Başka Doğu’dan öyküler..
Bu kitaptaki kimi öyküler o kadar tanıdık geldi ki, uzun süre ben bunlarla ilgili film izledim kesin diye düşündüm. Aradan bir hafta geçti, şaşkınlıkla kabul etmek zorunda kaldım: ben bu kitabı okumuştum yahu. Şimdi avucumda şu soru: Eskiden okuduğumu ve sevdiğimi söylediğim kitapları nasıl okumuştum ve gerçekten sevmiş miydim? Şimdi okusam yine sever miyim? Bazen okuma eylemini otomatiğe bağlayıp bazı şeyleri kaçırıyor muyum? Size de oluyor mu bu? (Hepimize oluyor derseniz müthiş rahatlarım:)))
Arnavutluk, Çin, Hindistan gibi, müslüman olmayan Doğu’nun öyküleri bunlar. Zaten anlatılagelmiş efsaneler. Yourcenar bunları yeniden yorumlamış. Ama yeniden yorumlama dediğimiz şey, hikayelerin akışını değiştirmek, öyle değil şöyle olmuştu demekten çok, onları mahrum kaldıkları şiirsel bir dille sarmalamak olmuş.
Kimi ulusal kahramanların bizim hayatımızda yer kaplamamasından sebep, bazı öykülerin içine giremedim. Ama çoğunun içinden çıkamadım ki, beni ilgilendiren kısmı burası. Özellikle Wang Fo nasıl kurtuldu ve Ölü Kadının Sütü, en sevdiklerim oldu.
Hür Yumer’in mis gibi Türkçesiyle..Keyifle okunsun..
·
916 görüntüleme
Hayatımın hangi döneminde okursam, farklı seyler yakalayacagim detayda derin kitaplar var diyebilirim kendi acimdan konusacak olursam; bu bahsettigini ben bir ornek simdi aklima gelen, Kırmızı Pazartesi’de yasadım. Tek bir satırda hatırladım yeniden okuma yaptigimi; lisede okumus oldugumu hatirladim cunku. Diger sayfalarda da en az o hatirladigim konu kadar bomba konular ve diyaloglar olmasina ragmen, bu yasta okuyunca nedense yepyeni bir okuma yapmisim gibi geldi bana..
O kadar haklısın ki. Bence bir kitabı hangi yaşta, hangi akılla okuduğumuz çok önemli. Onun bize söylediklerinin hepsini duymak için bir daha okumak gerekiyor. Ben de kendime bu vesileyle yeniden okuma listesi yaptım:
- 
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
- 
Yüzyıllık Yalnızlık
- 
Seksek
Vira🥰
Yüzyıllık Yalnızlık benim de yeniden okuma yapmam gereken bir eser 🙌🏻; gene lisede, Edebiyat Ögretmenimizin gazıyla alıp okumustum da, gercekten hicbirsey anlamamistim. Ne buyulu gerceklik, ne latin edebiyatı…Sıfır bilinc ve zaten universite sınavı stresi, ergenlik bir yandan..Daha hafif seyler okuması gereken bir olgunluk seviyesindeydim (cocuksu bir kizdim da zaten..delişmen..) Kesinlikle benim de bir daha okumam lazım o bakimdan..👌🏻
Ben edebiyat öğretmenimin gazıyla değil kendi gazımla okumuştum. Ama geri kalan cümlelerin altına imza atarım 😅
Aynı anda birden çok kitap okuduğumdan okumalar bittiğinde metinlerin içerikleri çoğu kez birbirine karışıyor. Sizin de dediğiniz gibi geçmişte okuduğum ve kitaplığımda olan kimi kitapları sanki okumamışım gibi kitapçıda görüp aldığım olmuştur, olmaktadır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.