Stardi zengin olmadığı için çok kitap alamazdı; fakat okul kitaplarını ve armağan verilenleri özenle saklar ve eline geçen parayı kitapçıya verir. Böylelikle küçük bir kitaplık kurmuş bulunuyordu.
Bizim evimizde küçük odalara saklanmamıştı kitaplık. Salonumuzun en güzel köşesinde, başka evlerde gözümüzün ışığını alan kristal bardakların durduğu yerde dururdu. Camlı dolabında bardaklar yerine dizi dizi kitapların sıralandığı bu salonda, sehpaların üstünde her zaman açık bir kitap görebilirdiniz.... Bilgisayara onca düşkün Özge bile kitapların büyüsünden kendini kurtaramamıştır.
Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık, kanalizasyon, hamam. (Çünkü; kanalizasyon şehrin kirini, hamam bedenin kirini, kütüphaneler de ruhun kirini temizler) / Fatih Sultan Mehmet
Bir toplumun en büyük yerleşiminden küçük yerleşimine kadar her yerinde kitaplıklar varsa, halk kitap okuyorsa, o toplum her işine yetip artacak parayı bulabilir.
Akıl uyanmayınca kafa çalışır mı?
Kafa çalışmayınca para kazanılır mı?
Aklı uyandıracak olan da kitap, kitaplık.
Kitaplık, e dergisi, varlık gibi bir yığın dergi, edebiyat üreten değil, edebiyat bilgisini bozan dergiler, ruh sağlığına aykırı. Bu da benim iddiam. Bu dergileri birkaç yıl okuyan bir insan asla iflah olmaz, asla edebiyatçı yazar olamaz!
“Eve gidince atın televizyonu pencereden.
Evde televizyondan boşalan yere,
güzel bir kitaplık kurun bir an önce.
Doldurun rafları en tatlı kitaplarla.”