Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan mıyız koyun mu yoksa Önce buna karar vermeli insan
İmam saçmalıyor göz göre göre Cemaat sessiz İmam mı kabahatli bu işte daha çok Cemaat mi, ne dersiniz?
Reklam
275 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Delibal romanı; aşk, cinayet, intikam ve aile içi olayların işlendiği bir eser. Yazar, bu konuları öyle güzel kurgulamış ki elimde olsa uyumadan okuyup bitirirdim. Defne Delibal, ailesini hain bir cinayette kaybetti. Geriye sadece kendisi kaldığı zaman söz vermişti, ailesini ondan koparanlardan intikam alacaktı. Tabii, hayat biz planlar yaparken bize planlarını yaşatandır, Defne de bunu en kötü şekliyle tecrübe ediyordu. Hedefine doğru emin adımlarla devam ederken, işler rayından çıktı. Duyguları mı mantığı mı öne geçecek derken her şey ortaya çıkmaya başlamıştı. Ama hiç de tahmin edilmeyecek şekilde. Hep destekçisi olan Devrim, ikizler ve Mira… Hepsine güvenebilir miydi? Devrim, Defne’nin aşık olduğu adam mıydı? Bu tarz bir eseri okumayalı uzun zaman olduğu için çok ilgimi çekti. Yazar, merakta bırakan yazımı ile hep sonrası ne olacak, diye okumamı sağladı. Özellikle diyaloglar konusunda çok iyiydi. İnci ve İpek’in savunma ve iğneleme sözlerine pek güldüm, okurken. Ortalara doğru, şüphelendiğim kişiler oldu, onlardan birinde doğru çıktım bence diğer şahıs da kendini ikinci kitapta ele verecek. Bu arada evet, ikincisi gelecek. Yazarın anlatımı sade ve akıcıydı. Olaylar daha ilk sayfalardan başladığı için, içine çeken bir kurgusu vardı. Okurken duraksamadan, su gibi okunan bir eserdi.
Delibal
DelibalMelda Teke · Oleksa Yayınevi · 202312 okunma
25 Mayıs 1920 de Atatürk 'ün mecliste yaptığı konuşma
"Şimdilik bunlardan hiç söz etmemek yüksek menfaatlerimiz gere- ğidir. Eğer maksat, bugünkü halife ve padişaha bağlılık ve sadakattan ayrılınmadığını söylemek ve belirtmekse, bu zat haindir. Düşmanla- rın vatan ve millet aleyhinde kullandıkları bir maşadır. Bugün bu ma- kamı işgal eden zat, bu millet ve memleket için hain bir adamdır..." (Alkışlar, bravo sesleri) Bu kesin yargıdan sonra, Atatürk şunları söyledi: "Ali ve Muaviye dönemini mi yaşayacağız?" (...) "Yüksek meclisinizde şimdiye kadar pek büyük ve cidden tarihi cüretler (saygısızlıklar) gördük. Ne yazık ki şimdi halifelik makamını ve saltanatı işgal eden zat bu millet için hain bir adamdır..."
Sayfa 313Kitabı okudu
Altında doğduğum yıldıza hepten lânet olsun; onu hiçbir gökyüzü korumasın, şerefsiz bir toz yığını gibi mekânın içinde ufalansın! Beni yaratıkların arasına iten hain an da Zaman’ın listesinden ilelebet silinsin! Arzularım, ebediyetin gündelik olarak alçaldığı bu yaşam ve ölüm karışımıyla uyuşamaz artık. Gelecekten bezmişim, onun günlerini katetmiş ve ona karşı kabımdan taşınışım, yanılsamalarımı hükümsüzleştirmem onları daha iyi tahrik etmek içindir. Öngörülemez -ve hâlbuki her şeyin kendini tekrar ettiği- bir evrendeki o azgınlaşmanın sonu hiç gelmeyecek mi yani? Daha ne kadar zaman kendimize, “İlâhlaştırdığım bu yaşamdan tiksiniyorum,” diyeceğiz. Sayıklamalarımızın boşluğu hepimizi yavan bir mukadderata boyun eğen tanrılara çeviriyor. Bizzat Kaos bile ancak bir kargaşa sistemi-olabilirken, şu dünyanın simetrisine niçin hâlâ başkaldırıyoruz? Alınyazımız kıtalar ve yıldızlarla çürümek olduğundan, mütevekkil hastalar gibi ve çağların sonuna kadar, öngörülmüş, ürkütücü ve beyhude bir meraklılığı peşimiz sıra sürükleyeceğiz.
