“Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım…”
Sayfa 117Kitabı okuyor
"İyi bir kitap okumak, hayat kurtarabilir."
Doğrudur; kitap okumak karın doyurmuyor. Ancak karnı tok, beyni boş adamlardan çektiğimiz kadar hiç kimseden çekmedik.
Kitap Okumak
Kitap okumak; ruha ilaç, şuura gıda, davranışlara cila, güzelliklere vesile, olgunlaşmaya hicret, kelama kuvvet ve kaleme mürekkeptir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Bizim gibi mirasyediler için, geceleri kitap okumak, gündüzleri gevezelik etmek için lazımdır. Fakat züğürtlerin bütün felaketleri alfabeden başlar.
Sayfa 43Kitabı okuyor
Bu ben?
Sinirlerim bozuldu. Klasik kitap kurdu tepkisiyle sanki beni koruyacaklarmış gibi kitapları göğsüme bastırıp aceleyle eve koştum.
Sayfa 61 - Olimpos yarınları/ FinleyKitabı okudu
“Bitkilerle ve bahçeyle aram iyidir ama ben bir toprak cadısı değilim. Bu bir hobi, büyü değil. Burası kıçımı donduracak kadar soğuk olmayabilir ama bitkilerin büyümesini engelleyecek kadar soğuk. Sadece biraz güneşe ihtiyacım var. Tanrıçadan dileyip duruyorum ama belli ki bizi umursamıyor. Tanrıçaymış, kıçımın kenarı. Belki de atalarımızın eski yöntemlerine geri dönmeliyiz. Belki içlerinden biri bizi dinler.”
“Çok fazla kitap okuyorsun.”
“Öyle bir şey mümkün mü?”
“O zaman çok fazla hayal kuruyorsun.”
Omuz silktim. “Bu muhtemelen doğru.”
Sayfa 14 - Olimpos yarınları/ Hannon ve FinleyKitabı okudu
Taşrada gözlerden uzak sessiz bir hayat... Sizi kolayca takdir edebilecek mağrur insanlara yararlı işler yapabilmek... Bir işe yarayacağınızı umarak durmadan çabalamak... Ve sonra dinlenmek; doğayı izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, komşularını sevmek... Benim için mutluluk işte budur.
Sayfa 76Kitabı okudu
Kitap okumak insanı mutlu eder.
Uşaqlığım.')
"Gece gündüz demeden sayfalarca okuduğu çocukluk dönemlerindeki gibi, okumak istediği kitapları yanına yığıp kimi zaman kıkır kıkır gülerek kimi zamansa kendini kaptırmış bir ifadeyle romanların dünyasına dalıyordu. Annesinin, "Gel de yemek ye” diyen sesinin bir kulağından girip öbür kulağından çıkışını, açlığını unutarak gözleri ağrıyana kadar okumanın verdiği o neşeyi anımsadı. Uzun zaman boyunca mahrum kaldığı bu mutluluğu tekrar yakalarsa, her şeye yeniden başlayabileceğini düşündü.
Ortaokulda ne zaman fırsatını bulsa kendini okumaya verirdi. İşleri başından aşkın anne babası, evin bir köşesine kıvrılmış kitap okuyan kızlarını kendi haline bırakırlardı. Youngju evdeki tüm romanları yalayıp yuttuktan sonra kütüphaneye gitmeye başlamıştı, kitaplar ona büyük bir haz veriyordu. Özellikle roman okurken aniden kendini başka bir evrende buluyor, içi kıpır kıpır oluyordu. O evrenden çıkıp gerçek hayata döndüğü anda tatlı bir rüyadan uyanmışçasına içi sızlıyor ancak bu üzüntü uzun sürmüyordu. Çünkü kitabın kapağını açtığı anda tekrar o büyülü dünyanın içine adım atabiliyordu."
Athica BookKitabı okuyor
Okumak da deniz suyu gibidir, okudukça okuyasın gelir.
Sayfa 80Kitabı okudu
Bedenin sağlıklı yaşamı için ekmek ve su nasıl elzemse, ruhun sağlıklı ve uyanık olması için de okumak o derece elzem, hayati ve manevi bir gıdadır.
Sayfa 69Kitabı okudu
Okumak fiil değil ameldir.
Sayfa 63Kitabı okudu
Kitap okumak, yazmak, özgürlükçü fikirlere sahip olmak, uydurma bir suç kılıfıyla içeri atılmak için yeterliydi.
Ben sessizliğin, dini yaşantıyla yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. Mesela itikafta her şeyden el etek çekmek gerekir, ibadet esnasında gürültü yapamazsınız. Bir kitap okumak için sessiz olmak gerekir. Sessizlikte insanı kendine ve Rabbine yaklaştıran bir şey var. Onu hayatımızın içinde biraz daha fazla tutmamız lazım.
Sayfa 129Kitabı okuyor
