Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zira bu kişi normalde unutulamayacak bir şeyi unutmuştur. Bu yüzden de onun bu unutmasına itibar edilmez.
Bir insan kendi kimliğine sahip çıkarsa, haysiyet ve vakareti varsa ona saygı gösterirler. Başkasına yaltaklanan, kendini aşağı gören, haysiyeti yıpranmış zavallılara ise kimse itibar etmez. Milletler için de böyledir.
Reklam
Oyun, eğlence, ihtiras, tüketim arzusu, şehvet düşkünlüğü ve menfaatin itibar vesilesi olduğu bu dönemde, insanların değerinin bindiği arabayla, oturduğu evle, giydiği ayakkabı ve gömlek markasıyla ölçüldüğü modern çağda yüksek duygularımızı, istikametimizi muhafaza etmek kadar büyük bir keramet söz konusu değil.
Umutsuz söylemlere itibar etmeyiniz.
i. Tarihselciler, neden Kur’ân’ın hükümlerini çağın hükümlerine uygun hale getirmeye gayret ediyorlar da, çağın hükümlerini Kur’ân’ın hükümlerine uygun hale getirmeye çalışmıyorlar? ii. Tarihselciler, asr-ı se‘âdet ve kısmen de hulefâi râşidîn dönemi dışında tarihte, Kur’ân’ın bütün hükümlerinin harfiyyen uygulanmasına rağmen onun tarihsel
Çevremizdekiler
"Kendinize depresyon ya da itibar kaybı teşhisi koymadan önce, çevrenizdekilerin aşağılık insanlar olmadıklarından emin olun."
Reklam
İtibar gören her şey daima çoğalıyordu; yalan veya doğruluk, iyilik yahut fenalık…
232 syf.
10/10 puan verdi
Düşünerek İyileşmek Mümkün müdür ?
Kitabı bitirdikten sonra daha önceki okurların incelemelerine baktım acaba kitabın nası bir düşünce ve inanç sistemine ait olduğu konusunda fikirleri var mı diye.. herkes kişisel gelişim kitabı sanmış Halbuki bu kitap yeni dini hareketlerden bir tanesi olan ve zihinsel pratiklerle insanlara yardımcı olmaya çalışan misyonerlerden birisine ait.. misyoner olduğu konusunda kesinlik bildiremem ama ihtimali var. Rönesans ve reform faaliyetlerinden sonra kilisenin itibar kaybetmesi insanların kiliseden uzaklaşması üzerine yeni dini hareketler ortaya çıktı. Bu yeni dini hareketlere New Age deniliyor. Yeni Çağ kilisesi olarak kurum açıyorlar. Kitaba gelecek olursak hepimizin kozmik enerjiye sahip olduğuna ve bütün canlıların bu tarz enerjilerden etkilendiğine ben de inanıyorum. Hastalıkları tamamen düşünceyle tedavi etme konusuna gelince yazar gerçekten kendi kanserini düşünceyle yendiyse (çünkü kitapta öyle söylüyor) hepimiz için umut verici bi keşif.
Düşünce Gücüyle Tedavi
Düşünce Gücüyle Tedavi
Düşünce Gücüyle Tedavi
Düşünce Gücüyle TedaviLouise L. Hay · Altın Kitaplar · 20203,712 okunma
Şimdilerde misafir ağırlamak mı(!)?
"Dikkat edin! Bana, Kitab ve onunyanında bir misli (sünnet) de verildi. Dikkat edin, karnı tok bir adamın, döşeğine yaslanarak, size 'Bu Kur'an'a yapışmanız gerekir. Onda helâl olarak bulduklarınızı helâl, haram olarak bulduklarınızı da haram sayın (ondan başkasına itibar etmeyin)' demesi yakındır. Şüphesiz Allah Resûlü'nün haram kıldıkları da, Allah'ın haram kıldıkları gibidir. Dikkat edin. ehlî eşek, azı dişi olan bütün yırtıcı hayvanlar ve zımmînin yitiği size helâl değildir. Ancak sahibinin ihtiyaç hissetmeyip terk ettiği yitik bundan müstesnadır. Kim bir topluluğa misafir olarak varırsa, onların, o misafiri ağırlamaları gerekir. Misafire de, kendisine yapılan misafirperverliğin misliyle onlara mukabelede bulunması gerekir." Ebû Davud, Sünnet, 6.
Sayfa 27
Marka Üretimi 1990'lar:
Marka, etiketlediği ürünlerin, onu tüketen kişiye farklı kazanımlar, itibar ve statü getireceğine yönelik ikna edilmiş kitleler yaratarak, bant üretiminden kat kat fazla gelir ve zenginlik üretme becerisine ulaşmıştır. Hakikat olan üretim, hakikatin önemsizleşmesi olan ise marka olmuştur. Hakikatin önemsizleşmesinin ürünü olan marka, hakiki üretime oranla onlarca kat fazla kâr getirmekte ve dahası marka üretenleri de saygın ve rol model kişilere dönüştürmektedir
Reklam
"Allah c.c bizleri hakkı, hukuku gözeten kullarından eylesin."
Hakkını hak bilip, bu hakka rızâ gösteren kaç kişi vardı şu koca memlekette? Başkasının önündekini kapma, başkasının elindekine sahip çıkma yarışı içinde bulunanlar, üstelik alkışlanan ve itibar gören insanlar olup çıkıyorlardı.
Öyle olmaya çalışmak, öyle olmaktan çok daha fazla ıstırap verir. Şahsına münhasır dediğimiz kişilik yapımız zaman zaman küçük ya da büyük yalanlarla, çelişkili açıklamalarla, gizlemeye çalıştığımız gerçek kimlik tanımıyla uyumsuzluk gösterir. Bu sebeple dışarıya karşı olmadığımız bir kişilik gösterisi sergilemek zorunda kalır ve bunu
Nedir senin acılarını başkalarınınkinden büyük ve değerli kılan? Kibirli bir itibar arayışı bu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.