Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Servet-i Fünun Şiir Estetiği

Hasan Akay

Servet-i Fünun Şiir Estetiği Gönderileri

Servet-i Fünun Şiir Estetiği kitaplarını, Servet-i Fünun Şiir Estetiği sözleri ve alıntılarını, Servet-i Fünun Şiir Estetiği yazarlarını, Servet-i Fünun Şiir Estetiği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
565 syf.
8/10 puan verdi
·
52 günde okudu
Hasan Akay'ın Servet-i Fünun Şiir Estetiği kitabında; Servet-i Fünun döneminin şiirinin usta şairi Cenap Şahabettin üzerinden Servet-i Fünun döneminin şiirinin özellikleri anlatır. Dönemin üstadı kabul edilen Cenap'ın Servet-i Fünun şiirinin ortaya çıkmasında etkisi büyük olmakla birlikte öncüsü kabul edilir. Cenap şiirlerinde Servet-i Fünun'un buhranla dolu zamanlarını farklı koşullarda anlatarak ve yerli yerince kullanmış olduğu anlatımla gözlem yeteneği sayesinde kendisine hayran bırakmıştır. Dönemi ve dönemin özelliklerini merak edenler için önerebileceğim bir kitaptır keyifli okumalar dilerim.
Servet-i Fünun Şiir Estetiği
Servet-i Fünun Şiir EstetiğiHasan Akay · Şule Yayınları · 20207 okunma
"Ayın Nâdir hakaret gördü gitti H. Nâzım başka hikmet gördü gitti Sezâî fazla hürmet gördü gitti Hele Tâhir Bey'in esbâbı ma'lûm O Tâhir'le karâbet gördü gitti” | Tevfik Fikret
Servet-i Fünûn'un dağılması üzerine Fikret de bu kıtayı yazmış. Ama topluluğa asıl darbeyi kendisi vurmuştur.Kitabı okudu
Reklam
Servet-i Fünûn Şairi tabii..
Bu, tabiat güzelliklerine aşina olan, tabiatın güzelliklerini ve hayatın acılarını dile getirmek için yaratılmış, gözü yaşlı, sırf duygu kesilmiş, arzın kokularıyla kendinden geçmiş ve yıldızların sessiz şiirine tercüman olmaya memur edilmiş bu yarı kozmik varlık, Servet-i Fünûn Topluluğu'na mensup şair tipinin -Cenab'da tüm nitelikleri görünecek şair tipinin- ilk şeklidir.
Divan şairlerimiz... her duyguda zirve bir söyleyiş
Mehmet Celal'in şair tipi eskilerden bir divan şairinin takdim ettiği şu hayale (hayalî tipe) oldukça yakındır: “Hasretinden o kadar inceldim ve ıslandım ki ey sevgili, kirpiklerine as da kurut beni!" Mehmed Celâl’in şairi de o kadar ince ve ıslak! Sanki kirpiklerinde denizler var!
Hâmid'in şairi, biraz filozof ve kâhin; Nâmık Kemal'inki biraz düşünür ve kahraman; Mehmed Celâl’inki ise doktorluk taslayan mütehassis bir hasta, gözyaşları arasında boğulan, acıdan bitap düşen, ince hastalık (verem) yüzünden helak olan bir garip yaratıktır.
Edebiyatta tanıtım ve strateji
Örneğin Tevfik Fikret'in üzerinde dil ve üslubu, nazım sentaksı, ahenk arayışı, halk diline yakın bir söyleyiş tarzını aruza uygulayışı bakımlarından, ara-nesil şairi Receb Vahyî'nin, 1889-1890 yılında Bursa'da çıkan Nilüfer mecmuasında Fransızca ve Rusçadan yaptığı çevirilerin önemli bir tesiri olduğu görülmektedir. Bir miraçnâme şairi olan Receb Vahyî'nin Batı edebiyatına Fikret'ten daha vâkıf olduğu da bilinmektedir.
Reklam
Akay'ın çok güzel bir tespiti
Birinci Tanzimatçıların gittiği sosyal ve siyasal fikirler caddesi, Hâmid sayesinde heyecanlı bir başka seyir izleyerek tutku ve acılar caddesine geçer, oradan Recâizâde ile duygu alanına sıçrar, hissîleşir, gözü yaşlı bir mecraya kayar. Hâmid'in eserinde ise gözyaşı yoktur. (Gözleri kurumuş değildir, gözyaşları içine akar ve orada kaybolur. Gerçekte bu tarz ağlayış diğerine nispetle daha trajiktir; birinde göz de gönül de rahatlar, ancak diğerinde sıkıntı gittikçe gelişir.) Zira felsefenin gözyaşı olmaz. Servet-i Fünûncular da gözü yaşlıdır, fakat gözü yaşlı çocuk tablosundaki gibi yaşlı. Aslında onlar gerçekten gözyaşı dökmezler; öyle bir vaziyette ağlarlar. En acı ağlayış ve çığlık -felsefenin kuruttuğu gözyaşlarına rağmen- Hâmid'dedir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Yani şair, çağlarüstüdür; küresel bir kahramandır; âlemleri durmaksızın dolaşan evrensel bir gezgindir; tehlikelerden, uçurumlardan, iniş çıkışlardan asla korkmayan bir adamdır. Ruhu, inleyen ruhların saklı suskunluğunu dinler. Toprak semavi bir nida bırakır gözlerinin önünde...
Cenap Şahabettin
O üslubunu ciddî bir ifadeden mizahî bir ifadeye doğru çevirdiği zaman kalemi elde müthiş bir silah gibi amansız olur, hedefinin bütün gülünç ve küçük taraflarını bulup çıkarırdı... Vecizelerinde dâimâ realist bir ifade ile kuvvetli bir şüphecilik çarpışırdı...
Tabiat gibi bir hâce-i bedâyi' dururken, şundan bundan taallüm-i şi'r etmeğe tenezzül mü edilir? | Recaîzade Mahmut Ekrem
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.