Reklam
Hayırlı sabahlar hayırlı cumalar
Ey er-Rahman ey er-Rahim, Ey İman edenlerin Rabbi! Ey kâinatın Maliki, ey Din Gününün sahibi, zalimler, yeryüzünde bütün ahlak kaidelerini ve bütün vicdanların reddettiği ve nefretle kınadığı, bir zulmü işliyorlar. Rabbim! Sen kullarına merhametle baktın ve onların merhametinle istedikleri din ve hayat tarzı üzerine kalmalarına izin verdin.
Yine yenilmezdik de harp sanayisinde Avrupa'ya bu kadar bağımlı olmak, mühimmat için bile Almanlara muhtaç olmak bitirdi bizi. Düşün, adamlar seri atışlı mantelli toplar yapmaya başlamış, sen daha Şeşhane kurup eski kaval toplarını yenilemekle uğraşıyorsun. Sonra mukadderat demek sorumluluktan kaçmaktır.
Sayfa 136 - KronikKitabı okuyor
Hadis-i Şerif
“Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hâin , hâinler ise güvenilir sayılacak. Kişi kendisinden şahitlik etmesi istenmediği hâlde şahitlik edecek, yemin etmesi istenmediği hâlde yeminler edecek. İnsanların dünya (nîmetlerinden en fazla istifâde ederek) en mes’ûd olanları ise Allâh’a ve Rasûl’üne îmân etmeyen alçaklar olacak!”
Dünya seni anlamıyor. Zaten çok büyük, zaten çok hain.
Reklam
aşk ile kıvranmaktadır
Yanılmıyorum, eminim böyle olduğuna. Kim yaşamışsa bu yoğun çılgınlık dakikalarını, kim bu hain girdaba girip çıkmışsa, dönüp durmuşsa kendi etrafında, kim kimdir, ne nedir, unutuncaya kadar...
DİNGİN BİR ÖFKEYLE
Utanç nice uzak bir duygudur ki Görülmez bir kez olsun yüzünüzde... ...Gülmek yüzde bir kırışıklık korkusu Hain bir parıltıdır gözünüzde... dünyaya ve kendime olan öfkemi anlatan en güzel şiir...
İşte insanların sersemliğine güzel bir örnek: Çoğu kez kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, bahtımız kapandı mı, başımıza gelecek felaketlerin sorumluluğunu gider güneşe, aya ve yıldızlara yükleriz. Sanki zorunlu olduğumuz için kötülük yaparmışız gibi; sanki göklerin zoru ile budala, doğuşumuza egemen olan burcumuzun baskısı ile alçak, hırsız ve hain; sanki yıldızımızın etkisine boyun eğmek gerektiği için sarhoş, yalancı olur, zina ederiz. Yaptığımız bütün kötülükler kutsal bir gücün zoruyla olur. Orospu peşinde koşan bir zamparanın şehvetini bir yıldıza yüklemesi harika bir kaçamak doğrusu! Babam annemle Ejder Takımyıldızının kuyruğu altında birleşmiş, ben de Büyük Ayı'nın altında doğmuşum, huyum da ondan kaba saba ve şehvetli olmuş! Saçma! Ben pic olarak ana rahmine düşerken, en saf yıldız göklerde parlasaydı bile, ben neysem o olurdum yine.
Güvendik adiler, çakıldık ani yere Çünkü biz özgürlüğümüzü teslim ettik o canilere Bana sakın “Hain” deme, sorunum aidiyet Tek hayalim hayal kurabileceğim kadar saf, adil bir yer Sokrat St, Şanışer - Tek Hayalim
"...Bu hain herif, istese bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi, diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından (alıştığından) vazgeçemeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir düşmanlık hissediyor ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en doğru bir çare olacağını düşünüyordum."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.