Yürek Fısıltıları
Nuriye ÇeleğenYürek Fısıltıları Gönderileri
Yürek Fısıltıları kitaplarını, Yürek Fısıltıları sözleri ve alıntılarını, Yürek Fısıltıları yazarlarını, Yürek Fısıltıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük bir tutkuyla bağlanırız hayata. Hiç bitmeyecek ve tükenmeyecek sanırız. Emellerimiz, isteklerimiz ne de çoktur. Hayaller kuşatır dünyamızı. Arzularımız sanki kucaklar asırları. Sonsuzluğu yaşarız duygularımızda. Ölüm mü? Çok uzaklarda bir serap. Başkası için, en yakınımız için olabilir bir gerçek. Bizim için mi? Sonsuzluğa planlanmış bir hayat planında düşünülmeyen bir ihtimal!
Pek çoğu dünyayı bir eve, insanı da kiracıya benzetmiştir. Fakat bir tanım var ki, başka bir boyuttan bakmış meseleye. İnsanı misafire, dünyayı da misafir evine benzetmiş. Kiracı, belli bir süre de olsa evi sahiplenen kişidir. Evde yerleşik konumda olup, bazı hakları vardır. Misafirin konumu öyle değildir. Kendisine gösterilen yere oturur, etrafı araştırıcı tedkikatı bile ayıplanır. Bir şeyi sahiplenmesi mümkün değildir. İnsanın dünyadaki haraket noktası ve konumu ise budur. Bir misafirin misafir olduğu yerdeki davranışı gibi... Bir misafir, beraberinde getirmediği bir şeyi sahiplenemezse, insan da dünyadaki hiçbir şeyi sahiplenemez. Fakat insana bunca sıkıntıyı, bunca acıyı çektiren, beraberinde getirmediklerini sahiplenme sevdasıdır.
Uzun kalınacak yer zannedilir, kalış süresi kısadır. Bir an gibidir, hayaldir, rüyadır, gölgeliktir, dünya, bu tanımlamalarda...
İnsan pek çok duygularla donatılmış bir yaratıktır. Bu duygulardan biri de, "etkileşim." Başkalarının etkisi altında kalma... Şu bir gerçek ki, insan birilerinden daima açık veya gizli olarak et kilenmektedir. Bu etki, şahsiyet gelişimini tamamlayamayanlarda, çocukluk ve gençlik dönemlerinde daha da fazla olmaktadır. Bu etkileşim, insanın dünyaya bakışında da karşısına çık maktadır. Böylece, insanın kendisine örnek aldıkları, arkadaşların, sevdikleri, dünyayı tespitinde kendisini etkileyen unsurlar olmaktadırlar. Onun için bu çevrelerin etkisi çocukluktan itibaren büyük önem taşımaktadır. "Beni dünyaya çağırma; ona geldim, fena gördüm." diyen bir İslâm büyüğünün kendisini dünyaya çağıran çevresine böyle cevap vermesi ne kadar manidardır!