Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Güneri

Mehmet Güneri
@mguneri21
bir gece ya da bir gün
duhf
7 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
bekliyorum öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın
Reklam
sen hazır değilsen?
beni anlamıyorlar ben, bu kulaklara göre ağız değilim ateş oldum, yanıp tutuştum kendi düşüncelerimden niye bu katılık, bu güvensizlik, bu nefret derisini değiştirmeyen yılan kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkumdur sadece bir aptal sürekli taşlara ya da insanlara takılır bazı sırlar vardır, yalnız dostlara anlatılacak bazı sırlar vardır, dostlara bile anlatılmayacak bazı sırlar vardır, kendimize bile açıklanmayacak neyse doğrular ve yanlışlar yoktur sadece yorumlar vardır beni anlamıyorlar ben, bu kulaklara göre ağız değilim karşılığında bana yoldaşlık sunmayan kişilerin, yalnızlığımı çalmasından nefret ederim uzun bir süre uçurumun içine bakarsan uçurum da senin içine bakar hem kim mutlu edebilir seni sen hazır değilsen
saati kur ağır bir geceye doğru ilerleyen ağır bir gün ne yaparsan yap her şey olduğu gibi kalıyor kediler uyukluyor köpekler havlamıyor ölen bir şey bile yok ağır bir geceye doğru ilerleyen ağır bir gün

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
.yaraları kapandıkça kanıyor
senin gözlerin dram, oysa ağlatan benim ben dilenci sen sultan, sevgi dağıtan benim sen ışık ben karanlık ve aydınlatan benim ben ölümüm sen hayat, cana can katan benim sabah sende oluyor, güneşi tutan benim soran ben sorulan sen, hüznü damıtan benim öldüren ben ölen sen, kabirde yatan benim sen sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
Geceye Direnmeme
başlangıçta, ışığa doğru ilerlediğimizi sanırız; sonra o hedefsiz yürüyüşten yorulur ve kendimizi yere bırakırız. gitgide yumuşayan toprak artık bizi taşımaz, açılır. güneşli bir sona götüren bir güzergâhı boş yere izlemeye uğraşsak da içimizde ve altımızda koyu karanlıklar genleşir. kaymamız sırasında bizi aydınlatacak hiçbir pırıltı olmaz.
Sayfa 44 - metis
Reklam
Mutsuzluğun Bilinci
her şey, unsurlar ve fiiller, seni yaralamada elbirliği ederler. burun kıvırmanın zırhına mı bürünmelisin? kendini bir tiksinti kalesinde tecrit mi etmelisin? insanüstü kayıtsızlıklar mı düşlemelisin? zamanın yankıları seni son yokluklarının içinde de mağdur edeceklerdir... Kanamanın önüne hiçbir şey geçemediğinde, fikirler bile kırmızıya boyanır, ya da tümörler gibi birbirinin üzerine tırmanır. eczanelerde varoluşa karşı hiçbir özel ilaç yoktur- yalnızca palavracılar için küçük ilaçlar... peki berrak, alabildiğine eklemlenmiş, vakur ve kendinden emin ümitsizliğin panzehiri nerededir? bütün varlıklar mutsuzdur; ama ne kadarı bunu bilir? mutsuzluk bilinci, bir can çekişme aritmetiğinde ya da devasızlık sicilinde boy göstermeyecek kadar vahim bir hastalıktır. cehennemin itibarını düşürür ve zamanın mezbahalarını kır şiirlerine çevirir. Hangi günahı işledin de doğdun? hangi suçu işledin de varsın? acın da kaderin gibi sebepsiz. hakikaten acı çekmek, nedenselliği bahane göstermeden dertlerin istilasını kabul etmektir; çılgın tabiatın bir lütfu gibi, bir negatif mucize gibi... zaman’ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin.
Sayfa 27 - metis yayınları
Ölüm Üzerine Çeşitlemeler
''hiçbir şeye dayanmadığı için, bir gerekçenin gölgesi bile bulunmadığı için, hayatta sebat ederiz. ölüm fazla kesindir. bütün sebepler onun tarafında bulunur. içgüdülerimize esrarengiz gelir, düşünüşümüzün önünde berrak ve itibarsız bir halde bilinmeyenin sahte cazibesi olmaksızın belirir. hükümsüz sırları biriktire biriktire, anlamsızlığı tekeline ala ala, hayat ölümden fazla ürküntü verir. büyük meçhul odur. bunca boşluk ve anlaşılmazlık nereye varabilir? günlere tutunuruz çünkü ölme arzusu fazla mantıksaldır. bundan dolayı da işe yaramazdır. hayat; belirgin, tartışılmaz açıklıkta tek bir gerekçeye sahip olsaydı kendini yok ederdi. içgüdüler ve önyargılar tutarlılık’la temasa geçtiklerinde ortadan kalkarlar. soluk alan her şey teyit edilemeyenle beslenir. birazcık mantık ilavesi bile varoluş -sağduyusuzluk çabası- için uğursuz olurdu. hayata sarih bir anlam verin, hemen o an cazibesini yitirir. hedeflerindeki belirsizlik onu ölümden üstün kılar. bir nebze sarahat bile onu mezarlar kadar bayağılaştırabilirdi. zira hayatın anlamını konu alan bir müspet bilim yeryüzünü bir günde ıssız bırakırdı. arzunun verimli gayri muhtemelliğini de hiçbir çılgın yeniden canlandıramazdı.''
