Genel olarak yazarın tarzını seviyorum. Kitaplarında derin anlamlar çıkardığım konuları işliyor, bu kitabı da böyle bir izlenim bıraktığı için tercih ettim. Alırken sayfa sayısının az olduğunu biliyordum, fakat kitabın adına göre farklı bir içerik beklemiştim.
Kitap, Yalom’un üniversiteden arkadaşının yıllar sonra ona yaşadıklarını anlatmasını konu ediniyor. Hikayesini, buluştukları mezuniyetlerinin ellinci yıl partisinden sonra yaptıkları karşılıklı konuşma ile öğreniyoruz. Yaşadıkları az buz değil, kısacık öykü içerisinde büyük acılar barındırıyor. Bunları yaşayan bir kişinin psikolojisi ne kadar sağlıklı kalabilir sorusu hiç aklımdan çıkmadı. Hepimizin az veya çok kendine göre acıları, mutsuz anıları vardır. Bunu bastırma yoluyla ardımızda bırakmaya, yer yön değiştirerek başka şekillerde telafi etmeye çalışırız. Bazı davranışlarımızın temelinde bu bastırılmış duygular yer alır ve sorunun üstesinden gelmek çoğu zaman zor olur. Konu bu çerçeve içinde işleniyor.
Ayrıca kitap “Polis Çağırıyorum” alt başlığıyla yayımlanmış. Daha derinlikli işlenebilecek bir konuyken Yalom elli bir sayfalık sade bir anlatım tercih etmiş. Bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap, kısa ama etkileyici bir yaşam öyküsü.