Köksüzlük ne zordur, bir yere ait hissedememe, hep öteki olma, kimse söylemese de yüzüne karşı iliklerine kadar hissetme. İnsanın hayata eksik başlaması ve o eksikliği ne yaparsa yapsın dolduramaması.
İşte ķöklerini aramak için yola çıkan ve bunu yoldayken kendine itiraf eden bir karakter Fuat Chausson.
2. Meşruiyetin ilanı döneminde özgürlük rüzgarlarının esmeye çalıştığı bir dönemde bir gazeteci olarak doğduğu topraklara geliyor. Kendi geçmişine bir yolculuk ve aynı zamanda tarihsel bir döneme tanıklık. 1908'lerin İstanbul'unda gezdiriyor sokak sokak. İstanbul ki hem tutku hem de pranga oluyor ayağında.
Dönemin tarihi atmosferiyle karakterin yolculuğunu o kadar güzel harmanlanmış ki yazar, hem de mektuplarla bunu hiç sıkmadan başarabilmiş.
Kurgusuna bayıldım ,diline de. Sürekli merakı diri tutan heyecanını hiç yitirmeden okuduğum bir kitap oldu. Yeni bir yazarla tanışmanın keyfi de ayrı güzel.
Okuyucusu bol olsun.