"Oğlum" dedi,"ben her sabah evden işe diye değil,'Dur ben sana bir ekmek yapıp geleyim' diye çıkıyorum,ilk ekmeği ona götürüyor, kalanını mahalleliye satıyorum.Yani siz hepiniz,gönlümün ekmeğini yiyorsunuz, o tüh dedi diye..."
Maddiliğe gömülmüş insan öldürücü silah hükmündedir. Savaşın büyüğünü dışında, dışarıda yapıyor. Doğduğu evreni yabancı görüyor kendine; yenilmesi gereken bir düşman... Ve kendinden olmayan herkesi bir rakip,bir tehlike,bir düşman...Yenmek öldürmek üzere "başkası"na gidiyor
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun,macera insanoğlu için büyük bir nimetti.Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünyanın şahidi olmaktı.
Dâr-ı dünyâ,ey birader , köhne mihmanhanedir.
Dil veren vîraneye,uslû değil divânedir.
Bir mukîm kimse bulunmaz hâne-i eflâkde,
Cümle halk eh-i sefer ,âlem misafîrhânedir.
"Bir hasret ki , yağmur yağdırsa gök delinir
Bir hasret ki gözlerimi yollarda elimi bağrımda gezdirir
Çöle düşmek için Mecnun olmaya ne hacet
Öyle bir hasret ki kavuşmak yetmez,
Leyla'ya dönüşmek gerekir"
Günümüzde erkek ;kadının,Allah'ın bir nimeti, varlığın dişil tarafı olduğu gerçeğini atlıyor.Zira ona bu anlayışı kazandıracak eğitim ocaklarından mahrum artık.Artık şövalyeler,civanmertler,alperenler yetiştiren ocaklar yok.
#kadınaşiddetehayır#tasavvuf
Görünüşte Batı bütün dünyayı tutmakta, gerçekteyse dünya ve insanlık artık âdeta şifasız hale geldiğini anladığı veya duyduğu yarasının ateşiyle bir damla da olsa Batı kadehindeki suyu başına çekmekte.Ama bu su tuzlu suymuş, asitmiş, dinlediği yok dünyanın.İnsanlık Batıyı içiyor.
Birtakım bön Amerikan çocuklarının bulaşık makinesi kapsüllerini nasıl yediklerini görmek uğruna daha yeni ve daha pahalı bir cep telefonunu alabilmek için imkânlarımızı çeke çeke uzatmaya , var olanları da bu uğurda kesip kısaltmaya dünden razı değil miyiz?