Darağacında Üç Fidan 'la gittim diye babam beni kitapla beraber kapının önüne koymuştu. "Nerden aldıysan oraya bırak öyle gel" demişti. Sonra okulda okumuştum ben de.
Benim babam ezelden akepeliymiş ya.
Bugün 6 Mayis. Amerikan emperyalizminin işbirlikçi hükümeti ve onun başındaki Demirel'in 3 fidanın kahpece yaşamlarına son verildiği gün.
Tabii bu alçaklar bu süreçte yüzlerce devrimciyi katletti. Onlara dair çok sayıda kitap yazıldı. Herkes okusun, öğrensin diye birkaçını belirtmek isterim. Umarım okursunuz. Bir kişi, bir kişi..
6 mayıs! Her 6 mayısta içim daha çok sızlar. Üç delikanlının, üç vatan sevdalısının 6 Mayıs 1972 tarihinde, sabaha karşı, daha yaşamlarının baharında iken, bugün kanunlarımızda bile yer almayan hükümlerce aramızdan koparıldıklarını üzülerek anımsıyorum.
İdealleri, söylemleri kısaca Amerika ve Rusya’nın veya herhangi bir emperyalist ülkenin güdümünde olmayan, Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde, tam bağımsız, özgür Türkiye, Türkiye coğrafyasında yaşayan tüm halkların yine emperyalistlerin oyununa gelmeden kardeşçe yaşamalarıdır. Bir tek cana bile de kaymadılar üstelik.
Adlarınıza onlarca, şiir, şarkı-türkü, oyun-film, paneller yapıldı, onlarca, kitap, makale yazıldı. Çocuklara, işyerlerine, sokaklara parklara isimleriniz konuldu.
Bu vesile kısacık yaşamınızı anlatan
Darağacında Üç Fidan ‘ı aramızdan ayrılışınızın 47. yılında üçüncü kez okumaya başladım.
Sizleri saygı ile anıyorum.
Baba
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle, ben erken gitmeyi normal karşılıyorum, ve kaldı ki, benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu, seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir,seni,annemi,ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
Oğlun DENİZ GEZMİŞ