Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özgür

Sabitlenmiş gönderi
Prekarya sohbetlerimiz PDF hâlinde yayımlandı. İyi okumalar! ✌🏻 twitter.com/atestoygar_n/st...
Reklam
48 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola
7.4/10 · 15,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%21 (24/112)
Sanayi Toplumu ve Geleceği
Sanayi Toplumu ve GeleceğiTheodore John Kaczynski
8.5/10 · 503 okunma
Sermaye, alışverişin değerini satışın hangi fiyattan yapılmasına izin verdiyse onunla ölçer. Söyleyin öyleyse ahlakçı hamamböcekleri, insanoğlunun onca meşgalesi arasında ücreti seksten daha yüksek herhangi bir kol ya da kafa emeği faaliyeti var mı?
Sayfa 61 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sermaye ne vatan tanır ne de sınır, renk, ırk, yaş ve cinsiyet; o enternasyonal bir Tanrıdır, evren­sel Tanrıdır, diye haykırdı Papa elçisi ilahi coşkunun pençesinde. Bu yüzden insanlığın bütün evlatları onun kanunlarına boyun eğmeli! Kaldırıp atalım geçmişin bütün dinlerini; unutalım bütün milli kin­lerimizi ve din kavgalarımızı; kalplerimizi ve ruhla­rımızı birleştirelim ki yeni inancımızın dogmalarını, Sermaye Dini’nin kanunlarını hazırlayalım.
Sayfa 37 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Sermaye ne zaman bir yere saldıracak olsa in­sanları, hayvanları ve önüne çıkan her şeyi kasırga gibi ezer, ufalar, geçer. Avrupa Sermayesi Mısır’ın üzerine çullandığında öküz, kağnı ve kazma-kürek­leriyle birlikte fellahları avucuna alıp ayaklarını yer­den kesti ve hepsini Süveyş kıstağına çekip götürdü; demirden eliyle iki büklüm çalışmaya zorladı onları, güneşte yaktı, ateşler içinde titretti, açlık ve susuzluk­la işkence ve terbiye etti: kanalın iki kıyısı onlardan otuz bininin kemikleriyle kaplandı. Sermaye genç ve kuvvetli, uyanık ve sağlıklı, özgür ve neşeli insanla­rı yakalayıp yakalayıp hepsini fabrikalara, dokuma tezgahlarına, madenlere hapsetti; hepsini ocağa atıl­mış kömür gibi oralarda eritip tüketti, kanlarıyla su­ladı oraları, etlerini taş kömürüne, kumaş ilmiğine, makinenin çeliğine kattı; onları ayakta tutan gücü cansız nesnelere nakletti. Nihayet yakalarını bırak­tığında hepsi tükenmiş, kırılıp dökülmüş ve daha gencecikken birer ihtiyara dönüşmüştü; kansızlıkla, deri ve akciğer veremiyle boğuşan işe yaramaz birer iskeletten başka bir şey değildiler artık.
Sayfa 36 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek tek din Sermaye dinidir. Sermaye hakiki bir Tanrı’dır, her yerde hazır ve nazırdır; ister ışıldayan altın olur isterse çürümüş gübre tozu, ister koyun sürüsü sı­fatında görünür isterse geminin kahve yükü, ister Mukaddes Kitap yığını olur isterse porno gravürü balyası, ister dev bir makine gibi zuhur eder isterse kocaman bir prezervatif - her kılığa ve her şekle girebilir. Sermaye öyle bir Tanrıdır ki herkes tanır, görür, dokunur, hisseder, tadar; bütün duyularımıza hitap eder. Tanrıtanımazla, ateyle karşılaşmamış tek Tanrı odur. Ne kadar kendini beğenmiş olursa ol­sun, Süleyman ona tapardı; ne kadar hayal kırıklığı­na uğratmış olursa olsun, Schopenhauer onu başını döndürecek kadar çekici bulurdu; Hartman şuursuz filozofun tekiydi, ama onun en şuurlu müminlerin­dendi. Öteki dinlerin hiçbiri dudakların ötesine ge­çememiş, aşağılara inememişken, Sermaye inancı her zaman, insan kalbinin her zaman en derin yerine taht kurmuştur.
