2023~OCAK
"Okuma insanın iliğine işlemiş bir kurda benzer." 
Lawrence Durrell(Karanlık Labirent #56150626)
1. 
Ağustos Işığı ~ 
William Faulkner : Okuduğum beşinci kitabından sonra gördüm ki Faulkner'ın eserlerini ayrı ayrı değerlendiremiyorum. Faulkner kendine has dili, yaratma evreni, mekanı ve zamansal algısı ile bir bütün. Bir yazardan ötesi ...bir OKUL. Ağustos Işığı'nın adı okuru yanıltmasın. Ortada ışık falan yok. Bilakis zifiri karanlık. Dünyanın en yalnız adamlarından Chirtmas'ın ve onun halkının! zaman dışı destanıydı bu.
2.
Namuscular ~
Kemal Tahir : Kemal Tahir'in 1940'larda yattığı Malatya'dan cezaevi notları. Tahir, hapishanedeki insanları bir bilim insanı titizliği ile incelerken kendi has yaklaşımlarıyla da bir devrin panoramasını çıkarıyor. Edebiyat-sosyoloji-politika-din... Birçok açıdan eser çok kıymetli.
3.
Günübirlik Hayatlar~
Irvin D. Yalom : Şairin "Yaşamak ağrısı asıldı boynuma." Dediği yeri kurcalayan psikanaliz öyküleri. Yalom'un aktarım tarzını seviyorum, empati duygusu çok yüksek.
4.
Valizdeki Mektup~
Menekşe Toprak: Yazarın kendine has imzasını göremediğim ortalama öyküler. Bana işleyen tek öykü, kitaba adını veren öykü oldu.
5.
Yeniçeriler ~
Reşad Ekrem Koçu : Yeniçeriler özelinde Osmanlı askeri ve toplumsal tarihine bir bakış gibi olmuş. Yazarın kendine has hikayesel yer yer deneme tadında bir üslubu var. Osmanlı hayatı ile ilgili pek zengin ayrıntılar var. Neden sonuç iliskilileri ve kaynakçası ile beraber verimli bir tarihi araştırma idi.
6.
Kırık Hayatlar~
Halid Ziya Uşaklıgil : Hâlid Ziyâ, bu romanda biraz daha toplumsal sorunlara parmak basmak istemiş. Bu yüzden birçok mesaj ve tespit var. Ben diğer romanları kadar sevemedim. Eser canlılığını yitirmiş gibiydi. Yine de Hâlid Ziyâ'nın Servet-i Fünûn kalemini okumak başka bir zevk.
7.
Okuyucu~
Bernhard Schlink : Nazi Soykırımına Alman tarafından bakabileceğim için hevesle başladım ama umduğumu bulamadım. Yazar onca ortaya attığı toplumsal, hukuksal ve ahlaksal sorunla okuru baş başa bırakmış. Kendisi hep gri kalıyor. Bu geri çekiliş hoşuma gitmedi. Tamam hikaye akıp gidiyor ama ahım şahım bir edebi dil de yok.
8.
Ankara, Mon Amour!~
Şükran Yiğit : Pürüzleri yok mu ? Var. Misal: Koca koca toplumsal meseleleri romantikleştirmek. Fakat hani insan bütün kusurlarıyla bir kitabı bağrına basmak ister ya, yine öyle oldu. Kişisel nedenlerin de payıyla kitap beni hayli etkiledi.
9.
Bonobo ve Ateist~
Frans de Waal : Kendisi de bir ateist olan araştırmacı yazar, hem ateistleri hem inançlıları eleştiriyor. Bunu da evrimce bize en yakın tür olan Bonobolar üzerinden örneklendirmiş. Ahlak için dine ihtiyaç var mı? Din tamamen yok edilebilir mi? (Ya da edilmeli mi?) gibi sorulara cevap aranmış. Meraklıları için ufuk açıcı bir eser. Açtığı tartışmalarla beynimi hayli yordu.
10.
Kanayan~
Erdal Öz: Erdal Öz'ün cezaevi gözlemlerinden ve kendi yaşadıklarından yola çıkarak oluşturduğu öyküler. Hem gerçekliklerinden hem de Erdal Öz'ün her zamanki vurucu tarzından çok etkilendim.
11.
Bakele~
Sezgin Kaymaz : Okurken akıp giden ama bitirince hiç bir iz bırakmayan öyküler. Edebi bir kaygı yok. Öylesine anlatılıp geçilmiş hissi bıraktı.
12.
Yezidin Kızı~
Refik Halid Karay : Yeziler hakkında bir edebi eseri ilk kez okudum. Bu açıdan ilgimi çekti ama anlatım yönünden diğer Refik Halid kitaplarından geride kalmış.
13.
Lev Tolstoy~
Henri Troyat : Hem Tolstoy'un uzun yaşamının ve dev kişiliğinin biyografisi( roman tadında) hem de Rusya'nın bir asrının öyküsü. Tolstoy, bence en büyük Rus romancısıdır ama kişiliği bu biyografiden sonra benim için iyice anlaşılmaz bir hal aldı. Bazı fikirleri ve davranışları kabul edilebilir gibi değil. Uzun uzun irdeledim.Neticede böyle müstesna bir yazarı derinlemesine tanımaya çalışmak güzel bir tecrübeydi.
14.
Diriliş~
Lev Tolstoy : Tolstoy'un biyografisiyle beraber okuyunca alt metni takip edebildiğim bir serüven oldu. Ayrıca ilk gençliğimden sonra bu ikinci okumam. Kendimdeki değişimi de inceledim. Çoğu fikre katılmıyorum ama Tolstoy'un muhteşem romancılığı beni kanatlandırıyor. İşte bu da edebiyatın gücü.
