Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hür

Hür
@homopatiens
Öğrenci
Ankara Üniversitesi - PDR
115 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Neden herkesin bildiği bir atasözü “ölüler masal anlatmaz” der, ölülerde Goodwin kumlarındaki gemi mezarlığından daha çok sır varken? Niçin böyle acı bir sözü, bu dünyadan daha dün gidenler için söylüyoruz da, yaşayan dünyanın en uzak Hint adalarına gidenler için söylemiyoruz? Neden hayat sigortaları ölümsüz ruhlar için ölüm parası verirler? Aşağı yukarı altmış yüzyıl önce ölen Adem babamız, nasıl oluyor da sonsuz ve hareketsiz bir durgunluk içinde, ölümle umutsuzca büyülenmişçesine yatıyor hâlâ? Niçin bir yandan ölülerin anlatılmaz bir mutluluk içinde yattıklarını ileri sürer, bir yandan da ölenler söz konusu olunca avunma nedir bilmeyiz? Niçin tüm yaşayanlar, tüm ölülerin susmasını isterler? O kadar ki, bir mezarda bir tıkırtı olsa, korkudan bütün kentin aklı başından gider. Bunlar boş değil, bir anlamı olsa gerek bunların.
Reklam
Hayatla yekvücut değiliz artık. Hayatlarını belirli, sabit amaçlara indirgeyenler, hayatla yekvücut olmadan onun yüzeyine tutunma çabasındadırlar.
"Şairler susacak, Şair olduğunda herkes"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü sanat, özünde, bir gösteri ya da obje değil, bir deneyimin paylaşılmasıdır, bir sürece karşılıklı katılımdır.
Reklam
Ölümün unutulması da kendi payına totalitarizmi güçlendirir; “ölümsüzler”in özgürlük diye bir kaygısı yoktur çünkü. Gençler, toplumdaki yıkıcı gelişmelerin duyarlı göstergeleridir. “Je vous dis bravo. Vive la Mort!” (“Sizi kutluyorum. Yaşasın Ölüm!”) Böyle diyor Paris'te bir duvar yazısı. Gençler yaşamı ve ölümü düşünüyorlar. Kimileri ölüyor. Çoğu yaşamayı seçiyor.
Kötülük, düşmanın özelliklerinden ya da kişiliğinden çok, hepimizin içindeki “düşman" kavramı içinde saklıdır.
Ayrıca, çok fazla konuşuyoruz. Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz. Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır. Sözcükleri kullanmakla, sessiz dünyaya kendi düzenimizi zorla kabul ettirmiş oluruz. Kendimizi güvende hissederiz. Sözcük kullanmamız, etrafı izleme, bilinmeyeni sorgulama, sözlü tanıma haritası olmayan şeyleri sözcüklerle kodlama eğilimimizden doğan bir gücün işaretidir. Sözcükleri kullanmakla, çevremizdeki şeylere sahip oluruz. Sahip olunca da kendimizi güçlü, her şeyi denetleyen bir konumda hissederiz. Aymazlığımızın doruğu da budur işte.
158 syf.
·
Puan vermedi
Açlık
AçlıkKnut Hamsun
7.9/10 · 27,9bin okunma
Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde, bembeyaz bir fenerdim ben.
Reklam
Ve karanlık çepçevre etrafımda pusudaydı; her taraf sessizdi, her şey sessiz. Ama yukarıda ebedi musikî, hava, asla susmayan uzak ve sessiz uğultu, devam ediyordu. Bu sonsuz, hasta mırıltıya uzun zaman kulak verdim; derken zihnim bulanmaya başladı; kuşkusuz, üzerimde yuvarlanan dünyaların senfonisiydi bu; bir şarkıya başlamış yıldızlardı.
264 syf.
·
Puan vermedi
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev
8.1/10 · 44,7bin okunma
Bir denizcinin ölümü.
Göklerin beyaz parçasına sarılı denizciyi, bağrının zindan karanlığına çekmeyince denizin susayışı kanmayacaktı. Kardeşimi denize attık. Üzerine deniz kapandı. Martılar köpükler üzerinden çark ettiler. Dibe giden nâşın ağartısı yavaş yavaş soldu. Gözlerimizin önünde yalnız denizin yekpare mavisi kaldı. Deniz Davut'u unutmuştu artık.
Delikanlılık
"Yahu" dedi. "Seviyorum ve herkesin yüreğinde nihayetsiz sevgilerin yanmakta olduğunu seziyorum. Fakat onu istemeye kalkışınca, kendimden utanıyorum, dilsiz kalıyorum. Hatta susmaktan beter, saçma sapan şeyler söylüyorum. Ve özlediğim sevginin kuzulara köpeklere verildiğini görüyorum. Çünkü kuzular meleyerek, köpekler de kuyruk sallayarak o sevgiyi apaşikâr istiyorlar. Bana öyle geliyor ki dünyada mevcut sonsuz sevgi dile gelmek için can atar, dudaklarda tir tir titrer, gelgelelim dile gelmeye utanır utanır utanır!" dedi.
Veda lüksü.
Vapurun kalkmasına yakın elvedalar başladı. Bizimse vedalaşacak kimsemiz yoktu. Elvedalar bile salon mobilyaları gibi, ancak dünyalığı yolunda olanların kendilerine peşkeş çekebilecekleri bir lükstür. Benim bildiğim, anam, babam, amcam, atam dünyadan selamsız sabahsız çekilip gitmişlerdi.
Bense evlenecek kadın değil, denize açılacak gemi arıyordum.
937 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.