Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

İrem
@kirmiziisaclikadin
İg : iiremnboglu
120 syf.
·
Puan vermedi
Sarı Duvar Kağıdı // Charlotte Perkins Gilman Kitap oldukça ince ve konusu da çok basit. Yazar bir kadının, doğumdan sonra kasaba gibi bir yere yerleşip kafasını dinlerken delirmesinden ibaret. Ama aynı zamanda Gilman'ın da doğumdan sonra yazmasının yasaklanıp bir kasabaya yerleşmesi kafada soru işareti bırakıyor. Feminizmin öncülerinden olan Gilman, kitabında yer yer bunu hissettiriyor. Ama bu nükteler öykünün havasını hiç bozmuyor. Ben öyküyü fazla gerçekçi buldum esasında. Kitabın başından sonuna kadar bahsettiği sarı duvar kağıdı aslında zihninin dışarı yansımış hali. Hep sarı duvar kağıdını sökmekten, onun kendini ne kadar kötü hissettirdiğinden ve kimsenin onu anlamadığından bahsediyor. Bu noktada da bir nevi sarı duvar kağıdı öz benliğinin bir yansımasından başka bir şey değil. Bu kitap sarı duvar kağıdından deliliğe açılan bir kapı mı yoksa kendini bulma arayışı mı? Bana kalırsa ikincisi.
Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler
Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer ÖykülerCharlotte Perkins Gilman · Can Yayınları · 2021192 okunma
Reklam
196 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
"Din insanların afyonudur. O sindirim sorunu olan, ufak bar işletmecisi buna inanıyordu. Evet, müzik de insanların afyonuydu. Şu başı ağrıyan bunu akıl etmemişti. Şimdi de ekonomi insanların afyonu haline gelmişti ;pek tabi İtalya ve Almanyada da yurtseverlik insanların afyonuydu. Peki ya seks; o da insanların afyonu muydu? Kimilerinin. En iyi kimselerin. İçki insanların baş afyonuydu, ah, ne harika bir afyondu! Hoş kimileri de radyoyu tercih ediyordu, bir başka afyon kendisinin de kullandığı ucuz bir afyon. Bunların yanı sıra kumar vardı, eğer gerçekten insanların bir afyonu varsa bu en eskisiydi. İhtiras da bir başkasıydı, herhangi yeni bir yönetim biçimine inançla birlikte insanların afyonu. İstenen olabildiğince az karışan bir devletti hep daha az karışan bir devlet. Özgürlüğe inanıyorduk. Henüz yeni bir isim bulamamış olsalar da özgürlüğe inanmaya devam ettik. Ama gerçek olan neydi? İnsanların asıl afyonu neydi? Neydi o? Çok iyi biliyordu. Ah tabii, ekmek insanların afyonuydu. Gün ışığında bu aklına gelecek ve mantıklı bulacak mıydı acaba? Ekmek insanların afyonuydu. "
Kilimanjaro'nun Karları
Kilimanjaro'nun KarlarıErnest Hemingway · Bilgi Yayınevi · 20181,066 okunma
326 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Büyükanneler // Doris Lessing Okuduğum ennnn kötü kitaplardan biriydi. Hatta bitirmek yarım bırakmamak için canhıraş bir mücadeleye girdim. Ama yazar tabiki Nobel ödüllü Biraz hakkında araştırma yapmak istedim ve İranlı olduğunu öğrendim. Bu kitabında daha çok aşk üzerine yazmış. Hatta dört kısa aşk hikayesinden oluşuyor. İranlı birinin neden ırksal ve politik meseleler üzerine yazmadığı da ayrı bir soru işareti. Yazdığı aşk hikayeleri de çok kendi coğrafyasına göre değil. İranlı olduğunu öğrenmesem İngiliz derdim.Konular bana kalırsa gerçeklikten çok uzak. Kitapta dört farkkı hikaye var : ikinci dünya savaşında saf aşkın peşine düşen bir asker, farklı sınıflar ve farklı ten renkleri arasında yasak bir aşk yaşayan genç bir kız, birbirlerinin oğullarına aşık iki kadın ve kadim bir uygarlığın neden çöktüğünü araştıran bir bilge. Yazarın üslubuna gelecek olursak kesinlikle çok kuru. Kitabı okurken hiçbir şey hayal edemedim, hiçbir şekilde betimleme yok. Tuzsuz bir yemeğe benziyordu bu kitap. O yüzden Doris Lessing 'in başka kitaplarına şans vereceğimi hiç sanmıyorum.
