Ulrich, "olasılıkların insanı" kimliğiyle gerçekliğin yıkıntıları arasında dolaşır: bütünüyle cisimleştiren, gizilgüç niteliğindeki insan, bu insanın varoluşunun henüz yazılmamış şiiri, yine insanın karşısına bir metin olarak, gerçeklik ve karakter olarak çıkıyordu."