“Ben seni bağışladım, baba,” dedi.
Babasının kurumuş, küçülmüş ellerini ellerinin içine aldı. Başını babasının göğsüne dayayıp, derin bir kuyudan çıkrıkla su çeker gibi, uzun uzun ağladı.
-Adım Nastyenka.
-Nastyenka mı? Bu kadar mı?
-Bu kadar! Galiba size az geldi, amma açgözlüymüşsünüz!
-Az mı? Tam aksine çok, çok bile Nastyenka, ne iyi bir kızsınız, sanki siz benim ilk Nastyenkamsınız.