ORHAN KEMAL // EKMEK KAVGASI
#alıntı
“ Dünya… yarın ayın altısı… Cebimde metelik kaldıysa şerefsizim. Ay başları kredi tazelemeye yarıyor. Borç, borç, borç… O kadar oku, sonra gel, elifi mertek belleyen birine köle ol! “
” Bilmiyorsunuz , sefalet nedir bilmiyorsunuz…”
#kitapyorumu : 1947 yılında yazılmış bir öyküsü ile başladı Orhan Kemal kitabına. Dönemin ruh halini daha ilk sayfalarda yaşattı bana. Devamedegelen her hikayeyi okudukça, kült bir eser okuduğumun da tadını aldım. Edebi dili öyle güçlü ki, her hikayesinde dönemi ve insanların hâlini portre çizer gibi sunuyor okuyucusuna. Orhan Kemal, ‘Bet- bereket vardı eskiden!’ derken, günümüzü anlatıyor adeta bize. Hayatın acımasızlığını sürüklüyor sayfalarında. Hayatın acımasız yüzünü! Yoksulluğu… yoksulluk çekmeyen insan bu kitaptan hiçbir şey anlamaz, o kadar söylüyorum! Var ile büyümüş olan ne anlasın yok’un halinden! Ama dokunduysa hayatınızın bir yerlerinde yokluk size, üzebilir bu kitap sizi. Zira ben, sindiremedim bazı sayfaları… Şaşırtıcı olan nokta, o kadar zamana rağmen ülkemizde bir şeyin değişmemesi! Sadece ekonomiyi eleştirmiyor, halkın cahilliğini de eleştiriyor aslında. Hatta bu yüzden içeri girmiş bir insan… Maalesef, düşünmenin bile suç olduğu bir döneme denk gelmiş, bu kalem. Muazzam bir eserdi, tavsiye ederim. Şahsen ben şunu merak ediyorum. Günümüzde de böyle yazarlar yetişir mi? Günümüzün de acımasızlığını, yoksulluğunu, çaresizliğini biri sayfalara döker mi? Birçok şeyin , sahteliğe dayandığı günümüzde insanın gözleri Orhan Kemal’leri aramıyor değil…