Susan Çocuk beni kalbimden vuran bir kitap oldu.1962'de Cezayir bağımsızlığını kazanmadan kısa süre önce kaçırılan,öldürülen ama naaşının nerede olduğu bilinmeyen bir baba;dirayetli,azimle onu arayan,ölümünü asla kabul etmek istemeyen onurlu bir anne,yüzüne kapanan kapılar...Küçük yaşta babasız kalan,onun hatıraları ile yaşayan,fotoğraf ve anıları ile hafızasında yolculuk yapan bir kız çocuğu.
Cezayir'de adı asla savaş olarak telaffuz edilemeyen bir kıyım,yıkım,acılarla yoğrulan bir halk,zorunda kalınan bir göç ve şahane bir kitap.Yazar zamanda ileri geri yolculuk ediyor ama öyle berrak bir dili var ki bu durum okumayı zorlaştırmıyor.Hem vurucu hem edebî cümlelerle dolu,her açıdan doyurucu bir eser.Eserden Cezayir tarihine,savaşa,isyana dair çok şey öğrendim.Ayrıca Yahudiler,Müslümanlar,Fransızlar,bombalar,kayıplar,katiller,katledilenler,hapsedilenler,işkenceler,dul kalanlar...İnsanı alıp götüren bir kitap daha da ötesi yazarın hayatından izler taşıyan,otobiyografik bir eser.Iflah Olmaz Optimistler Kulübü ve Kaybetme Sanatı Cezayir tarihine dair;Dönüş ise yine Kayıp bir babanın ardına düşen müthiş kitaplar.