Gnostikler ve Maniheistler iyi tanrının ruhu ve manayı, kötü tanrının ise madde ve bedeni yarattığını öne sürerler. Bu görüşe göre insan iyi ruhla kötü bedenin savaş alanıdır.
Musevilikten Marksizm'e ve 19. yüzyıl anarşizmine kadar uzanan koskoca bir yelpaze her zaman bir son savaş umudu körüklemiş ve onu hep ufukta görmüştür. Mistik ya da gnostikler ise sanki bir zamanlar var olan tarihsel mekânlılığa da itibar etmemişler, kendilerini adeta gelmekte olan mekânsızlığa hazırlamak istermişçesine insanın tek asli makamına yöneltmişlerdir: "Kendini bil!"
Sayfa 79Kitabı okudu
Özellikle Gnostisizm ile Maniheizm'de hâkim olan diğer bir düalist kavram ise ruhla
beden ve maddeyle mana arasındaki keskin ayrımdır. Gnostikler ve Maniheistler iyi
tanrının ruhu ve manayı, kötü tanrının ise madde ve bedeni yarattığını öne sürerler. Bu
görüşe göre insan iyi ruhla kötü bedenin savaş alanıdır.
Sayfa 223Kitabı okudu
Ya insan Tanrı'nın suretinde yaratılmıştı -ve Tanrı'nın barsakları vardı!- ya da Tanrı'nın barsakları yoktu ve insan O'na benzemiyordu. Eski gnostikler benim beş yaşında hissettiklerimi hissetmişlerdi. Dkinci yüzyılda gnostiklerin büyük üstadı Valentinus, insanı lanetlenmeye kadar götürebilecek bu ikilemi Dsa'nın "yiyip içtiğini ama dışkılamadığını" söyleyerek çözmüştü. Bok, kötülükten daha zor, daha uğraştırıcı bir teolojik sorundur
Demiurgos
Gnostik inanç ve öğretilerin temelinde yer alan dikkat çekici özelliklerin bir diğeri ise demiurg düşüncesidir. Maddeyi ve maddi unsurları kötülük ve karanlıkla özdeşleştiren gnostikler, maddenin varlığının Yüce Tanrıdan kaynaklanmadığını, onun yaratıcısının başka bir varlık olduğunu kabul ederler. Yüce Tanrıdan başka bir varlık olan bu yaratıcı güce demiurg denir. İsmi yunan demiurgos (halk için çalışan) teriminden türetilen demiurg, evreni ve insanın maddi varlığını yaratan güçtür.
Sayfa 43Kitabı okudu
Dünyayı kötülüğün eseri olarak gören gnostikler yeni bir özgürlük vizyonu geliştirdiler. İnsan artık özgürlüğün yasaya uymak anlamına geldiği bir düzenin parçası değildi. Özgür olmak için dünyevi şeylerin tabi olduğu yasalara başkaldırması gerekiyordu.
Sayfa 16Kitabı okudu
Gnostik topluluklarda kadınlar
İlk ve sonuncuyum.
Onurlu ve naçizim.
Fahişe ve azizeyim.
Kadın ve kızım.
Anneyim ve çocuğum
Dillerden düşmeyen bir fikir
Ve kısır sessizliğim
Her yerden başka duyulan bir ses.
İsmimin aksisedası
Bin manası olan sözüm.
Sayfa 127Kitabı okudu
Vaaz edilen inançların kazandığı tüm bu başarılar, Maniheizmin tam bir sapkın akım örneği olarak görüldüğü ve yalnızca Hıristiyanlar, Maguslar, Yahudiler ve Müslümanlar değil, Sâbiîler gibi Gnostikler ve örneğin Plotinos gibi filozolar tarafından da şiddetle eleştirildiği gerçeğini gözden kaçırmamıza neden olmamalıdır.
Sayfa 441 - İMPARATORLUK ÇAĞINDA PUTPERESTLİK, HIRİSTİYANLIK VE GNOSİS
Allah'a giden yol politiktir.
Allah'a giden yol insandır. Allah'a giden yol politiktir. Bu ise eylemde, sokakta, meydanda, ölümün sınırındadır. Ne var ki dünya, peygamberlerle kurtulmamıştır. Velilerin velayetiyle sürmektedir kurtuluş: dünyayı dünya kirinden kurtaracak olan gnostikler, dünyevi ulemaya karşı savaş açmıştır. Diriliş, ulemadan da devletten de kurtulmaya bağlıdır.
Sayfa 90 - Metis Yay.Kitabı okudu