Büyükanneler
BüyükannelerDoris Lessing · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201654 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ve Sonunda İkisi De Ölür // Adam Silvera Büyük bir hayal kırıklığı.. Gerçekten hiçbir şey okumasam daha faydalı olurdu benim için. İçi boş bir kitap, bir çerçeve çizilmiş ama içi boş yazar dolduramamış süsleyememiş. The New-york Time - Publishers nasıl bu kitabı öve öve bitirememiş anlamıyorum. Kitabın elle tutulur bir yanı yok, bitmesi için resmen hızlı hızlı okudum. Bana kalırsa gay bir çifti anlattığı için sırf farkındalık yaratmak amacıyla bu yazara destek verilmiş. Evet destek verelim ama lütfen içi dolu bir edebiyatla destek verelim. Kitabın konusu bile çok zor anlaşılıyor. Ölüm habercisi, son arkadaş isimli uygulama vs derken gir bakıyorsunuz ki gay bir çiftin ilişkisine denk gelmişsiniz. Aksiyon, gerilim sanıp elime almıştım oysaki. Yine de kısaca konusuna değinmek gerekirse Mateo ve Rufus bir gece ölüm habercisi tarafından aranırlar ve öleceklerini öğrenirler. Son arkadaş isimli uygulama sayesinde de tanışırlar. Yazara göre bundan sonrasında "muhteşem bir maceraya" atılırlar ama bana kalırsa odadan mutfağa gitmek gibi bir şeydi bu. Okumak isteyenler değerlendirebilir ama benim pek tercihim olmaz.Kitabın tek güzel yanı Leonard Cohen 'e yer vermesiydi.
Ve Sonunda İkisi de Ölür
Ve Sonunda İkisi de ÖlürAdam Silvera · Pegasus Yayınları · 20193,037 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi // Orhan Pamuk Bu kitap gerçek mi yoksa sanal gerçeklik mi? Kitabı okurken aklımda olan tek soru buydu. Ve benim için sanırım cevabı sanal gerçeklik. Kitabın konusu Füsun ile Kemal arasındaki "imkansız" aşk. Ama bu aşk bana samimi gelmedi. Paul İle Virgin'in aşkı bile daha samimiydi. Şimdi Orhan Pamuk 'u
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,4bin okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
Zaman Makinesi
Zaman Makinesi // H. G. Wells Çok fazla Wells okuduğum söylenemez ama hep bilimkurguya karşı bir ilgim oldu. İlk bunu fark ettiğimde ortaokulda uzay zamanla ilgili proje ödevi aldığım zamandı sanırım. Karadeliklerin varoluşu ve bunun üstüne araştırma yapıyorduk. O zamandan beri ciddi anlamda uzay ve karadelikler hakkında büyük bir ilgim var Sanırım o yüzden Nolan filmlerini peynir ekmek gibi tüketiyorum. Kitaba gelecek olursak, önce önsözü okuyun mutlaka gerçi önsöz kitaptan daha karışık ama yine de okuyun yoksa kitabı çok fazla anlamıyorsunuz. Kitabın konusu basit aslında, zaman yolcusu denen bir biliminsanı zaman makinesini icat edip farklı bir dünyaya gidiyor. Orada yaşayan iki ırkın arasına düşüyor : Morlocklar ve Eloiler. Eloiler daha çok zekalarını kullanmayan varlıklarken, Morlocklar gücü ve kuvveti seven savaşçı topluluklardır. İşte Zaman Yolcusunun bu iki kavim arasında dünyayı yorumlamasını konu alıyor kitap. Diğer taraftan dili bence bilimkurgu romanına göre oldukça sadeydi. Fakat kitap ilk okuyuşta biraz anlamsız gelebiliyor bu da sanırım boyutlar arası geçişten uzay zamandan kaynaklanıyor. Şunu da belirtmek isterim ki, Wells uzay zamanı Einstein 'dan önce ortaya atıyor bu romanında. Bu da bize gösteriyor ki hayal gücü bilimin de ötesinde. Belki de Einstein bu romanı okuduktan sonra izafiyet ve kuantum teorisini geliştirmiştir? Bence herkesin en az iki defa okuması gereken bir kitap çünkü ilk okuyuşta zaten anlamayacaksınız
Zaman Makinesi
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,9bin okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
