Henry James'i ilk kez " Halıdaki desen" kitabı ile tanıdım. Kendisi pragmatizmin öncülerinden W. Jamesin kardeşiymiş. Ayrıca aile dostları olan büyük düşünürlerden 'Thoreau, Emerson...' gibi yazarlarla iç içe bir yaşam sürmüş. Paris'te yaşadığı zamanlarda günümüzün önemli klasiklerin yazarları ile -Emile Zola, Turgenyev, Flaubert- tanışmış. Ayrıca henüz 25 yaşındayken Amerika'nın en yetenekli öykü yazarlarından biri olarak kabul görmekteymiş. Bunun yanı sıra 20. Yüzyıl da gelişen bilinç akışı tekniğinin öncülerinden olmuş. Peki şimdi de bu önemli meziyetlere sahip yazarımızın 1896 da ilk baskısı yapılan ve kısa klasikler arasına girmeye hak kazanmış öyküsüne gelelim. Öykü bir eleştirmen olan kahramanımızın eleştirisini yaptığı kitabın yazarı ile gizemli sohbetin sonrasında yaşadığı olaylar ile başlıyor. Burda kendisine eleştirmen bir arkadaşı ve onun sevgilisi de eşlik ediyor. Kahramanımızın yaşadığı olaylar ise yazarın( Vereker) kitabında gizli bir amaç olduğunu ve bu gizi şimdiye kadar kimsenin bulmaya vakıf olmadığını dile getirmesiyle hiz kazanıyor. Kahramanımız bu gizi, yazılış gayesini, halıdaki deseni çözebilmek için çaba sarf ediyor. Öykünun dili sade ve açıktı. Gayet akıcı bir olay örgüsü işlenmişti. Ancak öykünün sonunda kahramanımızla aynı kadere mahkum olmak biraz hayal kırıklığı yaratmadi desem yalan olur.
" İlk incelemem olduğu için eklsiklikler ve fazlalıklar olacaktır umarım okurken sıkılmazsınız."