"Sanat göğünü bilinmedik bir ölüm ışığıyla süslediniz. Yeni bir ürperiş yarattınız!"
- Victor Hugo
"Kötülük çiçekleri'nde ne tarihsel şiirler vardır, ne efsaneler, ne de öyküye dayalı bir şey. Felsefe söylevleri yoktur içinde. Siyasaya değğin hiçbir şey görülmez. Betimlemeler çok seyrek, her zaman da anlamlıdır. Ama çekicilik, müzik, soyut ve etkili duyarlılık her şey... Zenginlik, biçim ve zevk..."
- Paul Valery
"İşte şiirimizin baş kitabı: Kötülük çiçekleri, nerdeyse kutsal Gerçeğin en üstün biçim olan söz gerçekliği hiçbir zaman yüzünü daha iyi göstermedi. Bir ışık gibi görüyorum onu."
- Yves Bonnefoy
Baudelaire'in şiiri Avrupa yazınında başlı başına bir devrim oldu. Bir çağı kapayıp yeni bir çağı başlatan büyük tarihsel olaylara benziyor. Yirminci yüzyıl estetiğini hazırlayan başlıca kaynaklardan biri. Türk şiirini bile yüz yıla yakın bir süredir alttan alta besleyen bir kaynak: Necip Fazıl şiiri, Ahmet Muhip şiiri ve bunların uzantıları...
Kötülük çiçekleri'nin 187'deki ilk basımında 100 şiir bulunuyordu. Baudelaire için yetkinlik, bütünlük simgesiydi bu "altın sayı". İkinci baskıda 126'ya, üçüncü baskıda 141'e ölümünden sonraki baskılarda 157'ye ulaştı bu saygı göstererek, çevirimi 100 şiirle sınırladım. Seçtiğim parçalar onu bütün yönleriyle, eksiksiz tanıtacak örnekler.
-Sait Maden
Sait Maden'in yapıtın 1857'deki ilk baskısına sadık kalarak dilimize çevirdiği, Fransız şiirinin en önemli başyapıtlarından biri olan Kötülük Çiçekleri, bu kitapta, şiirlerin Fransızca orijinalleriyle birlikte sunuluyor.
Akşam Ezgisi
İşte her çiçeğin sapında ürperdiği zaman,
Tütsü tütsü dağıldığı zaman her çiçeğin;
Havada sesler, kokular dolaşıyor, yeğin;
İç karartıcı bir vals, baş dönmesi, uzayan!
Tütsü tütsü dağıldığı zaman her çiçeğin;
İncitilmiş bir yürek gibi titriyor keman;
İç karartıcı bir vals, baş dönmesi, uzayan!
Gök hüzünlü, güzel bir sunak sonuna değin.
İncitilmiş bir yürek gibi titriyor keman,
İçli bir yürekten kara, geniş yokluğa kin!
Gök hüzünlü, güzel bir sunak sonuna değin;
Güneşin donmuş kendi kanı boğulduğu kan.
İçli bir yürekten kara, geniş yokluğa kin,
Işıklı geçmişin bütün izlerini toplayan!
Güneşin donmuş kendi kanı boğulduğu kan...
İçimde parlayan bir kutsal kap, anın senin!