Pervaneler

Ali Teoman

Pervaneler Gönderileri

Pervaneler kitaplarını, Pervaneler sözleri ve alıntılarını, Pervaneler yazarlarını, Pervaneler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne yani? Reklam filmleri ve riyaliti şovlarda çalıştım, paparazzilik yaptım diye, artık şiir yazamayacak mıyım? Saçma! Ha bir film karesi, ha bir dize, Hayati, sonuçta hepsi bir. Riyaliti şov şiddetin şiiridir.
Sayfa 54 - OtofinişKitabı okudu
Her tümce kendisinden öncekini yokediyor. Dizge bozu­nuyor, ayrışıyor. Gelen gideni aratıyor. Olumsuzlamanın olumsuzlanması. Tez, antitez, sentez. Doğa yasası. Şu anda sarmalın bir üst çevriminde miyiz, Hayati, başımız bunun için mi dönmekte? Efendim, bende yükseklik yılgısı vardır. Bu yüzden tayyareye de binemem zaten.
Sayfa 53 - OtofinişKitabı okudu
Reklam
Hâlâ peşindesin, değil mi, o cam kırığı düşlerin?
Sayfa 52 - OtofinişKitabı okudu
"Hem de adeta nutkum tutularak, sayın meslektaşım! Uzmanlık alanlarınızın insan anatomisinin çok ötesine uzan­dığını bilmiyordum. Yaaa, benim amatör bir entomolog oldu­ğumu size söylemediler, demek ki? Af buyurun, anlayamadım: Neolog, neolog? Entomo... Nasıl? Tomolog? Evet, efen­dim, hem de en tomolog! Böyle tombul tombul, bıngıl bıngıl, balıketi... Tüh, hay allah! Kusuruma bakmayın! Bilseydim, bir­ kaç kırkayak, bir iki tırtıl, çiyan, akrep, örümcek filan getirir­dim gelirken. Bizim arka bahçede ziyadesiyle var da... Üzül­meyin, canım, zararı yok. Zehirlileriyle uğraşmıyorum ben zaten, çocukluktan kalma bir fobi. Ya, insanlık hali işte... Yeri geldiğinde, başarılı bir ruh hekimi bile... Düşünün bir, kol saatimin akrebini dahi söktürdüm. Dakikaları ve saniyeleri bilmek bana yetiyor, saatler gereksiz bir ayrıntı. Daha fazlası için, haftasonlarında bitpazarlarından topladığım geçmiş yılların saatli maarif takvimlerini karıştırıyorum. Ah, ne kadar hoş bir hobi! Ben de küçükken, takvim yapraklarının arkasındaki tefrika romanları okumayı ne çok severdim, bir bilseniz! Hele bir keresinde, hiç unutmam, romanın sonunu fena halde merak ettiğimden, oturup bütün yaprakları birer birer kopar­mış, o çocuk merakıyla yutarcasına okumuştum. Merakım zail olmuştu nihayet, ama akşama annemden bir güzel sopa yedim tabii. Hey gidi günler... Fakat sayın meslektaşım, bana öyle geliyor ki, siz saatli maarif takvimini radyodaki 'Arkası Yarın' programıyla karıştırıyorsunuz. Kuşkusuz sizin de anımsayacağınız gibi..."
Sayfa 39 - Senin MelekûtunKitabı okudu
"Yazacaksınız, yavrucuğum, bütün hissiyatınızı, teessüratınızı, fikriyatınızı kâğıda dökeceksiniz. Bu size zor geliyor­sa eğer, ufak bir teyp satın alınız, hani şu casus teyplerden. Evet, feza çağındayız artık ne de olsa, teknolojinin kolaylıklarından faydalanmayı bilmeli insan. Aklınızdan geçenleri her daim yanınızda gezdireceğiniz bu teybe okursunuz. Kayıtların transkripsiyonunu çıkarmayı ihmal etmeyiniz ama, olmaz mı? Eğer aklınıza hiç bir şey gelmiyorsa, hemen ümitsizliğe kapılmayın, onun da kolayı var: Okuyunuz, kitap okuyunuz! Ne olduğu hiç mühim değil, elinize ne geçerse, roman, hatırat, tarih, ansiklopedi, hatta bilumum broşürler, takvim yaprakla­rı, sakız kâğıtlarına yazılı maniler... Ve okuduklarınızı harfi harfine, kelimesi kelimesine, temiz bir elyazısıyla defterinize geçiriniz. Lakin yazınız, yeter ki yazınız, ne olursa olsun mut­laka yazınız! Modern psikolojinin sıkça başvurduğu bir tedavi metodu olarak ekritür otomatik..."
Sayfa 37 - Senin MelekûtunKitabı okudu
"İyi günler, Necmettin Bey! Hayırlı sabahlar, Komiser Beyoğlum! Efendim, sizi rahatsız etmemin nedeni... (Hayırlı bir iş için miydi? Eğer öyleyse, boşuna zahmet etmişsin, evla­dım. Bende üç kız var idi, amma üçünü de başgöz edeli hani­dir. Lakin üzme tatlı canını. Hepsi de birbirinden şirret çıktı, dar ettiler damatlara dünyayı. Eh, alan ağlasın, kıçına kabak bağlasın. Üstüne üstlük şimdi bir de bana...) Komşularınızdan şikayetler alıyoruz, Necmettin Bey. Densizler! Ne olmuş yine? Mestan kapının önüne çöp mü dökmüş ? Biraz çöpten ne çıkar? Mahallenin kedilerini bağçeye toplayıp mama veriyor diye mi yoksa? Nazik kulakları mı incinmiş kedi miyavlamasından? Benim gibi yaşlı ve biçâre bir adamla uğraşmaya utanmıyor mu bunlar? Hayır, efendim, şikâyet başka. Büyük bir dürbünü­nüz (Büyük bir dübürüm? Hoşt, deyyus!) olduğunu ve bunun­la (Onunla?) sabah akşam evlerinin içini, karılarını, kızlarını, haşa huzurdan, dikizlediğinizi söylüyorlar. Efendim, bu cihet­le, (Büyük bir dürbün? Has Alaman teleskobuna dürbün deyor, dübürü çatlak deyyus!) yani dürbününüz oraya (Dübürlerine...) girmek suretiyle aile hayatlarının mahremiyetini şeyettiğin­den, ileride bu tarz tavır ve hareketlerden titizlikle kaçınmanızı zatıalinizden rica etmeye... Fekat muhterem Serkomiser Beyoğlum, nasıl olur? Benim dedemin dedesi daha ta Sultan Mahmut zemanında müneccimbaşı imiş. Ailecek kaderimizdir rasat..."
Sayfa 28 - Ayın En Solgun EviKitabı okudu
Reklam
47 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.