Yürek Fısıltıları

Nuriye Çeleğen

En Eski Yürek Fısıltıları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yürek Fısıltıları sözleri ve alıntılarını, en eski Yürek Fısıltıları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Insanın dünyaya gönderilme gayesinin dışına çıkması onu mutsuz etmektedir. Yanı insanin mutluluğu kendi benini kulluk ile tanımak ve ona bu görevi kabuk ettirmekledir. Hiç şüphesiz ki maneviyat ile bağlarımız inceldiği nisbette mutluluk ile de bağlarımız incelmektedir. Insan mutluluğunda tek yol görünmektedir. O da, bir olan Allah'ı tanımak ve O'na kulluk etmektir.
Sayfa 62 - NesilKitabı okudu
Ve insana bir yol açılmıştı. Ebedî ufuklarda alâ-yı illiyyin ile esfel-i safilin yolu. (çok yücelerle, çok aşağılar.)
Reklam
Solgun güllere hüzünle baktı. Kırmızı güller... Kalbinin yansımasını zannettiği güller, bir bitişi fısıldıyordu sanki ona. Solgunluğu, sembolize ettiklerinin de geçiciliğini hatırlatır gibiydi. İlk kez düşünüyordu bütün bunları. Kalbini dinledi, bir şey hissetmiyordu. O da güller gibiydi. "Her şey bu kadarcık mı?" diye düşündü. Bu kadar kısa, bu kadar kaypak. İnanamıyordu, bitmeyecek zannettiklerinin bir bahar yağmuru gibi geçişine. Yüreğini yokladı, biraz kırıklık hissediyordu. Kime dargın olduğunu bile ayırt edemedi.
Bu sevgi değil miydi; insanlara dünya malını toplatıp, kaybetme korkusuyla telaşlandıran? Ve bu sevgiydi; mutluluk ile hüznü, neşe ile acıyı, kavuşma ile ayrılığı insana yaşatan Sevgi, yoksa ayrılığın adı mıydı?
Bu sevgi değil miydi nicelerini Mecnun edip, Leylâ'lar peşi sıra koşturan? Bu sevgi değil miydi; sabahlara dek uykularını ninni edip, ayrılığında ona yandıran.
Sevgi, dost yolunda olmak mıydı, yoksa dostu bulmak mı? Yoksa daha başka bir şey mi? Meselâ nefsi avutmak mı? Sevgi ve ayrılık. Birleşmeleri imkânsız, ayrılıkları mümkün görülmeyen iki gerçek. Bu iki zıt kutbu birleştirmekti bütün düşüncesi. Ama nasıl? Hz. Ibrahim geldi birden aklına. Allah'ın dostu, Al- lah dostu olan İbrahim. O da kendisine ilk başta bir dost, bir sevgili aramıştı. Güneşe bakmıştı. Güneş çok büyüktü. "Sen benim Rabbim ol; yani sevdiğim" demişti. Güneş batmıştı. "Olmaz" demişti Ibrahim, "Batanlar sevgili olamazlar." Tum güzelliğiyle ay doğmuştu. Ibrahim ona yönelmişti; o, sevgilisi olabilirdi! Onun gurubu da uzun surmemişti. İşte parlak, ihtişamlı bir yıldız. O, ona Rab, sevgili olabilirdi. İbrahim, ona baktı, baktı. Sonunda o da kaybolmuştu. Bütün bunlar karşısında İbrahim, tek şey söyledi: "Ben batanları sevmem." Batanları sevmeyen İbrahim, kendisine gurubu olmayan bir sevgili aramış ve bulmuştu. O sevgili kendisine dost, İbrahim ise Ona kul olmuştu. Mevlâna büyük eserine şu beyitle başlamamış mıydı? "Dinle neyden kim hikâyet etmekte Ayrılıklardan şikâyet etmekte."
Reklam
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.