Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an'ın Kökeni

Arif Tekin

Öne Çıkan Kur'an'ın Kökeni Gönderileri

Öne Çıkan Kur'an'ın Kökeni kitaplarını, öne çıkan Kur'an'ın Kökeni sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Kur'an'ın Kökeni yazarlarını, öne çıkan Kur'an'ın Kökeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum. 1)
Min Jin Lee
Min Jin Lee
-
Paçinko
Paçinko
2)
Seval Kirmit Yazar
Seval Kirmit Yazar
-
Zaman Kimseyi Beklemez
Zaman Kimseyi Beklemez
3)
Eun-Jin Jang
Eun-Jin Jang
-
Tanrı peygamberleri doğadan örnekler verirken hep Ortadoğu'daki coğrafyayı baz almışlardır. Halbuki mademki İslam dini evrenseldir ve o ki ille de onun kutsal kitabında bir dağ veya taş işleniyorsa, o zaman dünyanın her coğrafyasından bunlar için örnekler verilmeliydi!
Reklam
3-5-10... ay içerisinde gerçekleştirmem dileğiyle...
geçen hafta kuranı kerimin türkçesini tekrar okuyayım dedim, sonra kuranı kerimin iniş sırasına göre türkçesini -ki bu konu da ayrıca tartışmalı ya neyse konumuz bu değil- okuyayım dedim, sonra da kuranı kerimin ayetlerinin -öne sürülen- iniş nedenlerini okuyayım sonra kuranı kerimin iniş sırasına göre türkçesini okurum dedim. ve kuranı kerimin
Türkiye gibi ülkelerin çoğu siyasetçi ve yöneticileri, halkı istedikleri biçimde yönetebilmek, iktidarı elde tutup Türkiye"nin kaymağını yiyebilmek için dini kullanıyorlar. Bu destek dine inandıkları için değil; şu veya bu şekilde dinden çıkar sağladıkları için söz konusudur.
Tüm kutsal dinlerin ortaya çıktıkları dönemlerde artık ataerkil bir yapı hakim olduğundan, kadın cinsinden peygamber çıkmak şöyle dursun; nerdeyse insan bile sayılmama derecesine gelmiştir.
Nisa Suresi 34. ayet:
“Allah'ın hem insanlardan bir kısmını diğerine üstün kılmasından ötürü, hem de erkekler, mallarından harcama yaptıklarından dolayı, kadınların yöneticisi ve koruyucularıdır. Bu yüzden salih olan kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık onlar gizliyi koruyucudurlar. Başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür."
Reklam
Bu arada Muhammed diğer hanımlarıyla da barışsın diye Ömer, Muhammed'in hanımlarına tavsiyelerde bulunuyor ve bir sözünde Muhammed huzurunda onlara özetle "Eğer Muhammed sizi boşarsa, ona her çeşit kadın bulunabilir. Artık siz bilirsiniz..." diyor. Ömer'in kullandığı bu cümle, bir süre sonra, ayet biçimde iniveriyor. Söz konusu Tahrîm suresinin 5'inci ayeti aynen şöyle diyor: "Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha iyi, kendini Allah'a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verebilir."
"Kuran, tarih boyunca insanlar tarafından ortaya atılan yasaların ve dini inançların(biraz da ilaveler yapılmış) bir toplamıdır, bir özetidir; bunun ikinci bir ihtimali yoktur." diyorum.
Müslümanlar artık cennet-huriler, ganimet, talan, fidye, cizye, cariye ... için savaş açsalar bile kazanamazlar. Artık din mantığıyla cariye, mal elde etmek mümkün değildir. Çünkü Allah"ın bu mü"min askerleri artık teknolojiyle baş edemezler.