Çavdar Tarlasında Çocuklar // J. D. Salınger Bir dönem Amerikada çok fazla küfür ve argo içeren kelime bulundurduğu için yasaklanmış bu roman bana kalırsa bir baş yapıt. Aslında gençlik edebiyatının bir ürünü olduğunu iddia edenler olsa da daha çok yetişkinlere hitap eden bir kitap olduğunu düşünüyorum. Konuyu bir kenara bırakırsak, öncelikle yazarın aşırı akıcı bir anlatımı var. Kelimeler, cümleler adeta kağıttan kayıp gidiyor hiçbir pürüz, hiçbir takılma duraksama yok. O yüzden kitap nasıl bitti anlamadım bile. Bu kadar duru ve akıcı bir anlatımla uzun süredir karşılaşmamıştım. Ara ara durup bunun şokunu yaşadım. Bu yüzden keşke daha önce okusaydım dediğim bir klasik oldu. Konusuna gelirsek Holden denen bir gencin hayatını anlatıyor ama çok kısa bölümlerle sorgulayan bakış açısıyla ele alıyor bunu. Holden 'ı o kadar iyi anladım ki resmen onunla özdeşleştirdim kendimi. Yaşadığı hiçbir yere uyum sağlamayan yapısı ve herkesin samimiyetsiz gelmesi ile boşluğa düşüyor. Diğer yandan tek değer verdiği kişi olan kardeşi Phobe' ye karşı büyük bir zaafı var muhtemelen içindeki sevgi boşluğunu onunla doldurmaya çalışmış. Fakat kitapta dikkat çekilen nokta, Holden 'İn okuldan kaçıp eve gelmek istemesi ancak ailesi kızar diye kendi evine dönememesi. Bu yüzden sürekli dışarıda ve başkalarının evinde geçiriyor zamanını. Bu aslında aile içi iletişimin ne kadar kıt olduğunu gösteriyor. O kadar korkuyor ki kendi evine bir yabancı olarak girip çıkıyor,gizli gizli. Bu benim yüreğime çok dokunmuştu. O yüzden her aile, aslında sıcak bir yuva demek değildir. Herkesin okuması gereken bir kitap.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,3bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Yaşamak || Yu Hua Modern klasik diye nitelendirilen bu kitabı bitirene kadar akla karayı seçtim. Her sayfada gözyaşlarımı tuttum zaman zaman da isyan ettim bu kadar trajedik olayları konu edindiği için. Kitap bir dönem Maoculuğu eleştirdiği için yasaklanmış, daha sonrasında ise filmi çekilmiş ama filminin kitap kadar bir etki bırakmadığı söyleniyor, en kısa zamanda filmini de izleyeceğim. Kitabın genel konusu bir ailenin başından geçen trajik olaylar aslında. Ama yazar o kadar güzel işlemiş ki hikayenin içinde buluyorsunuz aniden kendinizi. Kitapta birçok karakter var ama beni en çok etkileyen Youqing karakteriydi. Henüz çok küçük bir çocuk olmasına rağmen çevresine uyum sağlamaya çalışması, hayvanlarla kurduğu bağ, diyaloglar beni o kadar çok etkiledi ki... Belki de sürekli onu erkek kardeşimle özdeşleştirdiğim için. Kitabı çok hassas ve duygusal insanların okumasını önermiyorum. En son Açlık (Knut Hamsun) kitabında bu kadar kötü olmuştum ama bu ondan da ağır dram içeren bir kitap. Sağlam bir psikoloji lazım okunması için.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,7bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
bu, yazarı daha önce hiç okumamıştım. Ben genel anlamıyla salt aşktan ibaret kitapları beğenmiyorum pek bana hitap etmiyor, çünkü hayatın sadece aşktan ibaret olduğunu düşünmüyorum. O tür kitaplar bir nebze olsa da beni sıkıyor. Bana kalırsa kitabı özetleyen en iyi cümle "yanındaki ile yaşar aklındaki ile ölürsün" cümlesi. Çünkü kitabın konusu Aziz Bey 'in Maryam' e olan imkansız aşkı , diğer taraftan da boşluğa düştüğü için Vuslat ile yaptığı evlilik. Beni Maryam 'e olan aşkı etkilemedi. Vuslat' a karşı olan tavrı çok üzdü. Çünkü size değer vermeyen, sizi gerçekten sevmeyen, aşkla bakmayan insanla bir ömür geçirmek içler acısı bir durum ve hiçbir kadın böyle bir duruma düşmemeli. Vuslat, içinde yarım kalan aşkla öldü, ve sorun şu ki Aziz Bey sadece ona öldüğü zaman ilgi gösterdi hayattayken değil. Üzgünüm ama bu yüzden kitap bitene kadar Aziz Bey 'e öfke doluydum. Yazarın dilini çok beğendim ama konusu beni çok etkilemedi, hemen hemen her aşk romanında olabilecek stabil konulardan biriydi yine de boş bir vakti değerlendirmek için okunabilir.