15.
Sabır Taşı~
Atiq Rahimi: Afganistan'da küçük bir odadan koca ülke görünüyordu. Adı olmayan bir kadın ve adı olmayan bir yer. Fark etmezdi çünkü. Anlattıklarıyla, anlatım tarzıyla, çağrışımlarıyla mükemmel bir küçük dev-romandı.
16.
Kapıların Dışında ~
Wolfgang Borchert: Sanki tiyatro biçimine bürünmüş şiirsel bir öyküydü. Bu kadar genç yaşta, şairliğinin de gücüyle hayatını edebiyata dökebilmiş yazara hayran kaldım. Savaş, insanlık... Hiç keyfi bozulmayan kapıların içindekiler!.. ve savaştan daha ağır bir yüke koşan dışardakiler... Koyu karanlık bir metin.
17.
Ağır Roman~
Metin Kaçan: Edebiyatımızda emsalini henüz görmediğim bol argolu, kendisi has ritimle yazılmış bir suç romanı. Edebiyatımızda karanlık sokakları çok görmeyiz. Kimseyi güzellemeyen, kimseyi de suçlamayan hacmi hafif, kendi ağır bu romanı sevdim.
18.
Halüsinasyonlar~ 
Oliver Sacks: Muhteşem bir inceleme kitabı. Görsel, işitsel, kokusal, hissel (burada sanki biri var!) halüsinsyonların sebepleri irdelenmiş. Halüsinasyonlara sebep olan bazı sendromlar, beyin hasarları, engeller, hastalıklar, stres, psikolojik durumlar irdeleniyor. İnsan zihninin muazzam dehlizlerini Sacks sayesinde bir kez daha gezmiş oldum.
··
1.915 görüntüleme
2. "Bir toplumun gerçekçi olabilmesi, bence ancak kendi gerçeklerini merak etmesi ile başlayabilir. Bu başlangıç aynı zamanda kendi gerçeklerimize dayanarak günümüz ve geleceğimizin zorluklarını kendi gayretlerimizle yenebileceğimiz ümidinin de başlangıcıdır." Kemal Tahir
1. Ona göre, zaman bir bütündür, kronolojik bir sıra izlemez. Geçmiş hiçbir vakit geçmiş değildir: "Görüyor musun, bütün herşey şimdi. Yarına kadar bitmiyecek dün, yarın on bin yıl önce başlamıştı." 
Talat Halman (Faulkner için)
3. "Nasıl anlatsam... Rusça' da buna ostrannaya denir. Sanki gerçekten burada değilmişim gibi. Olan biten hiçbir şeyi tam olarak hissedemiyorum. Çevremden soyutlanmış durumdayım. Sanki burada duran, tüm bunları yaşayan ben değilim." Günübirlik Hayatlar
4. "Bu eskilere olan merakım hala dinmedi. Siyah-beyaz filmlere, o filmlerdeki kısa bukleli saçları içe kıvrılan, aşk için gözyaşlarına boğulan kadınlara, kapakları desenli ahşap kutucuklara, değerlerini hiçbir zaman biçemediğim eski biblolara, kenarları oymalı kadife koltuklara, kuğu endamlı porselen çaydanlıklara, daha nice nice şeylere..." ##$##yazarSeolar:Menekse-Toprak.$$#$$ (Kitaba ismini veren öyküden)
8. Ankara romanları benim için hep özeldir:))
"Bazı ruhlar kardeştir, nerede karşılaşırlarsa karşılaşsınlar birbirlerini tanırlar, sizinle bu yüzden konuşmak istedim galiba."
10.
Yaralısın , nerede duruyorsa "Kanayan" öyküsü de orada duracak benim için. Aynı soru yine: İnsan insana bunu neden yapar?
9."Bir insana, daha önce zerre kadar kafa yormadığı bir konuda aklın yolunun bir olduğunu göstermeye çalışmak nafiledir."
(Jonathan Swift)
13. Yazar-düşünür Tostoy ve insan Lev Tolstoy:
"Evrensel aşkı göklere çıkarıyor -ve karısını mutsuz ediyordu; yoksulluğu göklere çıkarıyor -ve lüks içinde yaşıyordu; kendini unutmayı salık veriyor -ve en küçük rahatsızlıklarını bile not ediyordu; Tanrı'yla birleşmeyi öğütlüyordu -ve aile kavgalarıyla zaman kaybediyordu; şöhreti küçümsemeyi salık veriyordu -ve yazışmalarla, resepsiyonlarla, fotoğraflarla itibarını koruyordu; hakikate tapmaya davet ediyordu - ve her gün içler acısı bir ikiyüzlülüğe sürükleniyordu! "
#194170334
5. "Kendimi elimden düşmeyen pergele benzetirdim; pergel nasıl bir ayağıyla bir noktaya saplanır ve öbür ayağıyla etrafı gezer dolaşırsa, ben de hem mesleğime can ve gönülden sarılıp mesleğimde yükselmek, hem de gaza yollarının verdiği fırsatla memleketler dolaşıp görmek isterdim." (Mimar Sinan) Yeniçeriler
6. Kırık Hayatlar'dan çok sevdiğim bir alıntı:
"Birbirleriyle buluştukça sanatla ilgili düşüncelerinin bir örnek olduğunu öğrenen ve belki birbirine yakın yaşamakla birbirinden aşılanan bu insanlarda eşdeğer konularda, eşdeğer duygularla karşılaşmaktan, yine o ufuklarda, yine o uçuş biçimine yaratılıştan yetenek taşımaktan doğan bir uyum oluşmuştu."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.