Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgür

408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Sevgili dostum Toygar'ın eserini büyük bir zevkle okudum. Varoluş İsyanı, biz prekaryalar için bir manifesto niteliğindedir. Bu eserden öğreneceğimiz çok şey var. Yazarımız; kapitalizme, modernizme, postmodernizme, aydınlanmacılığa, hipergerçekliğe, tüketim toplumuna, sahte entelektüellere karşı birçok düşünür, sosyolog ve filozoftan
Varoluş İsyanı
Varoluş İsyanıN. Toygar Ateş · Phoenix Yayınevi · 20224 okunma
Reklam
176 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Fransız postmodernist sosyolog ve filozof Baudrillard'nın kısa denemelerinden oluşan medyayı, reklamı, sibernetiği, cinsel özgürleşmeyi, kötülüğü, ötekiliği, terörizmi ele aldığı kendi içinde radikal bir yapıt: Kötülüğün Şeffaflığı. Katılmadığım birçok yer olsa bile düşüncelerini ciddiye aldığım biridir Baudrillard. Bu yüzden onu postmodernist olduğundan dolayı direktmen yadsımayı doğru bulmuyorum. Bununla birlikte, sibernetik devrimin insan ve makine arasındaki entegre oluşunu, trans-seksüel, trans-estetik, trans-politik ile her şeyin cinsel, estetik, politik olduğunu ve böylelikle kendi kendini yadsıdığını, iyilik ve kötülük karşıtlığın ortadan kaldırıldığını, sistemin toptan terörist olduğunu çünkü caydırıcılık ve belirsizlikle işlediğini, iktidar olgusunun ötekini, düşmanı, kozu, tehdidi, kötülüğü belirtmenin simgesel gücüyle var olmasına dair yaptığı sosyolojik, politik, sibernetik, felsefi analizleri değerli bulduğumu söyleyebilirim.
Kötülüğün Şeffaflığı
Kötülüğün ŞeffaflığıJean Baudrillard · Ayrıntı Yayınları · 2012483 okunma
274 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sevgili dostum Hasan'ın yayımlanan ilk romanı. Kitabını imzalı olarak yollama inceliğinde bulunduğu için mutluyum. Kendisine teşekkür ediyorum. Eserin başkarakteri Tekin, felsefe bölümünde okumaktadır. Büyük bir arzuyla felsefe bölümünü seçmesine rağmen eğitimin ezber odaklı işleyişinden, öğreticilikten yoksun olmasından, öğretmenlerden, sistemden bir bütün olarak tiksinmektedir. Çünkü Tekin'in felsefi yapıtları okumasına engel olduğu için zaman kaybetmesine sebep olmaktadır. Bununla birlikte, Tekin, topluma yabancılaşmanın, yalnızlığın, karamsarlığın bir tipolojisini oluşturur. Genç bir ozan olan Tekin'in edebiyat adı altındaki vasatlığa, saçmalığa, dekadanlığa tahammülü yoktur. Bunlara prim verdiği için toplumdan nefret eder. Edebiyata ve şiire gerçek değerinin verilmemesine isyan eder. Şiirler yazar, yaratır, topluma rağmen yaratır. Gerçek bir yaratıcıdır. Anlamsız varoluşunu edebiyatla ve şiirle anlamlandırır. Okunmayacağını bilmesine yazmaktan vazgeçmez. Anlaşılmadığını adı gibi bilir. İnsanlarla olan diyalogları bunu tasdiklemeye yeterlidir. Tekin, sahte entelektüel ve aydın takımına karşı da isyanlıdır. Yurtdışında turist olarak gezmenin entelektüellik olmadığını, dünya kadar para harcamanın anlamsız olduğunu dile getirir. Aydın'ın tüketim toplumunun nesnesi olmadığını, bizatihi aydının üretmesi gerektiğini söyler. Sahte aydın ve entelektüelleri eleştiren Tekin, onların kapitalizmin yarattığı tüketim toplumunun nesneleri olduğunu ifşa etmek ister. Eser gayet muazzam ve akıcı. 2 günde bitirdim. Kendimden bir parça gördüm. Herkese tavsiye ederim.