Muhammed bir diğer hadisinde, şayet bir insan, malına yapılan saldırıya karşı savunma yaparken öldürülürse şehittir" demiş. (Tecrid-i Sarih, No: 1101- 7/414.) Ama tam tersine, "Şayet bir insan, emeğini sömürenlere karşı mücadele edip de öldürülürse, o da şehittir" şeklinde bir beyanatta bulunmamıştır. Üstelik Kur'an'a göre (özetle), "Şayet bay olsun bayan olsun bir insan hırsızlık yaparsa, onun eli kesilir" şeklinde çok net ve kesin bir ceza tipi vardır. (Örneğin; Mâide Suresi, 38. ayet.) Kaldı ki Muhammed de, "Hırsıza lanet olsun. Bir yumurta da çalsa eli kesilir, bir ip de" demiş ve çok değersiz bir kalkan çaldığı için bir adamın elini kesmiştir. (Tecrid-i Sarih, Diyanet tercemesi, No: 2088 ve 2090; Müslim, Hudud, No: 1685.)
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. Nur Suresi 2.ayet
Sayfa 200
"Ehl-i kitaptan oldukları halde Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve Rasûlü'nün haram kıldıklarını haram tanımayan ve hak dîni din olarak kabul etmeyen kimselerle, himaye vergisini tam bir aşağılık ve baş eğmişlik duygusu içinde kendi elleriyle verinceye kadar savaşın! " Tevbe Suresi 29.Ayet İşte İslam âleminde bugüne kadar meydana gelen katliamların sebebi gerekçesi bu gibi ayetlerdir. Kur’an’ın Tevbe Suresi’nin 29. ayetinde gayrimüslimlerden cizye ve haraç (toprak vergisi) adı altında böylesine bir fetva olunca, aç Arapların başka insanlara saldırmaması hiç düşünülebilir mi ?
Sayfa 262
"Kur’an, insanlara sadaka vermeyi önerirken, Muhammed’den 1122 yıl önce ölen Konfüçyüs, “Sen bir insana balık yedireceğine ona balık avlanmayı öğret; böylece sen de kurtul, o da kurtulsun”, deyip konu hakkında daha mantıklı, daha adil ve sosyal barış için daha uygun bir öneri getirmiş; üstelik. “Ey ahali! haberiniz olsun, ben bu bilgileri Allah’tan alıyorum” şeklinde, söylediklerini Allah’a mal etmemiştir."
Sayfa 236
"Tanrı’nın hem Tevrat’ta, hem de Kur’an’da hep aynı nehirleri işlemesi dikkat çekicidir. Çünkü Dicle ile Fırat, çevrelerinde yaşayan ülkeler için önemli olabilir, ancak Amerika kıtasında yaşayanlar için bunlar önemli değildir. Onlar için Missisippi nehri -ki aynı zamanda dünyanın en uzun nehridir, daha önemlidir. Ama hiçbir peygamber Missisippi gibi dünyanın en önemli nehirlerini hiç işlememiştir. Tanrı peygamberleri doğadan örnekler verirken hep Ortadoğu’daki coğrafyayı baz almışlardır. Halbuki mademki İslam dini evrenseldir ve o ki ille de onun kutsal kitabında bir dağ veya taş işleniyorsa, o zaman dünyanın her coğrafyasından bunlar için örnekler verilmeliydi! "
Sayfa 33
Müslümanlar savaşı kazanınca Allah’a mal ediliyor; kaybedince de onlara, “Kazanmak varsa kaybetmek de vardır” deniyor. Yani Allah’ın yardım kriteri belli değildir. Neye göre yardım eder, ne kadar eder, ne zaman eder belli değildir. Kur’an’da bu konu öylesine karmaşık ki, Allah’ın savaştan yana mı, yoksa barıştan yana mı olduğu belirsiz kalıyor. Örneğin, “Kâfirlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun” diye başlayan uzunca bir ayetin sonunda, “Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Ama, sizi birbirinizle denemek ister” deniyor. (Muhammed Suresi, 4. ayet.)
Sayfa 101
454 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.