Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akıllı zengin, parasıyla Allah'ın rızasını ve dostlar kazanan kişidir.. Akılsız zengin ise parasıyla Allah'ın gazabını ve düşman kazanandır..
Halkı açlığa terk etmek ve üretim dışına itmek, aslında kendi halkına terör uygulamaktan başka bir anlam taşımaz. Yani halk açlık terörü ile baş başa kalmaktadır. Toplum, dilenci bir toplum haline dönüştürülerek ve sadaka ile geçimini sağlamaya zorlanarak iftar çadırlarında günübirlik karnını doyurma durumuna düşürülmekteyse, düşünme ekseninden kaydırılmış olmaktadır. Dini irtica, Ramazan gibi kutsal değerler de kullanılarak, tüm ülke genelinde iftar çadırlarına sokulmuş ise, emperyalizmin ılımlı İslam baskılaması altına alınmış ve bu yaşam biçiminin eylemli hale dönüştürüldüğü kabul görmüş demektir. Ülke, laik bir ülke konumundan fiilen çıkarılmak üzeredir.
Reklam
Ey kardeş bil ki! Küfür yolunda gitmek, buzların içinde yürümeye benzer, belki toprağın altında, hattâ belki demirin içinde yürümek gibidirki, bütün maniaları def'eden bir dâfi'inde beraber olması lazımdır. İşte bu yola kasden ve bizzat teveccüh eden için pek müşkül ve çok asîrdir. Fakat bu müşkilâtlar, sathî ve tebeî nazarlar altında gizlenip görünmüyorlar. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Sonuç olarak Farabiye göre hak din, kesinlik taşıyan felsefi hakikatin sembolik bir ifadesidir ve din yalnızca akli ilimler ışığında kavrandığında her türlü tefrika ve dejenerasyondan korunabilir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Bizim toplumumuzdaki dejenere din
Ancak belli bir felsefi seviyeye göre yorumlanıp temellendirilmiş bir dinin, o haliyle ilkel ve dinsiz topluma intikali halinde, din o toplumda felsefeden önce var olmayı başarırken, bir felsefi gelenek dahi başlatabilir. Bu durumda din felsefeye tekaddüm etmiş olur. Ancak burhani bir felsefeyle temellendirilmiş din, aynı felsefi seviyeye sahip bulunmayan bir toplumca benimsenebilir ve o toplum dini önermelerdeki misali hakikatleri hakikatin kendisinden ayırt edemeyecek kadar te'vil mantığından uzak olduğu için ortaya felsefi bir başarı koyamayabilir. Böyle bir topluma dinlerinin daha önce dayandığı felsefe girdiğinde, o felsefe mille ile kaçınılmaz tartışmaya girecektir. Felsefeciler hakikatin misallerinin saf hakikat olarak sunulmasından ötürü din bilginlerine cephe alırken, din bilginleri de hakikatin saf şekli addettikleri tasavvurların misali olduğu iddiasına karşı çıkarlar. Böyle bir toplumda filozof bir yandan dine karşı olmadığını belirtmeli, öbür yandan dinin hakikate ilişkin bazı ifadelerini te'vil edip toplumu aydınlatmaya çalışmalıdır.
Sayfa 184Kitabı okudu
Platon'un varlığını kabul ettiği, Aristoteles'in ise reddeder göründüğü duyusal dünyadan ayrı örnekler olarak idealar meselesine gelince, Fârâbi bu konuda Aristoteles ile Platon arasında bir uzlaşma elde etmek için Usûlúcya'ya dayanmaktadır. Buradaki akıl yürütmesi ustacadır ve İslam filozoflarının dil ve kelimelerin değerleri
Sayfa 69 - Roger ArnaldezKitabı okuyor
Reklam
Demek ki felsefe ile dinin birbirinden önce-sonra gelme meselesi, dinin daima felsefi geleneğe tâbî oluşuyla ilgili bir meseledir. Dolayısıyla mille, kendisine tekaddüm eden felsefenin evrimsel bir aşaması değil, zuhûrundan önceki felsefî muhit tarafından açıklanıp yorumlanışından, Farabi'nin ifadesiyle 'insani kılınışından' ötürü daima felsefeden sonraya terettüp eden bir fenomendir. Bu anlamda "felsefeden sonra" demek, "felsefeye tabî şekilde yorumlanmış" demektir.
Sayfa 184Kitabı okudu
İslâm dinini, asırlardan beri uzlaşılmış şekilde bir siyaset aracı konumundan arındırıp yüceltmenin gerekli olduğu hakikatini gözlemliyoruz. Kutsal ve ilahî olan inanç ve vicdanlarımızı muğlak ve renkten renge giren ve her türlü çıkar ve ihtirasların belirdiği sahne olan siyasetten ve siyasetin bütün organizmasından bir an önce ve kesin olarak kurtarmak milletin bu dünyadaki ve öte dünyadaki mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu şekilde İslâm dininin yücelikleri açığa çıkar.
Sayfa 16 - 1 Mart 1924
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.