Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilâl

Hilâl
@hilaalkayaa
Öğrenci
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
21 okur puanı
Nisan 2014 tarihinde katıldı
İhtiyacı olduğunda cinselliği yaşayan bir erkeğe diyeceğim yok! Ama bunun için yalvaran, bütün gücünü onu idare eden kadına; kendi zayıflığını ve erkeğin gücünü, kendi dişi gücü haline çeviren o hilekâr kadına bırakan erkeklerden nefret ederim.
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
Ne zaman şiir yazmak istediysem Seni yazdım, senden öteye gidemedim Suçluyum, umutsuzluğum hiç geçmeyecek Seni asla bulamayacağım sanıyordum Rüya da olsa yalan da olsa şimdi Seni buldum artık bırakmayacağım Ve daha nice yıllar bütün yazdıklarım seni anlatacak Allah'a inandığım kadar sana da inanıyorum inan -Ü.Y.O.
Sayfa 78 - Everest
Sevinç için yaratılan kuş Bir kafeste oturup nasıl şarkı söyler? -W. Blake

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-Biliyor musun insanları öldürüyorum Portuga. Bunu nasıl yapıyorsun Zeze? Onları unutarak!
Kadın, bugün, istenilsin istenilmesin, genel ve ekonomik hayata samimi bir şekilde karışmıştır. Kadın, bugün, tezgâhlarda, fabrikada, büyük mağazalarda, ticarethanelerde, bütün genel hizmetlerde çalışmaktadır. Rusya’da, en etkin sınıflarda, aktif olarak askerlik görevini de yapmaktadır. Amerika okullarında genç kızlar silah eğitimleri ile ilgilenerek askerlik görevine hazırlanmaktadırlar.
Reklam
Halka hizmetlerin iyi yönetiminde erkeklerin olduğu kadar kadınların da menfaatleri vardır. Kadınların savunacakları ekonomik menfaatleri vardır. Kadınların sosyal heyetin örgütlenmesi hakkında bildirecekleri düşünceleri vardır. Kadında adalet duygusu vardır. Kadın tutumludur, barışseverdir. Milli emek ve gayrette kadının payını değersiz görmek hakkı kimseye verilmemiştir.
Dünya Savaşından beri, çoğu ülkeler, kadınların seçme haklarını kabul etmiştir. Kadınların siyasi hakların yürütülmesine katılımını reddeden ülkeler, ancak Fransa, İtalya, İspanya gibi Latin ülkeleridir. .... Latin ülkelerinde, kadınlık hakkında devam eden bu görüş artık bugünkü toplumların ahlaki ve ekonomik durumlarına uymamaktadır. İslam ülkelerinden bahsetmiyorum; sebebi Türkiye Cumhuriyetinden başka, dünya yüzünde ya tam anlamıyla bağımsız Müslüman devlet yoktur, ya da var olanlarda tam anlamıyla demokrasi yoktur.
Bireyin birinci hakkı, doğal yeteneklerini, serbestçe, geliştirebilmesidir. Bu gelişimi sağlamak için ise, en iyi araç, bireye, diğerinin benzeri hakkına zarar vermeksizin, tehlike ve zarar kendine ait olmak üzere, ona kendi kendini istediği gibi yönetmeye ve yönlendirmeye izin vermektir.
Hürriyet başkasına zarar vermeyecek her türlü yetkiyi kullanmaktır” denildiği zaman vatandaş hürriyetinin, yalnız bunun amaç olduğu, devletin bu amacı sağlamak için bir araç olarak düşünüldüğü ifade edilmiş olur. Ancak, bu araçtır ki, milletin, tüm menfaat ve amacını koruyacaktır. O halde, bireysel hürriyete sınır olarak “başkalarının hürriyet sınırını” gösterirken bireysel hürriyetin, milletin genel menfaatinin gerektirdiği dereceden daha fazla sınırlandırılmayacağı kabul edilmiş oluyor. Bu düşünce basittir; ancak uygulaması çok güçtür. Çünkü bireysel hürriyet derecesi, devletin çalışmasını zayıflatmaması gerekir. Devletsiz bir toplum veya zayıf bir devlet hayatının sonucu, herkesin herkese karşı mücadelesidir. Bu mücadelenin çoğunluğun hürriyetini boğmayacak şekilde, doğrulanması gerekir.
İnsan, öncelikle tabiatın esiri idi; sonra, buna, gökyüzünden kuvvet ve yetki alan bazı adamlara esir olmak eklendi, insan toplulukla büyüdükçe ve devlet devlet haline geldikçe, bireyler üzerindeki ağırlık o kadar çoğaldı. Devletin başında bulunan adamın hakkı, sınırsız, kayıtsız, şartsız kesin bir kudret olarak kabul ediliyordu. Devletin şekli imparatorluk veya cumhuriyet olsun, bunun önemi azdı; bireyin, kişisel bir hakkı yoktu. Eski zamanlarda insanların, yapabildikleri medeniyetlerinin en yüksek devirlerinde böyle idi. Bireyin hakkı, hükümdarın menfaatine olarak, ilahi hak içindeydi. Bu hakka dayanarak, hükümdar, halkının hürriyetini istediği gibi kullanma yetkisine sahip olabiliyordu; bu, bireyin hakkına saldın sayılmazdı.
Reklam
Bu başına sardığını düşündüğüm bela; özel bir çeşit, dehşet verici bir bela bu. Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vardığını anlama şansı verilmez. Düşer, düşer, düşer, ama düştüğünü anlayamaz. Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur. Veya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da, aramaktan vazgeçerler. Beni dinliyor musun?
Sayfa 176 - YKYKitabı okudu
Aslında, yapmam gereken şeyi biliyorum, kitabını bulup, o kitabı okumam gerek benim. Benim derdim de bu işte, böyle zırvaları kendi başıma okumam gerek. Bir aktör oynamaya kalkınca, zor dinliyorum. Her an, ne sahtekarlık yapacak diye kıvranıp duruyorum.
Sayfa 113Kitabı okudu
Eskiden onu pek akıllı sanırdım, o aptallığımla tabii. Öyle sanmamın nedeni; tiyatro, edebiyat ve bütün bu zırvalıklar üzerine çok şey bilmesiydi. Birisi bu konularda pek çok şey biliyorsa, onun aptal olup olmadığını anlayabilmeniz epey zaman alıyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
Benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu, onların yerini alan yenileri ise, o sırada tahmin edemeyeceğim yeni üzüntülere ve yeni mutluluklara yol açtılar; buna karşılık, eski üzüntülerimi ve mutluluklarımı da şimdi anlamakta güçlük çekiyorum.
-Bana kötülük yapan herkes düşmanımdır.
Sayfa 159Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.