Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan Hüseyin

Hasan Hüseyin
@libertine
Avukat
Master
43 okur puanı
Nisan 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
bazen bir anlığına beni yerimden sıçratıp kendime getiren bir cesarete kapılıyorum. o an nereye gideceğimi bilsem koşa koşa gideceğim
Reklam
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün, Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye? Ne zaman yıkılıp gidecek bu yıldızlı kubbe? Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işe.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti.
Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam.
Reklam
Neler yapmadık şu vatan için! Kimimiz öldük; Kimimiz nutuk söyledik.
Garibim Ne bir güzel var Avutacak gönlümü Bu şehirde, Ne de tanıdık bir çehre; Bir tren sesi Duymaya göreyim İki gözüm iki çeşme
Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim Gezecek, bizim toprağın yeşilliğince
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek, O sümbülü koklamak, saçın' ellemek. Sonra da ona bakma, dersen, anlamı: Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek.
Dostum, olan olmuş, vahlanma boşuna, Dünyayı kara zindan etme başına. Yaşamana bak, elinden tek gelen bu; Olacakları danışan var mı sana?
Reklam
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam; Azığım senden, yolda çaresiz kalmam; Mahşerde lütfunla ak pak olursa yüzüm Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur belki kemiklerim.
Zamanların hem en iyisi hem de en kötüsüydü; bilgeliğin de çağıydı aptallığın da; hem inanç hem de kuşku devriydi; ışığın da asrıydı karanlığın da; hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışıydı; hem her şeye sahiptik hem de hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz hem doğrudan Cennete gidecektik hem de doğrudan öteki tarafa; kısacası, en gürültücü otoritelerin, iyi ya da kötünün kıyasında yalnızca üstünlük dereceleri konusunda ısrar ettikleri o dönem; şimdiki dönemden pek de farklı sayılmazdı.
Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?
Fakat şu yeryüzünde benim gibi, yani hiçliğin kölesi olan biri kadar kullanılmamış ve yararsız zamana sahip bulunan biri var mıydı?
Fakat kitapla birlikte cehennemime döndüğüm an, ne andı! Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!
Reklam
Hayatım boyunca tek bir düşünceye saplanıp kalmış,monoman insanların her türü hep dikkatimi çekmiştir,çünkü bir insan kendini sınırladığı ölçüde sonsuzluğu da yakalamış demektir;özellikle dünyaya sırt çevirmiş gibi gözüken bu tür insanlar, özel malzemeleriyle kendilerine karıncalar gibi tuhaf ve gerçekten bir defaya özgü küçük bir dünya modeli inşa ederler
Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan acılar bile duymadım kof yürekler önünde beynim her sabah devrimcinin beyniydi ayaklarım donukladı gelgelelim sağlığın yerinde mi?
Yıkılma Sakın
Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı.
Elimizde kalan son insan hakkı herhalde şudur: canının istediği şekilde geberme hakkı... Ve dışardan bir yardımla rahatsız edilmeme hakkı...
Bir Amok koşucusuysanız uzun süre cezasız kalamazsınız,eninde sonunda sizi yere sererler ve umarım benimki de yakındır...