Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yolda Üç Kişi

Tuna Kiremitçi

Yolda Üç Kişi Hakkında

Yolda Üç Kişi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Yakup... Leyla... Halil... Aşkla, tarihle ve yara izleriyle birbirine bağlanan üç kişi, üç uzun yol... Biri yirmi beş yaşında, ömründe ilk kez ayak bastığı yabancı topraklarda hayatın ve dünyanın köşe bucağından haberdar oluyor tanıştıkları ve yaşadıklarıyla. Uzakta, şehrinde yaşayan bir kadına hayranlık duyuyor. O kadın kırkına merdiven dayamış. Bir oğlu, ayrı yaşadığı bir kocası, ona hayatı zindan etmiş ve etmekte olan bir babası, aşkta bütünlenen bir devrimcilik geçmişi var. Sonuncusu, kadının kocası... Hayatı nerdeyse bir büyük sırdan yaratılmış, devrime inanmış, cazibeli bir adam... Yakup, Leyla ve Halil, Tuna Kiremitçi'nin yeni romanı Yolda Üç Kişi'de buluştular. Üç ayrı dünya bir dünya kurdular. Bazen birlikte yürüdüler, bazen başka yollara saptılar, geçmişlerini ortaya koydular. Git Kendini Çok Sevdirmeden ve Bu İşte Bir Yalnızlık Var adlı romanlarıyla geniş bir okuyucu kitlesiyle buluşan Kiremitçi, hem kendi kuşağına hem de 78 kuşağına içeriden baktığı yeni kitabında farklı bir anlatım yakalıyor. Yazarı da romanın kurgusuna katıyor. Anlatıcının varlığını bize sık sık hissettiriyor, onun olaylara bakışını açık açık ele veriyor. Tuna Kiremitçi, kalemini bir kamera gibi kullanıyor. Ama bu öyle bir kamera ki kahramanların içini de okuyor. Yolda Üç Kişi, duygulara seslenen, duygulardan beslenen sağlam ve güçlü bir roman. "Yakup, Leyla ve Halil yollarında gidiyorlardı. Onları düşsel bir kavşakta ben buluşturdum. Yol arkadaşlığı yapan bir üçlüden çok yazgıları kesişmiş üç kişi gibi geldiler bana. Tanıdığım insanlardı hepsi; içlerinde benden ve sevdiklerimden parçalar vardı. İyi anlaşacaklarını umuyordum başlangıçta; ne var ki onları oluşturan çizgiler netleştikçe, umduğum gibi geçimli olamayacaklarını anlamak zorunda kaldım. İstemesem de öğrendim: Yoldaş da olsalar, aynı yolun yolcusu değillerdi..." (Kitaptan bir bölüm...) "Çünkü her yaratıcı yaşam, kendi okyanusunu içinde taşır. Hepsinin derinliklerinde adını bilmediğimiz canlılar, karanlıklar vardır. Diplerinde yan gelmiş şilepler, küflü ticaret gemileri, uzun parmaklı bir sultanın en son yüzlerce yıl önce okşamış olduğu altınlar yatar. Burada en tehlikeli uğraş dalgıçlıktır: İçimizin günışığı görmeyen derinliklerine dalınca, orada neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Dar ağızlı mağaralar ya da avizeleri yosun tutmuş yolcu gemileri bizim için yeni hazinlere açılan kapılar da olabilir, sonunda kısılıp kalacağımız birer tuzak da. Emin olabileceğimiz tek şey, okyanusun hepsini aynı aşkla içine aldığıdır. Gelin gibi süslenmiş yelkenlileri de çağırır, savaşa yolladığımız donanmaları da. Geçmişte bize umut taşımış, yelkenleri aşkla dolmuş, toplarından öfkemizi kusmuş o gemileri bekleyen kopkoyu bir unutuluştur. Batan her geminin ardından okyanus yüzeyinde geçici bir yara izi kalır. Sonra o da yitip gider." (Kitaptan bir bölüm...) The years shall run like rabbits, For in my arms I hold, The Flower of the Ages, And the first love of the world. But all the clocks in the city Began to whirr and chime: "O let not Time deceive you, You can not conquer Time. W.H.Auden (Yolda Üç Kişi, 9. sayfa)
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 47 dk.Sayfa Sayısı: 204Basım Tarihi: 2005Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9789759918026Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 71.7
Erkek% 28.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Tuna Kiremitçi
Tuna KiremitçiYazar · 21 kitap
İlk şiirleri, Galatasaray Lisesi yıllarında Varlık dergisinde yayımlandı. Kendisine "Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü"nü kazandıran "Ayabakanlar" adlı kitabı 1994 yılında okuyucuyla buluştu. 1997’de Bosnalı şair İzzet Sarayliç’le "Erguvan Balkan Şiir Ödülü"nü paylaştı. Bunu 1998 tarihli ikinci şiir kitabı olan "Akademi" izledi. Tuna Kiremitçi'nin 2002’de çıkan ilk romanı "Git Kendini Çok Sevdirmeden" büyük yankı uyandırdı ve o yılın önemli edebiyat olaylarından biri kabul edildi. 2003'te ikinci romanı "Bu İşte Bir Yalnızlık Var" ve şiirlerini derlediği "Bazı Şiirler Bazı Şarkılar" yayımlandı. 2005 yılında yayımlanan "Yolda Üç Kişi" adlı romanı da geniş bir okuyucu kitlesiyle buluşmuş ve beğeni kazanmıştır. Daha sonra da 2007 tarihli "Dualar Kalıcıdır", 2009'da "Küçüğe Bir Dondurma", 2011'de "Selanik'te Sonbahar" ve 2012'de "Gönül Meselesi" romanları yayımlanmıştır. Genellikle sıradan insanların trajedilerini, günümüz toplumundaki kadın-erkek ilişkilerinin açmazlarını ve yaşlanmanın melankolisini hüzünlü, yer yer de gülümseten bir anlatımla işlediği romanları, Profesör Gürsel Aytaç tarafından Türk edebiyatında "romantik ironi" örnekleri olarak değerlendirilmiştir (Hürriyet Gösteri; Temmuz-Ağustos 2005). Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde sinema eğitimi gören, kısa filmleri çeşitli festivallerde ödüller alan Tuna Kiremitçi, 2009 yılında ilk uzun metrajlı filmi "Adını Sen Koy"un çekimlerini tamamlamıştır. Ayrıca, 1990'lı yıllarda Kumdan Kaleler topluluğuyla Etnik Rock çalışmaları yapmış, besteci ve solist olarak bir albüme ("Denize Doğru"; 1996) imza atmıştır. 2010 yılında polisin yabancı uyruklu kadınları pazarlayan bir fuhuş mafyasına yaptığı operasyonda ismine mafyanın müşterileri arasında rastlamış, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade vermeye çağrılmıştır. Romanları 10 dile (Fransızca, Almanca, Bulgarca, Yunanca, Romence, Estonca, Portekizce, Boşnakça, Arapça, Çince) çevrilen Kiremitçi, bir oğul babasıdır. Bir dönem Cumhuriyet gazetesinde yazmıştır. 11 Haziran 2010 tarihi itibarı ile Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yazmaya başlamışsa da 2012 yılında görevine son verilmiş, gazetenin kadrosundan çıkarılmıştır.