Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
143 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yeni Dünya
Yeni Dünya
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Türk Edebiyatının önemli isimleri arasında yer alan Sabahattin Ali kısacık ömründe bize bıraktığı eserler sayesinde keşke daha çok yaşasaydı dedirtiyor. Bütün öykülerini "Yeni Dünya" adı altında toplayan yazarımız. Kısa kısa öyküleri ile dönemin ruhunu öyle bir yansıtıyor ki, bugünlerden o günlere giderek aynı duyguyu tatmamızı sağlıyor. Sabahattin Ali, öykülerinde genellikle Anadolu insanın olaylara bakış açısını, toplumun düşünce yapısını, yoksulluğu, çaresizliği, bürokratik meseleleri, kadınların sınıfsal farklarına değinerek birçok konuyu başarılı bir şekilde işliyor. ------------------------------ "İçimde hiç heves kalmadı." s.10 "Hayat eskisinden daha feci olarak devam edecek." s.24 "İnsan ne garip şeydir!" s.48 "Hayatım zihinde canlandırılmayacak kadar manasız ve boş geçiyordu." s.48 "Kadınlar yorulmak bilmiyorlardı." s.97
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Akçağ Yayınları · 202127,3bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Küçük Prens
Küçük Prens
Antoine de Saint-Exupéry
Antoine de Saint-Exupéry
Kitabı daha açar açmaz editörün "Yaşın kaç bilmiyorum ama emin ol, bu kitabı 7'den 77'ye herkes okuyabilir." sözüyle karşı karşıya kaldım. Daha öncede okuduğum ve beni her seferinde farklı bir ayrıntısında, farklı dünyalara sürükleyen bir kitaptır. "Küçük Prens" büyüklerin dünyayı anlamsızlaştırmasına, yaşanmaz hale gelmesiyle, içindeki çocuğa ses vermesine değinir. Çocuk kitabı kategorisinde yer almasına rağmen aslında bir yetişkin kitabıdır. Yetişkinlerin kendilerini fark etmesine sebebiyet vermek ister. Kitabın içeriğinde yer alan resimlerin hayal ürünü olması dikkat çeker. Kitabın her yaşa farklı anlamlar çıkartmasına vesile olması, farklı bir pencereden bakmasına yol açar. ----------------- "Şu büyüklere her şeyi açıklama yapmak gerekiyor." s.6 "Büyükler kendi başlarına hiçbir şeyi anlayamıyor, çocuklar içinse onlara bir şeyleri açıklamak çok yorucuydu." s.7 "Belki de artık biraz yetişkinlere benziyorum. Yaşlanıyorum." s.19 "Lütfen beni affet. Mutlu olmaya çalış." s.39 "Kendini yargılamak diğer insanları yargılamaktan çok daha zordur." s.44 "Şu büyükler gerçekten de çok tuhaflar." s.47 "Hayatta tek istediğim şey uyumak." s.57
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,8bin okunma
Reklam
60 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
José Saramago
José Saramago
1998 Nobel Edebiyat Ödüllü eserimiz sarayın dilek kapısından dilek dilemeye gitmesiyle başlıyor. Halkına her dileğini veren Kralımız bilinmeyen adaya gitmek isteyen ve bunun için tekne dileyen adamım dileği karşısında şaşırır. Adamın istediğini yerine getirmek için tekneyi ayarlar. Adam bilinmeyen ada için yola çıkar. Saraydaki dilek kapısında çalışan kadın adamı takip eder arkasından gider. Eserin sayfa aralarında bazı sanatsal resimler var bu resimlerin bile bir anlamı olduğunu düşünüyorum öyle ki kitabın isminin "Bilinmeyen Adanın Öyküsü" olması bir çelişkidir. Eserin karakterinin bir adadan ziyade kendilerinin arayışında olduğunu düşünmek mümkün. ------------------------- ".. işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikâye, diye homurdanıp dururuz." (s.23) "Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir." (s.26) "Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin." (s.36)
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,3bin okunma
