“Şunu da unutmayın ki, İnsana karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğiniz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın. Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli, ticaretle uğraşmamalı. İnsanın bütün alışkanlıkları kötüdür. Ve en önemlisi, hiçbir hayvan kendi türünden olanlara zorbalık etmemeli. Güçlüsü güçsüzü, akıllısı akılsızı, hepimiz kardeşiz. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmemeli. Bütün hayvanlar eşittir.”
-Kafayı geçmişe takmak insana acı verir,-dedi ihtiyar düşünceli bir tavırla.-Geçmişte yaşananlar içilmiş içki gibidir! Mutluluğu geçmişte aramanın ne anlamı var? Kaftan eskimişse,çıkar at!
Reklam
İçmenin Felsefesi
Felsefe bilgelik arayışıdır; ve şarabın hem tatlı, hem tatsızı açığa vurma çekingenliğini ortadan kaldırdığı bir symposion' dan daha iyi nerede keşfedilebilir hakikat? MÔ üçüncü yüzyılda yaşamış Yunanlı bir filozof olan Eratosthenes "şarap, gizli olanı açığa çıkarır" diyordu. Birkaç kişinin şarap içerken belirli bir konuyu tartıştığı bir edebi biçim olarak sürekli kullanılması, symposion'un hakikate ulaşmanın uygun bir yolu sayıldığı­nı gösterir. Bunun en ünlü örneği Platon'un Symposion'udur; burada Platon'un hocası Sokrates de aralarında olmak üzere katılımcılar aşk konusunu tartışırlar. Bütün gece boyunca içildikten sonra, görünüşe bakılırsa içtiği şaraptan etkilenmeyen ve günlük işine giden Sokrates dışında herkes sızıp uyumuş­tur. Platon onu ideal içici olarak betimler: Şarabı hakikate ulaş­mak için kullanır, fakat kontrolünü kaybetmez ve hiçbir kötü sonuca maruz kalmaz. Sokrates, başka bir öğrencisi tarafından yazılan benzer bir eserde de yer alır. MÖ 360 civarında yazılan Ksenophon'un Symposion'u, Atina'da bir içki partisinin kurgusal bir anlabsıdır; burada sohbet daha canlı ve daha nüktelidir, karakterler Platon'un daha ciddi eserinde olduğundan daha fazla insandırlar. Ana konu yine aşktır ve sohbet, o güzelim Taşoz şarabıyla ateşlenir.
Sayfa 68 - Kırmızıkedi yayınları 2. BaskıKitabı okudu
- Günlüklerimi kitap haline getireceğim, ismini de BÎR DELlYLE EVLENDİM koyacağım, ne o, hoşuna gitmedi mi? - izin ver biraz kafamı toplıyayım... - Anladım, aparküt yemiş gibisin. - Bir hoca efendiden dinlemiştim. Emevi Halifelerinden Ömer bin Abdülaziz’e sormuşlar: Sen sahabeyi gördün onlar nasıl insanlardı? O da cevap vermiş: - Siz onları görseydiniz deli derdiniz, onlar da sizi görseydi, bunlar kimdir diye hayret ederdi... Sizin bana deli demeniz ümit ışığım oldu. - Müslümanların yaşayışı bu kadar farklı mı? - Fakat bana deli demenizin sebebini öğrenmek isterim... - Amerika’da insanlar içki içmeden yaşıyamayacağını zannederken, sen içmiyorsun. Cinsi hayatın güçlü olduğu halde başka kadınlarla yaşamıyorsun. Kumar, aklından geçmiyor... Kuzum, hüküm ekseriyete göre verilir, eğer bu insanlar akıllı ise sen delisin. Zaten hiç kimse de deliyim demiyor ve demez de... Öyleyse herkes akıllı, onlar gibi yaşamayan deli.
Sayfa 21 - TimasKitabı okudu
Beş vakit namazı, orucu, haccı, nafile ibadetleri, hayır hase­natı ve varoluş ekolojisini korumasıyla bir Müslüman'ın hayatı her açıdan teminat altına alınmış olur. İçki yok, uyuşturucu yok, kul hakkı yemek yok, kumar yok, evlilik dışı ilişki yok, bedeni­ni hayasızca teşhir etmek yok, başkasını yersiz eleştirmek, yani "gıybet / dedikodu" yok; hatta başkasının ayıbını, bırakın açığa vurmayı, tam tersine örtmek var.
Sayfa 280 - KaknüsKitabı okudu
Bütün resimler sana benziyor Hayret Bütün aynalarda sen varsın Nereye gitsem peşimden geliyorsun Şimdi sigarasın dudaklarımda Biraz sonra beyaz bir kâğıt Ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.