Sultan IV. Murad bir süreden beri hasta idi. Osmanlılarca "damla," "nikris" veya "gut" isimleriyle tanınan hastalıktan rahatsızdı. Eklemlerindeki ağrı zaman zaman dayanılmaz hâle geliyor, güçlükle ata binip güçlükle yürüyordu.
Doktorlar ancak afyon (uyuşturucu) vermekle biraz olsun padişahı rahatlatıyorlardı. Afyon aldığı zamanlarda ağrıları biraz azalıyor, ama afyon vücudunu uyuşturduğundan yalpalayarak yürüyordu. Görenler de onu sarhoş sanıyorlardı. Bu yüzden, "IV. Murad'ın içki içtiği" söylentisi yayılmıştı.
Sayfa 256 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Aci cekmek icin ayyas olmak, bir kadin tarafindan sifirlanmak gerekmiyordu, ama aci cekip ayyas olunabilirdi. Bir sure, genclikte ozellikle, talihin senden yana oldugunu sanabilirdin, bazen senden yanadir da gercekten. Ama senin farkinda bile olmadigin ve senin aleyhine isleyen bir takim ortalama hesaplar ve kanunlar vardir, her seyin yolunda gittigini sandigin zamanlarda bile. Bir gece, sicak bir Sali gecesi o ayyas sen oluverirsin, sensin o ucuz pansiyon odasinda olan ve daha once o odalarda olmus olmanin da bir yarari olmaz, daha da kotudur hatta, cunku bir daha bu duruma dusmemeye karar vermisligin vardir. Bir sigara daha yakmaktan, bir icki daha icmekten, o sivasi dokuk duvarlarda bir cift goz, bir cift dudak aramaktan baska bir sey de gelmez elden.
Kalemini kötüye kullanan etkileyici bir şairdi, alkolik seviyesinde içki içiyor, kumar oynuyor, esrar çekiyor,
lstanbul'da ve Paris'te bohem hayat sürüyordu, parasız kalınca dümeni din tüccarlığına kırdı, siyasal lslamcıların rol modeli oldu, antisemitizmin yayılmasında öncülük yaptı. Aslına bakarsanız, peşinden gelenlerle alay ediyor, "ben bunlara abdestsiz namaz bile kıldırırım" diyordu. Yandaş-tetikçi gazeteciliğin mucitlerinden biriydi, örtülü ödenekten para kapmak için dönemin başbakanı Adnan Menderes'e yalvaran mektuplar yazıyor, "1O bin lira lütfedilirse, ayda altı bin lira tahsis olunursa, bütün muhalefet matbuatını çürütürüm" filan diyordu.
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okuyor
"New York'taki bir gözlemci, Kızılderili kabile şefleri "sert içki aşığıdırlar, yine de sarhoş olmalarına yetecek kadar içkileri yoksa içmek istemezler" diyor. "
Öyle sermestem ki İdrâk etmezem dünyâ nedir
Ben kimim, saki olan kimdir, mey ü sahbâ nedir
Fuzulî
Aşk ile öyle sarhoş olmuşum ki artık bilmiyorum dünya nedir? Ve bilmiyorum, ben kimim; bana bu içkiyi sunan da kim; içki ve kadeh nedir?!..
Hiçbir hayvan asla bir evde yaşamamalı, yatakta yatmamalı, giysi giymemeli, içki ve sigara içmemeli, paraya el sürmemeli, ticaretle uğraşmamalı.
İnsan'ın bütün alışkanlıkları kötüdür.
Ne tuhaf bir cihan felsefesidir ki biz işçi takımına her nesne: yemek, içki, giyecek maddeleri, ısı ve yatacak barınacak olsun ya da eğlence her vakit çok görünür ve insanlığımızı unutmamız istenir bizlerden ama, biz hep, hep değil de arada bir kendimizi insan yerine koyarız. Yazık.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bütün resimler sana benziyor
Hayret
Bütün aynalarda sen varsın
Nereye gitsem peşimden geliyorsun
Şimdi sigarasın dudaklarımda
Biraz sonra beyaz bir kağıt
Ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın
Giderek daha yakına yaklaşarak çıplak vü- cudunu, onun, onu ne kadar çok istediğini gizleye- meyen vücuduna, sırılsıklam olmuş pantolonuna ve gömleğine yapıştırdı. Onun dudaklarından dökülen inlemeleri, iç çekmeleri ve mırıldanmaları duymak istiyordu. Kalçasını ona sürttüğünde Clay inledi.
Ses oldukça seksiydi ama bundan çok daha faz- lasıydı. Bu
İçki içemiyor , sigara tüttüremiyordum . Sadece sabahtan akşama kadar ikinci katın beş metrekarelik odasında tıkılı hâlde eski dergileri okuyup aptalca bir şekilde yaşıyordum . İntihar edecek enerjimi dahi kaybetmiştim .