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
59 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku // İlhami Algör Yazarı ilk defa okuyorum, daha önce kitabın filmini izlemiştim. Genelde kitaptan uyarlamalı filmleri beğenmem çünkü kafamdaki atmosferi bir türlü yansıtmaz ama bu sefer hem kitaba hem de filme bayıldım. Konuyu bir kenara bırakırsak- bence bu kitap için konunun hiçbir önemi yok - çünkü yazarın anlatım biçimini daha önce hiçbir yazarda görmedim, efsane. Tek kelime ile, efsanee.O kadar şiirsel bir o kadar da sohbet havasında anlatmış ki bir çırpıda bitti, bitince de hüzünlendim. Kitabın tam bir olay örgüsü yok , müzeyyen adlı karakterin aniden gidişinin üstünde durmuş sadece. Ama bunu öyle anlatmış ki terk edilmenin acısını ben de hissettim. Ve tüm kitap boyunca kadının durup dururken neden gideceği sorusuna cevap aramış yazar. Bazen neden gerekmiyor, aslında birçok neden olabilir değersiz hissediyor olabilirsin, vakti gelmiştir ya da gerçekten hiçbir şey yoktur ve gitmen gerekiyordur. Müzeyyen de benim gibi düşünen bir kadın sanırım. Bazen kaldığın yer sana hiçbir zarar vermese bile gitmen gerekir, bir şeyler eksiktir çünkü ya tadı kalmamıştır ya da tuzu ya da eskisi gibi olunamayacağının inancı. Kitapta en çok beğendiğim monolog ayna ile konuştuğu monologdu, beni derinden etkiledi. Daha önce hiç böyle bir anlatım tarzı, betimleme görmemiştim. Herkesin okuması gereken bir kitap.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,3bin okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
Derin Sularla Şeytan Arasında // April Genevieve Tucholke Kitaba her başladığımda yarıda bırakmıştım, hep araya bir şeyler girmişti ve biraz da ön yargılıydım seriye karşı ama beni tamamıyla yanılttı. Yazar çok kültürlü ve çok okuyan biri, kitapta atıf yaptığı filmler, şarkılar beni bu fikre yöneltti. Özellikle en sevdiği filmin Casablanca olması.. Konusuna gelirsek, yer yer Twilight esintisi hissettim. Bu birazcık kitabı klişeleştirmiş, onları saymazsak özgün bir şeması var. River ve Violet 'in aralarındaki aşkın bilimkurgu ve gerilim etrafında şekillenmesi hoşuma gitti. Özellikle kitabın sonlarına doğru iyice okura yansıyan gerilim ve merak gayet dozundaydı zaten beni kitaba bağlayan unsur da buydu. İkinci kitabını henüz okumadım ama vaktim olursa onu da mutlaka okuyacağım. Kitabın adı da George Harrison - "Beetwen The Devil And Dark Blue Sea "şarkısından geliyor :)
Derin Sularla Şeytan Arasında
Derin Sularla Şeytan ArasındaApril Genevieve Tucholke · Parodi Yayınları · 2021268 okunma
42 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Karabibik // Nabizade Nazım Türk edebiyatında natüralizmin öncüsü olarak kabul edilir Nabizade Nazım. Köy romanları ile öyküleri ile adını duyurmuştur aslında. Bu kitabında da köy yaşantısını çok kısa bir roman olarak yansıtmış, yaklaşım 30 sayfa. O yüzden bir oturuşta bitirebilirsiniz. Kitabı okurken hafiften natüralizmi hissettim, olayların içinde buldum kendimi, yer yer kara mizaha rastladım, sokak ağzını açık açık duydum ama çok da etkili bir anlatım değildi. Bir Emile Zola olamaz maalesef Benim en çok dikkatimi çeken kitabın sonunda olayın geçtiği köyün haritası verilmiş. Acaba bu kitabı yazdığı dönemde de mi vardı yoksa yayınevi sonradan mı eklemiş? Eğer yazdığı dönemde de varsa gerçekten çok çığır açıcı o dönemin şartlarına göre. Takdir edilesi.
