Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Erkek aklı dağdaki patika gibidir, gelen geçen az olur. Kadın aklı on şeritli otoban gibidir. Hiç boş durmaz."
Erkek, tatmin olma arayışında, ancak kendi arzu nesnesine ulaşabilmektedir. Başka bir deyişle, kadını bulabileceği yerde aramamakta ve ona ulaşma imkanını elinden kaçırmaktadır. Özne-nesne ilişkisinin temelinde bulunan bu durum, arzu etmeye devam etmenin tek yoludur. Karşılaşmanın imkansız olduğu bu ilişkiyi anlamak veya tanımlamak üzere, düşlemselliğe gönderme yapan yönünün altının çizilmesi gerekir. Bir bütün oluşturma arzusuyla başarısız bir buluşma gerçekleştiren kadın ve erkek, aslında kendi düşlemleriyle karşılaşmaktadırlar. Arzu edilen olarak tanımlanan öteki, simgesel boyuta ve dolayısıyla dile düşmüş olandır ve ulaşılmaya çalışılanın yanılgılı yansıması, kalıntısıdır.
Sayfa 602 - Cinsel İlişki-sizlik, Fiona Faraci / Lacan ve CinsellikKitabı okuyor
Reklam
Zaten seni gördüğümde anlamıştım, beş duyu asla yetmeyecekti...
Kadın ve erkeklerin en sevdiğim ortak noktalarından biri de her ikisinin de kadınlar için süsleniyor olmalarıdır.
İşte cennet, işte huriler...
İslam'ın bağrında bir yara gibi duran kadın-erkek eşitsizliği, olduğu gibi cennete de yansımış durumda. Gerçekten, cennette sunulan nimetlerden her bakımdan aslan payını alan erkek oluyor, mümin kadınlar, ahiret kadınlarından farklı olarak, erkeğine bağımlı, sırası geldiğinde erkeğini memnun eden, sonra da bir kenarda oturan bir konumdadır.
Reklam
Katya bir erkek için sevmenin ve sevgisini dile getirmenin bir kadına göre daha kolay olduğunu söylüyordu. _ Bir erkek sevdiğini söyleyebilir , bir kadın ise hayır, _diyordu Katya .
Sayfa 25 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kadının Sesi Meselesi Kur'an'da kadının sesinin haram olduğu ile ilgili herhangi bir hüküm yoktur. Aksine, kadının mahkemede bir olay hakkında şahitlikte bulunacağı hükme bağlanmıştır. Kadının hukuk davalarında hâkim önünde şahitlik yapabileceği aşağıdaki âyetlerden anlaşılmaktadır: "Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa bir erkek iki kadın şahitlik etsin."? 2/282
Bu insanların huzurlu ve güvenli bir hayat sürdüklerini görünce, cinsiyetler arasındaki bu yakın benzerliğin beklenmedik bir şey olmadığını düşündüm; çünkü erkeğin gücü ile kadının uysallığı, aile kurumu ve kadın ve erkek mesleklerinin farklılığı, bedensel güç çağının baskıcı zorunluluklarından başka bir şey değildir.
Kadın için utanç kaynağı olanı erkek için de alçaklık addedene kadar asla adil olamayacaksınız...
Reklam
Gerçeğin nesnesi yoktur ve bu olmayışı gizlemek için de yaratılması ve hiçliğin üzerine oturtulması gerekmektedir. Sosyal söylem de, aktardığı yasaklar yoluyla, kadın ve erkek arasındaki imkansız ilişki oyununu örtmekteydi. Yasağın ortadan kalkmasıyla birlikte, bu güne kadar cinsel çatışmanın temelinde yattığı düşünülenin aslında öznenin gerçek ile karşı karşıya kalmasını ve cinsel eylemin imkansızlığı ile karşılaşmasını engellemekteydi. Bu imkansızlığın temelinde bilinçdışının yapısı bulunmaktadır. Anneyle ilk füzyonel ilişki sonrası kaybedilen nesne bir daha ulaşılamayacak olandır ve özne artık her ilişkisinde "Gerçek"le değil düşlemi ile karşılaşacaktır. Ulaşılanın bir a nesnesi oluşu ise arzunun canlı kalmasına ve devam etmesine olanak tanıyacaktır. Başka bir deyişle, özne artık "Gerçek"e ulaşamıyor olmakla birlikte mutlak bir doyuma ulaşma imkanını da yitirmiştir. Bu yaklaşım kadın ve erkek ilişkisi doğrultusunda düşünüldüğünde ise, karşılaşmalarının ne denli imkansız olduğu ortaya çıkmaktadır. Birlikte olmanın zorluğu karşılaşanın bir düşlem olmasıyla açıklanabilir.
Sayfa 601 - Cinsel İlişki-sizlik, Fiona Faraci / Lacan ve CinsellikKitabı okuyor
Moğol Fütûhâtının İran Medeniyetine Te’siri
Timur’un torunu Uluğ Bey’in Semerkand’de kırk yıllık idaresi(1409-1449) pek çok yâdigârlar bırakmıştır.Duvarına “ilim tahsil etmek,erkek ve kadın her müslümana farzdır,hadisi yazılı olan Buharâ’daki medrese ile,Semerkand’daki medrese,bu cümledendir.
Erkek kadına dedi ki: Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana... Ve artık biliyorum: Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini... Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak... Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... Kapandı bir pencere... AYRILDILAR...
PARÇALANMIŞ İNSANLIK...
- "İnsanları, ruh ve beden, zekâ ve cinsiyet, diye parçalara ayırdık... Çağdaş eğilim, yâni insan soyunu cinsiyetten başka bir özelliği olmayan yaratıklar seviyesine indirmek eğilimi, dinsiz "kâfir"lerin acıklı aşklar miti karşısında benimsediği gelenekleşmiş bir savunma metodundan başka bir şey değildir..."
Sayfa 158 - 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Âdem ve Bar Kadını- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Siz filmlerden biliyorsunuz ya. Kadın erkeği, erkek kadını zehirler
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.