Genç Ozanın Sancısı
Genç Ozanın SancısıHasan Furkan Efeoğlu · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20218 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
542 syf.
9/10 puan verdi
·
42 günde okudu
Max Stirner'in "Biricik ve Mülkiyeti"nden sonra beni sarsan ikinci bir başyapıt: "Anti-Ödipus" Deleuze ve Guattari, Anti-Ödipus'ta, arzunun nesnesinin eksik olduğu düşüncesine karşı Freud'u yerden yere vurur ve arzuda eksik olanın nesne değil, özne olduğunu söyler, onu ödipal üçgenden (baba-anne-ben), imgesel ve simgesel yapılardan kurtarmak için arzulama üretiminin bizzat toplumsal üretim olduğunu eserin birçok yerinde dile getirirler. Bununla birlikte, şizonun değil, şizofrenik süreçlerin devrim potansiyeli taşındığını ve bunu çileci bir nihilizmle değil, neşeyle yapılmasını gerektiğini söylerler. Dikkatimi çeken en önemli yerlerden biri, kapitalizmin ve kapitalist devletin yersizyurtsuzlaşan kodu çözülmüş akımları yeniden-yerliyurtlulaştırmasıyla ve sosyalist devletin milliyetçilik ve partiyeryurduyla proleteryaya yapay yeryurtlar tesis etmesine vurgu yapmalarıdır. Deleuze ve Guattari, klasik marksizmdeki "üretim araçlarının ele geçirilmesi" yerine onların "havaya uçurulması" fikrini savunurlar. Radikal bir bakış açısı, lakin bir o kadar anarşik olduğunu söyleyebiliriz.
Anti-Ödipus
Anti-ÖdipusGilles Deleuze · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 201294 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
1) Anarşi (Felsefesi-İdeali) (Konferans) 2) Anarşizm (Makale) 3) Anarşist Komünizm (Temelleri ve İlkeleri) (Makale) Toplam üç metnin derlendiği bu eserde, Anarşizmin neliği, kuramsal yapısı ve fraksiyonları aktarılmaktadır. 1) Kropotkin, konferans metninde "karşılıklı yardımlaşma" ilkesinden yola çıkarak evrim felsefesiyle anarşizmin birbiriyle olan ilişkisini temellendirmeye girişiyor. 2) Anarşizm makalesinde, "Anarşizm" sözcüğünün etimolojik kökünden yola çıkarak anarşizmin neliğini, fraksiyonlarını, teori ve pratiğini açıklamaya çalışıyor. 3) Anarşist Komünizm makalesinde ise (buna anarko komünizm de deniyor), anarşizm ile komünizmi sentezleyerek sınıfsız ve özgür bir toplumun nasıl olacağını açıklıyor. Anarşizm hakkında bilgi edinmek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.
Anarşi
AnarşiPyotr Kropotkin · Kaos Yayınları · 2015179 okunma
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
Emma Goldman, dinsel ve toplumsal tabulara cesur bir şekilde karşı çıkmış ve bunu praksis olarak ortaya koyabilmiştir. Özellikle, dinsel ve toplumsal yapıyı, erkek egemen kültürü, kapitalizmi, militarizmi, evlilik olgusunu radikal bir şekilde eleştirmiş ve çözüm olarak (klasik) anarşizmi ortaya koymuştur. Goldman'a göre anarşizm, bireyin özgürce faaliyette bulunduğu ve tüm otoriter kurumların imha edildiği toplumsal bir düzeni ifade etmektedir. Bununla birlikte o, sadece sağ değil, sol diktatörlüklere de karşı çıkmış ve özgürlüğün mahiyetini sürekli vurgulamıştır. Bu açıdan Goldman'ın hem felsefi hem de politik olarak tarihsel bir önemi olduğunu söyleyebiliriz.
