Doğu-Batı sorunu, Halide Edib’in yazarlık yaşamını baştan sona “işgal”etmiştir. Bir yazarlık yaşamı boyunca bu sorun la uğraşan, didişen, boğuşan yazar, belki bir tek Sinekli Bakkal'da sentezi okuruna iletir.
Defalarca basılmış, kuşaklardan kuşaklara ulaşabilmiş Sinekli Bakkal, II. Abdülhamid dönemini bir geçmiş zaman de koru önünde yansıtarak, eskiden yeniye devralınması gereken kültür, sanat ve töre değerleri üzerinde durur. Bir anlamda, yazar ve eseri, tarihî süreklilik arayışı içerisindedirler.
Yazar ve eseri, bir yandan da; çoktan yer edinmiş görünen Batılılaşmanın ortalık yerinde, Doğu’nun payını araştırırlar ve ulusal kimlikli bir bileşime ulaşmayı denerler. Mimari, müzik, Mevlevîlik değerleri üzerine ilginç görüşler ileri sürmüş Sinekli Bakkal’ın, kendi kapsamında “öncü”bir roman olduğu söylenebilir.