Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Kesinlikle
“Avrupa bir gün, bizden aldığı bunca eserleri bize geri vermelidir.”
Sayfa 96 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
“Unutmayın, dünyanın en önemli medeniyetlerinden birinin üstünde oturuyorsunuz. Hani temel kazarken yazılı taşlar, mermerler, mozaikler çıkıyor ya, işte onlar çok çok değerli. Kırmayın, üstünü örtmeyin, inşaatta kullanmayın, devlete haber verin. Büyük İskender bile bir kış geçirirdi buralarda...”
Reklam
Pergamon’un eşsiz sunağı bir gün ait olduğu yere dönecek…
“…bir zamanlar Berlin Müzesi’ne götürülen Zeus Sunağı’nın yerine dönmesi için girişime geçilirse, iyi olur.
Sayfa 125 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
“Bu kazılar şüphesiz ki, çığır açıyor; eski İzmir, Side, Perge gibi birkaç yıl önce hiç tanınmayan şehirler meydana çıkıyor.”
Sayfa 4 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
“İlkçağın Roma ile boy ölçüşebilecek tek kenti olan Efes’in ancak yüzde otuzu toprak altından çıkarılabilmiştir bugün. Bu haliyle bile Efes dünyada eşine az rastlanan zenginlikte ve çeşitlilikte bir kazı merkezidir.”
Sayfa 64 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
"Didyma Tapınağı Ege'nin en görkemli örenidir. Çeşitli motiflerle süslü üç metre kutrundaki sütunlarının bazıları bugün de göklere kadar yükselir. Hesap ettik, kimi ayakta, kimi düşmüş, üç yüz sütunu var tapınağın. Bu büyüklükte bir anıt ne Yunanistan'da bulunur, ne İtalya'da; Didyma biriciktir."
Sayfa 133 - 134 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İki taraf kendi derdine düştüğünde, üçüncüye gün doğar.
Sayfa 123Kitabı okudu
Manisa'da ^^
"Niobe, yani Ağlayan Kadın Kayası'nı hiç gördünüz mü? İki bin beş yüz yıl önce tarihçi Herodotos bundan bahseder de, bizim turistik broşürlerimizde hiç adına rastlamadım."
Sayfa 153 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
"Troya'da, Bergama'da, Efes'te otlarla örtülmüş taşlar arasında yürürken, bu taşlar bize şair
Homeros
Homeros
'tan, Kral Attolos'tan, filozof
Herakleitos
Herakleitos
'tan ve buralarda yaşamış nice nice insanın maceralarından bir şeyler anlatmıyor mu? Bu taşların, yüzyıllar boyunca üzerlerinde yaşayan Anadolu köylüsüne bir şeyler söylediklerine ben inanıyorum."
Sayfa 1 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
1961 yılında, New York Üniversitesi adına
Kenan Erim
Kenan Erim
, Aphrodisias Antik Kenti kazılarını Kazı Başkanı olarak başlatır. 30 yıl boyunca hayatını bu kazıya adamış, çok tutkulu bir Aphrodisias âşığı olan değerli arkeolog Profesör Kenan Erim, Aphrodisias’a ilk gelişini “Bir evin köşe duvarını kaplayan Afrodit heykelini gördüğümde kendimden geçtim” diyerek anlatmıştır.
Reklam
Hayatını Palmira’ya Adayan Arkeolog Halid Esad’ı Yâd Ederek...
“Manzarası büyüleyiciydi -güneşin doğuşu ve batışı sırasında eğik ışınlar sırayla Baalshamin Tapınağı'nı, Diocletian Kampı'nı, agorayı, tetrapylonu, tiyatronun duvarlarını yalıyordu ve insan vahayı keşfe çıkıp Çölün Nişanlısı (Gelini) Palmira'nın ilk görüntüleriyle dönen o 18. yüzyıl İngilizlerinin hayretler içinde kalışını hayal etmekte hiç zorlanmıyordu: o çizimler Avrupa'yı boydan boya kat edip Londra'ya varacak, orada hemen gravürleri üretilecek ve tüm kıtaya dağıtılacaktı. Bilger bu kopyaların Avrupa mimarisindeki pek çok neoklasik cepheye ve sütun sırasına bile kaynaklık ettiğini anlatıyordu: başkentlerimiz Palmira'nın sütun başlarına çok şey borçluydu, Suriye çölünün birazı gizlice Londra'da, Paris'te veya Viyana'da yaşıyordu. Bugün yağmacıların mezarların alçak kabartmalarını, yazıtları, heykelleri gamsız amatörlere satmak için yerlerinden sökerken çok eğlendiklerini hayal edebiliyorum ve bizzat Bilger de, eğer deliliği mâni olmasa, çölden tırtıklanan o kırıntılara talip olurdu -Suriye'nin felaketinde arkeologların fırçalarının yerini havan topları ve kepçeler aldı; mozaiklerin beton kırıcılarla söküldüğü, Ölü Kentlerin ya da Fırat boylarındaki antik yerleşimlerin buldozerlerle kazıldığı ve ilginç parçaların Türkiye'ye veya Lübnan'a satıldığı anlatılıyor, kalıntılar da bir nevi yeraltı zenginliği, petrol gibi bir doğal kaynaktır, daima sömürülmüştür..”
Sayfa 155 - Can Yayınları, 2.BaskıKitabı okudu
Yeniden keşfini diyelim
“Aphrodisias Antik Kenti’nin ortaya çıkışı, fotoğraf sanatçısı merhum
Ara Güler
Ara Güler
sayesinde olmuştur. Yolunu kaybettiği için geceyi geçirmek zorunda kaldığı Geyre köyünde, çok değerli tarihi eserlerin, köy meydanı ve köy içindeki her köşede, türlü şekillerde kullanıldığını gören Ara Güler’in çektiği fotoğrafların National Geographic dergisinde yayımlanması bu tarihi kentin keşfini sağlamıştır.”
Etinin yenmesi ya da kurban edilmesi yasak olan tek hayvan domuzdu, zira onun temiz olmadığına inanılıyordu. Çocuklar bile ebeveynleri tarafından kurban edilebiliyordu.
“Yüzyıllar boyunca ürettikleri eserlerle günümüze kadar gelen Aphrodisiaslılar ile aynı topraklarda yaşıyor olmak bizim için büyük bir mutluluk ve gurur nedeni. Artık tarihin çağrısına kulak verip Geyre’ye gitmenin ve muhteşem coğrafyayı kendi gözlerimizle görmenin tam zamanıdır.”
Homeros
Homeros
’un
İlyada
İlyada
ve
Odysseia
Odysseia
destanlarında geçen İlion ya da Troya denen antik kent de pek çok arkeologun hayallerini süslemektedir. Choiseul-Gouffier,
Joseph François Michaud
Joseph François Michaud
gibi seyyahlar ellerinde
Homeros
Homeros
ve
Strabon
Strabon
’un kitapları, Troas’ı adım adım gezerler. Ancak hepsi de Troya’nın Çanakkale’nin Pınarbaşı Köyü’nde olduğuna inanmaktadırlar.
Heinrich Schliemann
Heinrich Schliemann
, 1868’de buraları gezdikten sonra, büyük ölçüde İlyada’daki verilere dayanarak Troya’nın Hisarlık denilen yerde olduğunu ileri sürer.”
624 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.