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir
Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim DeğildirEmma Goldman · Agora Kitaplığı · 20061,426 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Kitap iki bölümden oluşuyor: "Dinin Doğal Tarihi" ve "Doğal Din Üstüne Söyleşiler" Hume, birinci bölümde sistemli bir politeizm eleştirisi yapar, bununla birlikte, monoteist dinlerin öğretilerine de (alttan alta) eleştirmekten kaçınmaz. Asıl radikal eleştirisini ise ikinci bölümde söyleşi olarak kaleme alır. Konuşanlar ise Philo, Cleanthes ve Demea'dır. Philo, Cleanthes ve Demea'nın teolojik öğretilerini savunan tezlerini felsefi olarak ele alır ve onlara antitez sunar. Semavi dinlerin sosyo-politik, ahlâki, ve ötedünya (ceza-ödül) iddia ve buyruklarına karşı rasyonel tezler sunar. Bununla birlikte, antropomorfizme, evrenin arkhesine (ilk ilkesini), ve erekselliğine de aynı şekilde karşı çıkar.
Din Üstüne
Din ÜstüneDavid Hume · İmge Kitabevi · 2019182 okunma
40 syf.
10/10 puan verdi
Stirner'in realistlere ve hümanistlere radikal eleştiriler yaptığı bu kısa eser, pedagojik olarak özgürlüğün mahiyetini ve önemini vurguluyor. Eğitimin ancak özgür bireyler yetiştirmesi gerektiğini, aksi takdirde itaatkâr ve dalkavukluğun kaçınılmaz olduğunu, bununla birlikte eğitimin bilgi vermekten ziyade özbilinç ve farkındalık oluşturması gerektiğini ifade ediyor. Aksi takdirde eğitim (sistemi) pespaye bir olguya dönüşerek, özgür ve bağımsız bireylere değil, dalkavuklara olanak sağlamaktadır. Böylelikle özgürlüğün pedagojik bir değeri kalmamakla birlikte bilgi de hiç olmaktadır.
Eğitimimizin Sahte İlkesi ya da Hümanizm ve Realizm
Eğitimimizin Sahte İlkesi ya da Hümanizm ve RealizmMax Stirner · Fenomen Yayıncılık · 201455 okunma
154 syf.
8/10 puan verdi
Din ile Bilim çatışmasının kökünü ve tarihini yalın bir biçem ile irdeleyen Russell, dinin -ve dincilerin- bilime verdiği zararlara rağmen eserinde bilimin üstün çıkacağını dile getiriyor. Bilimin ve bilim insanlarının tarihte bastırılması (Galileo) ve yakılması (Bruno) trajediye yol açmıştır. Hem bilimin ilerlemesini geciktirmişler hem de bilim insanların deney ve gözlem ile ortaya koydukları ampirik verileri açıklamasından dolayı bağnaz teologlar onları aforoz etmişlerdir. Bunun sebebi ise, İncil veyahut Tevrat'ın ayetlerine aykırı olmasından başka bir şey değildir. Kutsal öğretilerin saçmalıkları yüzünden bilim insanlarını yakmayı kendinde hak gören alçaklara rağmen bilim yine de tarih içinde devinmiş ve gelişmiştir. Semavi dinlerin ortaya koyduğu kozmoloji ise, bilimsel bulgular karşısında fazla direnememiş ve çökmeye yüz tutmuştur.
Din ile Bilim
Din ile BilimBertrand Russell · Yapı Kredi Yayınları · 2016516 okunma
672 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Güç İstenci, Nietzsche'nin 1883-1888 yılları arasında yazdığı taslaklar, notlar ve aforizmalardan oluşuyor. Aslında Nietzsche, Güç İstenci'ni yazacağının haberini "Ahlakın Soykütüğü" eserinde vermişti. Eğer bitirecek kadar zamanı olsaydı, şüphesiz bir başyapıt olabilirdi. Nietzsche notlarında genel olarak nihilizmi, hristiyanlığı,
Güç İstenci
Güç İstenciFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 2010508 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
Locke, yapıtında, genel hatlarıyla kelimelerin suistimal ediliş şekillerini ve yapılan sahtekârlıkları anlatıyor. Bununla birlikte, kelimelerin salt yalın, söz sanatlarına yer verilmeyecek şekilde aktarılması ve doğada bir karşılığı olması gerektiğini de ekliyor. Tavsiye edilir.
