Bu yıl Tolstoy'un okumadığım eserlerini de okuyarak, eserleri ve düşünceleri hakkında daha sağlıklı yorumlar yapabilme adına Tolstoy'u daha iyi tanıma hedefi koyuyorum kendime. Okuduklarım kırmızı olacak ve umarım yıl sonunda hepsi kırmızı olur.
BU YIL HERKES TOLSTOY OKUSUN :)
- Çocukluk, Gençlik,
"Beni sevdiğini niye açıkça söylemiyor ama?" diye düşünüyordum. - Her şey bu kadar basit, bu kadar güzelken niye birtakım zorluklar icat ediyor, kendine yaşlı diyor? Bir daha asla geri gelmeyecek altın değerindeki zamanı niye kaybediyor? Seviyorum dese, sözcüklerle ifade etse;elimi eline alsa, başını elime doğru eğse ve seviyorum dese. Kızarsa, karşımda bakışlarını yere indirse ve ben o zaman ona her şeyi söylesem. Ya da söylemesem, sarılsam, başımı göğsüne koyup ağlamaya başlasam.
Yoksa yanılıyor muyum, yoksa beni sevmiyor mu? "
Bazı anlar vardır. İçiniz titrer.. kalbiniz titrer.. Bir sızı uğrayıp veda eder yüreğinize. Etkisi kalır, hayatınıza girip çıkan herkes gibi. Her şeyin bir yandan anlamsız gelmesi bir yandan onunla anlam kazanıp ayakları yerden kesmesi..
İşte bütün bunlara sebebiyet veren kişinin size bir yabancı olduğunu anladığınız an göğsünüzden böyle bir kor alev geçer.
Ve de işte Tolstoy ekler:
"Ve ben bizi ayıran uçurumun artık daha da büyüdüğünü hissettim"