Sedef
@ksedef
309 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Mahkeme kim?
''Bir miktar belirsizliğe tahammül etmeyi öğrenmeliyiz.'' 
Bertrand Russell
Uykunuzdan tutuklandığınızı öğrenerek uyandığınızı hayal edin. Sanki 
Dönüşüm'deki gibi dev bir böceğe dönüşmüş halde uyanmayı çağrıştırıyor değil mi? Tutuklusunuz ama suçunuzun ne olduğunu asla öğrenemiyorsunuz. Joseph K.'nın başına gelen bu.
Şimdi buradan yola çıkıp, hukuk sistemindeki çatlamalara ve tabii davaların işleyişindeki adaletsizliklere gönderme yapmak mümkün. Gel gelelim, 
Franz Kafka okumak; tüm bu anlatılanlara ilişkin olarak özgün metaforlar geliştirmeyi ve bu bağlamda da öznel bir algıya sahip olabilmeyi beraberinde getiriyor sanki. Düşünelim, suçluluk diyince benim zihnimde canlanan ile öteki-nde canlanan bir olabilir mi? Tıpkı yargılandığım mahkeme gibi. Aslında bir böceğe dönüşmek nasıl bir yere denk geliyorsa bende, yani hangi parçam ötekileşmişse diğerlerine; elbette suçum, beni yargılayanlar, avukatım ve tüm bu sürecin parçası olan herkes de belli bir yerde konumlanır zihnimde.
Parçaları anlamlandırmak sizin elinizde. Sanki 
Godot'yu Beklerken'de olduğu gibi... En nihayetinde bu kitap hakkında az konuşup belki fazlaca düşünebilmeyi daha kıymetli buluyor ve incelememi burada sonlandırıyorum.
Puşkin’in gözünden Kars ve Erzurum (1828-29)
Tiflis’e yakın dostlarını ziyaret etmek için giden 
Aleksandr Puşkin tüm dostlarının Osmanlılar üzerine düzenlenen sefere katıldığını öğreniyor ve onların peşinden giderek 1828-29 Osmanlı-Rus savaşının gözlemcisi oluyor. Gel gelelim, amacı aldığı notları yayımlamak değil. Ancak ülkesindeki eleştirmenler tarafından bire bir tanık olduğu Rus zaferini hakettiği
“Dursun, zaman dursun diyorsun da oyun değil ki yaşamak”
Zaman yolculuğuna dair akıcı, görece teknik bilgilerden uzak ve bilim kurgudan fantastiğe evrilen bir kitap mı okumak istiyorsunuz? 
Zamanda Yolculuk tam da size göre!
Günümüz Almanyası’ndan Antik Mısır’a, Çin’e, İspanya’ya ve 1200’lü yılların Artuklu Beyliği’ne (günümüzdeki konumu Elazığ, Mardin ve Batman’a denk geliyor) uzanan, ilmek ilmek işlenmiş ve
Okur Takip Önerileri
“İnsan insan derler idi, insan nedir şimdi bildim”
Ve nihayet Puşkin’le tanışabildim; üstelik nasıl da güzel bir tanışma oldu. Keşke daha evvel okusaydım demeyeceğim çünkü kitapların doğru zamanı olduğuna inanıyorum. Benim için de doğru zaman şimdiydi fikrimce.
Böylesine tarih kokan, tüm karakterleri sahici olan, aynı zamanda su gibi akıp giden, bir yandan da berrak bir şekilde vermek istediği duyguların tümünü verebilen bir kitap okuduğum için çok şanslı hissediyorum kendimi. Öyle ki kitabı hem okurken hem de bitirdikten hemen sonra Pugaçov İsyanı’nı araştırırken buldum kendimi; Rus tarihine pek de aşina olmamama rağmen. Gerçekte yaşanmış bir olay örgüsüne tanıklık etmek zaten başlı başına heyecan vericiydi.
Detaylı bir biçimde konudan bahsetmek yerine bende yarattıklarını ifade etmek istedim Puşkin’in. Eğer konusu biraz olsun ilginizi çekiyorsa tereddütsüz okumaya başlayabilirsiniz. Harikaydı.
Şunu da belirtmeliyim… En iyisi kitaptan bir alıntı yaparak kısaca ifade edeyim:
“Neşemi kaçıran tuhaf bir his vardı içimde.”
Tam da böyle bir hissiyat uyandı içimde, son sayfanın ardından.
Son olarak… Araştıranlar bilir, bende şaşkınlık ve hüzün uyandırdı şu benzerlik: Yüzbaşının Kızı’nın kahramanı Pyotr A. Grinyov’un aşık olduğu kadın için bir adamla düelloya girip ölümden dönmesi; Aleksandr Puşkin’in de gerçek hayatta aynı bağlamda bir düelloya girip ölmüş olması… Işıklar içinde uyusun.