Sayfa 35 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Eskiden insan zihnini yöneten, ona hakim olan başlıca güç dindi; çalışanla­ra uysalca boyun eğmeyi, boş hayaller peşinde koşup gerçeklerden uzak durmayı, ilahi mutluluk düşleri kurup dünyevi acılara katlanmayı o öğretirdi. Ama sosyalizm, modern zamanların bu habis düşünce­si inancı kovdu ve yoksulların kalbinde kendisi yer edindi; onlara mutluluğu öteki dünyada aramamak gerektiğini öğütlüyor; onlara yeryüzünü cennete çe­virmeyi vaat ediyor; ücretlilere “Senden çalıyorlar! Kalk ayağa, uyan artık” diye sesleniyor. Eskinin uysal işçi yığınlarını uygar toplumları altüst edecek genel bir ayaklanmaya hazırlıyor; imtiyazlı sınıfları orta­dan kaldıracak, aileyi yok edecek, zenginlikleri bugün elinde tutanlardan alıp yoksullara verecek, sanatı ve dini yeryüzünden silecek ve dünyanın her yanını koyu barbar karanlığının istila etmesine yol açacaklar...
Sayfa 30 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Demokratik­ teknolojik toplumların özgür yurttaşı, bir buyruk verdiği jestin kendisinde dur­madan itaat eden bir varlıktır.
Sayfa 48 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Defolsun bu boş inançlar, bu eski gövdeler, bu çiftler, bu çağlar. Batan işte bu dönem­dir!”
Sayfa 50 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ermiş Antonius'un sınanmasındasın daha. Dizginlenmiş isteğin taşkın sevinci, çocuksu gururun kasılmaları, bir çök­me, bir ürkü. Ama koyulacaksın sonunda bu çalışmaya: Koltuğunu kuşatacak mimarlığın, uyum bilgisinin tüm ola­nakları. Hiç beklenmedik, yetkin varlıklar deneylerin için ge­lip sunacaklar kendilerini. Dört bir yandan sana doğru me­rakla akacak o ağır ihtişamlar, o eski uluslar düş görür gibi. Belleğinle duyuların bundan böyle yaratıcı itilişinin besini olacaklar. Ya dünya, sen çıkınca ne kalacak ondan geriye? Herhalde hiçbir şey şu görünüşlerden.
Sayfa 41 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Satılık şimdi paha biçilmez bedenler, bilinen ulusların, dünyaların, cinsiyet ve soyların dışında! Zenginlikler, her adımda fışkıran! Sınamadan geçmemiş elmasların satışı! Satılık şimdi yığınlar için kargaşalık; önü alınmaz doyuş üstün hevesliler için; amansız ecel sofularla sevenler için! Satılık şimdi barınaklar, göçler, yarışlar, peri oyunları, yetkin rahatlık, bunların çıkardığı gürültü, devinim ve gele­cek! Satılık şimdi uygulanışları hesabın, duyulmamış uyumun sıçrayışları. Kimsenin sezmediği buluşlar, deyimler, – bir an­da sizin malınız olan.
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Olası mıdır, sürekli yıkılmış büyük hayallerim için O be­ni bağışlatsın, – rahat bir son telafi etsin yoksulluk çağlarını, – bir günlük başarı alnımıza yazılmış beceriksizliğin utancı üstüne uyutsun bizi? (Ey palmiyeler! Sevgi ve güç! – Sevinçlerden, şan ve ün­den daha yüksek! – her biçimde, her yerde – İblis, tanrı, işte şu kişinin gençliği: Ben!) Olası mıdır, bilimin peri oyununda gerçekleşenleri, top­lumsal kardeşlik akımlarını sevip kucaklamamız, ilk özgür­lüğümüzün adım adım yeniden kazandırılması olarak? Ama bizleri putperest kılan vampir bize bıraktıklarıyla oyalanmamızı buyuruyor, öbür türlü daha da uçuk olma­mızı. Debelenmek yaralarla, bitkinlik veren havada, denizde; işkencelerde, öldürücü suların ve havanın suskusunda; gülen azap içinde, amansız dalgalanan suskusuyla onların.
Sayfa 34 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
2.229 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.