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Karbon Kitap · 08,7bin okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Beni Bul // J. S. Monroe Bu yazar hakkında çok bilgim yok ama Ada kitabından sonra bu kitap ilaç gibi geldi. En azından bir nebze de olsa içime su serpti. Tam anlamıyla beklentim karşıladı mı kesinlikle hayır. Çünkü yazar kitabın sonunu bağlayamamış, sırf bir son yazılsın diye uzattıkça uzatmış yine de olmamış maalesef. Öte yandan kurgu az çok iyiydi, Jar ve Rosa adlı iki karakterin aşk yaşarlarken yollarının nasıl ayrıldığını konu ediniyor. Rosa 'yı CIA kaçırıyor ve Jar, Rosa' yı bulmak için 5 yıl çabalıyor. Gerçekten kitabın ilk üç yüz sayfası aşırı iyiydi, o heyecanı, duygu yoğunluğunu ve aksiyonu vermişti ama son 200 sayfası tam bir fiyasko. Sonunu hiç bu kadar kötü beklemiyordum. Yine de yazarın ilk 300 sayfadaki anlatım biçimini, kurgusunu ve her şeyi yerli yerinde kullanmasını beğendim. Boş zamanlarda belki okunabilir.
Beni Bul
Beni BulJ. S. Monroe · Nemesis Kitap · 2017159 okunma
440 syf.
·
Puan vermedi
·
53 günde okudu
Ada // Lynne Matson Klasikler alışan bir kitap kurdunun popüler kültür edebiyatını okuması çok zordur. Ada serisi ile bu döngüyü kırmaya çalıştım. Seriyi zaten merak ediyordum. Konusu The Island dizisinin konusuna benziyor ordan mı esinlenmişler bilmiyorum açıkçası ama ben benzettim. Kısaca var olmayan bir Ada'ya ( Nil Adası) düşen bir grup insan, 365 gün içinde açılan kapılardan geçip dünyaya geri dönmek zorunda yoksa ölüyorlar. Tabi Nil adasında hayatta kalmak için de mücadele veriyorlar bu esnada. Yazar bir ada yaratmış orijinal bir kurgu da ortaya koymuş ama ben sadece aşk hikayesi okudum gibi hissettim. Olaylar hep Charley ve Thad üstünden şekilleniyor çünkü. Ortada pek bir yaşam mücadelesi yok, çaba yok biraz romantik sözler var. Buna rağmen yer yer ters köşe de yapabiliyor. Pek beklediğim gibi çıkan bir kitap değildi ama çok kötü de değildi biraz arafta bırakan bir kitaptı. Serinin diğer kitaplarını da okuyacağım. Kitabın cildi ve taslağı gerçekten güzel bunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Ada
AdaLynne Matson · Yabancı Yayınları · 20183,018 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Vadideki Zambak / Honore De Balzac Bu kitabı okurken ceviz ağacının altındaki beyaz zambak olmak istedim . Çünkü o beyaz zambak o kadar çok sevildi ki uğruna her şeyden vazgeçildi . Kitabın konusu imkansız bir aşk hikayesi . Felix , kendinden 15 yaş büyük ve evli olan Kontes Mortsauf ‘ a amansız bir aşkla bağlanıyor . Her ne kadar Mortsauf inkar etse de kaçsa da bence o da aşıktı sadece kendine yediremiyor , çocuğu gibi gördüğünü iddia edip uzak durmaya çalışıyor kitap boyunca . Felix , çocukluğundan beri yalnız yaşamış , hiçbir şekilde sevgi görmemiş , hep bir köşeye itilmiş . Mortsauf ile tanışınca ilk görüşte aşık olduğu bu kadının direkt omuzlarında öpüyor . Daha sonra asla karşılaşmayacaklarını düşünüp gittiği şatonun vadisinde gördüğü beyaz zambağı ona benzetiyor . Tesadüfün böylesi ki , o şatonun sahibi Leydi Mortsauf çıkıyor . Ve o günden itibaren ona vadideki zambak diyor . Kitap Napolyon dönemine de vurgu yapıyor . Fransa'nın puslu dünyasına yapılan minki yolculuklar imkansız aşkla harmanlanmış . Kitapta o kadar çok cümlenin altını çizdim ki neredeyse kitabı çizeceğim diye düşündüm , dili çok şiirsel . Evet , Balzac ‘te çok betimleme var ama inanın ben hiç sıkılmadım . Dili Oscar Wilde ile kapışır belki aşıp geçer bile .. Herkesin okuması gereken bir kitap .
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Mavi Çatı Yayınları · 201742,5bin okunma
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.