Sayfa 12 - metis yayınları
sırf yazmak niteliğindeki yazımdır.
bugün yeni bir kitabı okumaya başladım. hakkındaki yorumları ve incelemeleri okudum galiba okuması ve anlaşılması ayrı ayrı zor bir kitap. kendi kendime edindiğim tavsiyelere göre açık bir zihinle ve geniş bir zamanda okunması daha iyi olacak ama açık bir zihnim henüz yok hem geniş zamanım var da diyemem. benim bazı şeyleri yapmak için ya da göstermek için ya da fark ettirmek için çok zamanım yok yani kalmadı. bunun için bu kitabı bir an önce okuyacağım. belki okurken birkaç cümlenin altını çizebilirim bilmiyorum. sonra üzerine inceleme yazacağım. bu incelemeyi bir kağıda geçireceğim. iksini bir zarfa koyup göndereceğim. bu benden gelecek son şey olacak. içten içe şu an buraya yazdıklarımı bir mesaj kutusuna yazıp da göndermek istedim ama bunu yapmasam dünya kimi insanlar için daha güzel bir yer olacak gibi sanki ya da bilmiyorum bence öyle gibi. neyse. bilmiyorum belki zarf marf olaylarına hiç girmeyebilirim de emin değilim. sadece önümdeki bir seçenek. neyse. çabaların kıymetini, sevginin ve emeğin değerini yere seren şeylerden ve -şeylerden- çabamızı, sevgimizi ve emeğimizi esirgemek ve artık bir anlam bırakmadığımız görüşmek üzere. bi de insan bazı şeylerden sonra klavye hafızasını da silmeli. artık yazılan bazı kelimelerden sonra bazı kelimeleri önermesine gerek kalmadı. 16.01.24
·
Puan vermedi
inecelememdir
bir kitap için yapacağım ilk inceleme olacak. neden bu kitaptan başlamak istediğimi bilmiyorum ama başka bir kitap düşünemedim. insan ne yaparsa yapsın başkasının nasıl düşüneceğini yönlendiremiyor. insanların hakkınızda bir fikri oluyor ve yaptığınız her şeyi buna göre düşünüyorlar. sizin neyi neden yaptığınızı çok da düşünmüyorlar sadece hakkınızda bir fikirleri oluyor ve yaptığınız her şeyi buna göre düşünüyorlar. bir insanı çok sevmek hiçbir şeydir. bir insan için gösterebileceğiniz tüm fedakarlıklar hiçbir şeydir. bir insan için vazgeçtikleriniz hiçbir şeydir. aslında bir insan için ne yaparsınız yapın hiçbir şeydir. bir insan sizi anlamıyorsa hiçbir şeysiniz. siz bir insana gidersiniz ve sadece gidersiniz. belirli bir a eğrisine istenildiği kadar yaklaşabilen ama asla dokunamayan ikinci bir b eğrisisiniz. dönüşünü henüz keşfedememiş sonu gelmez bir gidişsiniz. yolu; yürüyen değil, açan bilir.
Yürüme
YürümeOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20191,891 okunma
Reklam
\bazı insanlara
schopenhauer'a göre hayat kör, acımasız ve anlamsız, birey ise değersizdir. peşinde koşulan ve asla durdurulamayan zaman, varlık, oluş, düzen, iyi, yüce, mutlak, mutluluk ve bunların hepsi için ortaya konulan savaş, savaşın sonundaki hüsran. insanın bu dünyadaki bütün çabası beyhudedir. bu nedenle o, "zamanla elimizdeki her şey boş bir hiçliğe dönüşür ve sahip olduğu tüm değerleri kaybeder." demektedir.
-sevilen..
sevilenlerin hayatı perişandır ve tehlikede. ah, onlar kendilerini aşsalardı da sevenler olsalardı. tam güvenlik, onların çevresindedir.
Sayfa 13 - cem yayınevi
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.