56 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Palto
Palto
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
Merhaba, bugün bana hediye edilen çok kısacık bir eserin incelemesi ile geldim. Nikolay Gogol'un eseri olan "Palto" kitabın başkişisi Akakiy Akakiyeviç'in memurluk hayatından ve eskiyen paltosunu konu alır. Yazarımız Gogol'unda bir zamanlar memur olması ve bürokrasi içinde yer almasıyla aslında gözlemlediklerini eşleştirel bir bakış açısıyla da dile getirmiştir. Akakiy Akakiyeviç memur olmasına rağmen kendine yeni bir palto alamaz, yırtık yerlerini yama yaptırmak istemesiyle kitabın olay örgüsü oluşur. Gogol ana karakterin ruh halleri ve iç dünyasını, düşüncelerini bize edebi bir dille aktarmıştır. Fyodor Dostoyevski'nin de; "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." demesi boşuna değildir. Zira buradaki bahsedilen Palto'nun bir tek palto değil, Gogol'un hicivli, kıvrak üslubuyla kenetlenmiş gerçekte kısa fakat yoğun anlatımlı, toplumsal, ahlâkî değerlerin anlatıldığı bir eserden bahsediyoruz. ----------------------------------------- "Zaten bir insanın ruhuna girmek ve düşündüğü her şeyi öğrenmek olanaksızdır." (s.34) "Acımak ona yabancı bir duygu değildi." (s.52)
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037,1bin okunma
69 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir Gece
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Stefan Zweig'in "Olağanüstü Bir Gece" eseri sıradan ve tasasız bir hayat yaşarken ailesinden kalan miras ile bir anda varoluşunun temelini sorgulamaya başlayan bir adamın hikayesi... Hayata karşı duyarsızlaşan, bütün duygularını yitiren ve hissetmeyi unutan adamın sadece bir gecede ruhunun derinliklerinden gelen sorgulama ile toplumunun çizgisini kabul etmeyen bir sorgulama. İnsan olmanın ne olduğunu, üst seviyeden dibe vurmanın yoğun hissiyatını Stefan Zweig ile bir kez daha tattım diyebilirim. Hayatını sorgulayarak ruhsal bir dönüşüme giden adamın olağanüstü bir gecesini anlatmaktadır. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Tuhaftı: O hoş düşler âleminden çıkmıştım yine." s.28 "Yeniden hissetmeye başlamıştım, kurumuş dal yeniden yeşermiş tomurcuk veriyordu." s.36 "İnsanın mutlulukla yaşamış olduğu karaya limandan ayrılan gemiden bir kez daha bakması gibi arkasına baktım." s.39 "Ben yaşamı daha önce hiç bu denli arzuyla yaşamamıştım." s.67
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,5bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Acımak
Acımak
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin eserlerinde kahramanları özelinde; Anadolu insanın tüm yönleriyle verebilen bir yazarımızdır. Osmanlı'nın son dönemlerinde, Cumhuriyet'le birlikte değişen sosyal yapıyı desteklemiş, bunu yer yer eserlerine de yansıtmıştır. Romanın esas kahramanı Zehra öğretmendir. Atandığı köyde pek sevilen ve saygıyla anılan birdir. Zehra'nın babasının hastalanması üzerine tepkisiz kalması ve babasını yok sayışı çevresi tarafından hoş karşılanmamıştır. Babasının vefatında yanında olamayan Zehra , babasından kalan defter sayesinde babasının çekmiş olduğu sıkıntılarla yüzleşmiştir. Eserimizin teması "Acımak" olan kendi isminden almıştır. İnsanın duygusal yönüne işaret eden bir sembol niteliğindedir. Bu açıdan bakıldığında "Acımak" yaşamlarında duyguları ile mantıkları arasında bir denge kuramayan insanların romanıdır. Acımak dil ve üslup bakımından İnci Enginün'ün de söylediği gibi; "temiz dili, hafif ironisi, eserlerinin hepsini saran sevgi ve müsamaha dolu bakış tarzıdır."