Kelimelerin Suistimali
Kelimelerin SuistimaliJohn Locke · Tefrika Yayınları · 2017158 okunma
1006 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Juliette'i bitirmem yaklaşık 3 ay sürdü. 1000 sayfalık dehşet bir yapıt okudum. Herkesin okumasını tavsiye etmiyorum. Çünkü, tin sağlığınızı olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Buna rağmen "Juliette"i okumakta israrcıysanız, "Justine" eserinden başlamalısınız. Juliette, Justine'in devamı olarak yazılmış bir kitap. Juliette, genel hatlarıyla erdemsizliği/ahlaksızlığı temsil eden başkarakterdir. Karşıtı olan "Justine" ise erdemi/ahlakı temsil etmektedir. Bkz. (Justine'in kısa incelemesi): #35580811 Hayatını idame ettirmeye çalışan Juliette; suçun, şehvetin, ahlaksızlığın, merhametsizliğin, soğuk rasyonelliğin etkisiyle illegal bir şekilde servetine servet katmış, amaca giden her türlü yolu mübah görmüştür. Machiavelli'nin metodları esas alındığı gibi, kitabın birçok yerinde ondan alıntı yapılmıştır. Kitapta sürekli doğa kanunlarına vurgu yapılır, dinin antropomorfist tanrısı yerin dibine gömüldüğü gibi, her türlü hakareti yapmakta beis görülmez. Çünkü tanrı nosyonu, yaşamla ve doğayla çelişen ve hayal ürünü olmaktan öteye gidemeyen bir kavramdır. Kötülük karşısında pasiftir ve kullarının dualarına bile karşılık vermekten acizdir.
Juliette - Erdemsizliğe Övgü
Juliette - Erdemsizliğe ÖvgüMarquis de Sade · Chiviyazıları Yayınevi · 2013198 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
Erich Fromm, "Marx'ın İnsan Anlayışı" yapıtında, Marx'ın felsefesine ve onunla ilgili yanlış anlaşılmalara değinmiştir. Ondan alıntılar yaparak, yanlış anlaşılmaları düzeltmek isteyen Erich Fromm; Sovyet rejiminin totaliter olması nedeniyle Marx'ın kuramıyla hiçbir alakası olmadığını, onun felsefesini çarpıttıklarını dile getirmiş, Marx'ın hümanizm anlayışını alıntılarla desteklemekle birlikte, birçok sosyalistten farklı olarak aykırı görüşlerini ortaya koymuştur. Bununla birlikte, "İtaatsizlik Üzerine" yapıtında, kendisini "Hümanist Sosyalist" olarak tanımladığını da es geçmemek gerekir.
Marx'ın İnsan Anlayışı
Marx'ın İnsan AnlayışıErich Fromm · Say Yayınları · 2014206 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Felsefi bir roman mahiyetinde olan "Justine", Sade'ın, salt erdemli yaşama ereği güden bir karakterin başına gelen felaketleri anlatıyor. Bu felaketlerin baş karakteri olan Justine(Thérèse), kendini tanrıya, erdeme adamış olmasına karşın, başına gelenlerin salt iyiliğinden dolayı gelmiş olmasını, mevcut düzenin böyle yürümediğini ve olgular dünyasında erdemli olmanın hiçbir önemi olmadığını kabul etmediğinden, iyi niyeti suistimal edilmiş, cinsel ve tinsel olarak tahakküme, tecavüze, sadistik uygulamalara maruz kalmıştır. Salt bununla kalınmamış, ona her türlü iftiralar atılmıştır. Her defasında tanrıya sığınan Justine(Thérèse), dua ve yakarışları karşısında cevap alamamasına rağmen, yine de tanrıdan ümidini kesmemiştir. Ama tanrı bir türlü Justine'e cevap vermemektedir. Justine, yaşadığı ıstıraplardan kurtulmanın yolunu arasa da, her defasında kendini başka bir felaketin içinde bulur...
Justine - Erdemin Felaketleri
Justine - Erdemin FelaketleriMarquis de Sade · Chiviyazıları Yayınevi · 2018290 okunma