tarımın dönüşmesi, yeni koşullara uyum sağlamak üzere toplumu yeniden örgütlemek için siyasal ve toplumsal devrimler ve, miti yararsız, uydurma ve çağdışı diye karalayan entelektüel "aydınlanma".
İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Sayfa 27 - Okuyan Us YayıneviKitabı yarım bıraktı
"İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür. (...) Boşluk duygusu genellikle insanların, hayatlarına yahut içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin etkili bir şey yapmaktan aciz olmalarını hissetmelerinden kaynaklanır. İçsel boşluk duygusu, kişinin yılların birikimiyle hayatına yön verme, başka insanların ona olan davranışlarını değiştirme yahut içinde bulunduğu dünyayı etkileme gücünün olmadığına dair inancının bir sonucudur."
Sayfa 27 - Modern İnsanın Yalnızlığı ve EndişesiKitabı okudu
169 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.