Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Baudolino

Umberto Eco

Baudolino Hakkında

Baudolino konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Zeki ve dile kabiliyeti olan bir oğlan çocuğu Baudolino, onu yaratan ve beş dili ana dili kadar iyi konuşan Umberto Eco'ya benziyor. Amerika'da bu ay yayına giren kitabın kahramanı Baudolino, Eco'nun aklına 1960'lı yıllarda takılmış. "Bu sihirli palyaço sonunda Baudolino adlı romanımda hayat buldu," sözleriyle kahramanına duyduğu tutkuyu ifade eden Eco, Baudolino'ya "yalancı" denilemeyeceğini, yalancıların şimdiki zaman ve geçmiş hakkında yalan söylediklerini halbuki Baudolino'nun gelecek hakkında yalan söylediğini, bu açıdan ancak öngören bir dahi olabileceğini savunuyor. Dile olan kabiliyeti ve konuşkanlığı sayesinde kısa sürede İmparator Frederick'in beğenisini kazan Baudolino, kendini Doğu'nun ötesinde cennetten farksız olduğu söylenen bir krallığın yolunda bulur. Hikâyesine, babasının intikamını almak için ilk kez elini kana buladığını iddia ederek İstanbul eteklerine kapaklanır vaziyetteyken başlar Baudolino. Dildeki becerisini bir türlü yazıya aktaramaz: "Allah kahretsin equus muydu yoksa equum muydu," diye söylene söylene, pek çok kelimenin üzerini çizerek devam eder hikâyesine. Konuşurcasına bir hızla... "Mamma mia, hainlerin niyeti beni öldürmekti!" gibi nidalarla. Hayatının büyük kısmını "mükemmel bir dil arayışına" adayan Eco'nun yarattığı kahramanın yazma serüveni bu çalışmasının bir sonucu. Mükemmel bir dil ütopyasını olduğu kadar mükemmel bir ülke ütopyasını da irdeliyor Eco yeni romanında. Prester John hikâyesi romana bu yüzden karışmış: "Ütopyaların tarihi işlevi, insanların ütopyayı bulma ya da yaratma arzusu olmuştur. Thomas More'un ideal siyasi düzeni ya da Ponce de Leon'un gençlik çeşmesi buna örnektir. Portekizliler Prester John'un krallığı hayali ile yola çıkıp Etiyopya'yı buldular - Afrika'nın ortasında bir Hristiyan cenneti. Prester John'u bulduk dediler. Sonra uzun süre imparatoru Prester John olarak isimlendirdiler. Ama o kadar heyecan verici olmadı. Çünkü orada yaşayan zavallılar çok fakirdi. Aradılar, buldular ve ilginç olmadı... Şimdi ütopya artık bir yer değil, çünkü keşfedilmeyen bir yer kalmadı. Siyasi sistemler açısından son ütopya 'Marksizm'di diyebiliriz. Ama küçük ütopyalar mevcut. Waco, Bin Laden'in ütopyası türünden. Hitler'in ütopyası vardı. Pasifist hareketlerdeki ütopyadan bahsedebiliriz. Evrensel barış arayışı da muhtemelen bir ütopyadır. Yani ütopyaları gerçekleştirmenin peşine düşen insanlar hâlâ mevcut. Küreselleşmeye karşı harekete ütopya diyebiliriz mesela. İyi ütopyalar dahi tehlikelidir. Thomas More bize mükemmel bir toplum ütopyası vermiştir, kitabını okursanız yaptığı şey tümüyle Stanilizm'dir. Öyle bir toplumda yaşamak dehşet vericidir... Prester John mektubu da bir ütopya metniydi. Onu bir araç olarak kullandım." 22 Ekim 2002 Salı, Milliyet Kültür ve Sanat
Çevirmen:
Şemsa Gezgin
Şemsa Gezgin
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 25 dk.Sayfa Sayısı: 544Basım Tarihi: Ekim 2003Yayınevi: Doğan KitapOrijinal Adı: Baudolino
ISBN: 9786051110097Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 37.9
Erkek% 62.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Umberto Eco
Umberto EcoYazar · 65 kitap
Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur. Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi. Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir. Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı. Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.