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,5bin okunma
Reklam
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro De Vasconcelos'un en bilindik kitabı Şeker Portakalı ile Zezé'nin derinliklerine iniyoruz. Zezé yaramaz bir o kadar da akıllı bir çocuktur. Zezé ile içimizde kalamayan hani herkesin ruhuna dokunan duyguların dışarıya taşmasını anlatıyor. Her duyguyu yaşıyoruz en çok da acıyı. Bence herkesin kendine özgü içsel
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231bin okunma
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Merhabalaar, üzülerek söylüyorum ki bugün size Wattpad kitaplarını aratmayacak bir kitap yorumu ile geldim. Tanpınar'ın da dediği gibi "Türk edebiyatı bir medeniyet krizinden doğar." Sözünden esinlenerek. Kültürel krizler edebiyat alanında yepyeni kuşakların ve edebî eserlerin doğmasına da neden olur. Araştırmacılar tarafından
3391 Kilometre
3391 KilometreBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201817,5bin okunma
100 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin Anıları
Gustave Flaubert
Gustave Flaubert
"Bir Delinin Anıları" Flaubert'in 17 yaşında bir aşk mecrası üzerine yazmış olduğu bir eserdir. 17 yaşında yazmış olmasından dolayı önyargıya kapılmayın zira hangimiz o yaşlarda böyle bir kitap yazmaya cesaret edebildik ki ? Küçük yaşlarda yazmış olduğundan kaynaklı duygu ve düşüncelerinin tam oturmamış olduğunu kendi içinde dahi bir çelişki yaşadığını söyleyebilirim. Eserin 1838 yıllarında yazılmış olmasına rağmen belli başlı düşüncelerimizin aynı olması, insanların her devirde benzer düşüncelerin içerisinde olduğunu kanıtlamış oldu. Kitabın konusu ailesi ve sosyal çevresi tarafından soyutlanmış bir çocuğun, insanların bu davranışlarından nefret duyarak daha da içe kapanıp kendine yeni bir dünya oluşturarak kendi soyutlanmış dünyasına bizi de sürüklemesini anlatıyor. ____________________________ "Ben de böyleydim işte, hayalperest, gamsız, başına buyruk, alaycı, kendi yazgısını kendi çizen, aşkla dolu bir yaşama sığacak bütün şiirlerin hayalini kuran ve anılarında yaşayan bir çocuk." s.8 "Kaçamıyordum üzüntüye ve umutsuzluğa teslim olmaktan, varlığımı tüketen gücümü, bana utanç veren bu zayıflığımı her zerremde hissediyordum." s.15 "Ruhumu içten içe kemiren, doyumsuz bir boşluk hissediyordum içimde." s.15 "Yirmi yaşına vardığımda, mecradan maceraya atılmış, şan şöhrete doymuş bir delikanlı olacağımı düşünüyordum." s.20
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin AnılarıGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 20222,125 okunma
172 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Hüseyin Rahmi Gürpınar "Mürebbiye" eserinde, Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasının toplum üzerinde doğurduğu sonuçları işlemiştir. Mürebbiye aynı zamanda Batılılaşmayı yanlış anlayan, alafranga, züppe, geleneklerine uymayan tiplere yer veren eserler içerisinde değerlendirilir. Romanın başkahramanı Anjel'dir. Mösyö Maksim ile olan ilişkisi vesilesiyle İstanbul'a gelen Anjel bir Rum genci ile aldatırken yakalanması üzerine beş parasız kalır. Yardım istediği aile onu konağa yerleştirir. Aslında Parisli bir hayat kadını olan Anjel, konağa ahlâklı, dindar, namuslu bir Matmazel Anjel olarak tanıtarak girer. Fransa'da kötü kadın adıyla anılmasına rağmen konakta mürebbiye olarak çalışıyor olmasına kendisi bile akıl erdiremez. Konak sahibi kendi ailesine karşı sert tavırdadır fakat Mürebbiyeye ayrı özen gösterir. Mürebbiye Anjel güzel ilgi çekici bir kadın olmasından dolayı konağın diğer erkekleri Anjel'e aşık olurlar. Anjel'in yatak odasına kadar girerler. --------------------------------- "Zaten fizyolojik bakımdan gülmekle ağlamanın bazı durumlarda farkı yok gibidir. İkisi de sinir zayıflığından ileri gelir..." s.9 "Eğer ağlamakla ahlak düzeltmek mümkün olsaydı dünyada çocuklardan uslu kimse bulunmazdı..." s.9 "Bu hastalıklı on dokuzuncu yüzyılın zehirli ahlakını kendimize aşılarız." s.17 "Kusur yalnızca bizim mesleğimizde değildir." s.18 "Bir erkeğe aşık olmak bizim gibi kadınların yıkımına yol açar."s.18
Mürebbiye
Mürebbiye
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,5bin okunma
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.