Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazlı Göktaş

Nazlı Göktaş
@nazliiigoktas
2 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Nazlı Göktaş

Nazlı Göktaş

, bir kitabı yarım bıraktı
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu
8.6/10 · 14,6bin okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig
8/10 · 225,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sarılsam bir mavi renge, koklasam ışıkları, tek tek çeksem içime...
Nazlı Göktaş

Nazlı Göktaş

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez
7.4/10 · 77,9bin okunma
Reklam
İnsan terk ederken bir sebep gösterir. Bunu söyler. Karşısındakine cevap verme hakkı tanır. Öyle durup dururken gidilmez. Yok çocukluk bu.
Bütün bitkilerin, nesnelerin, ürkek hayvanların hatıralar kadar eski, çaresizlik kadar yalın ve kabuslar kadar korkutucu bir alemin işaretleri olduğunu şimdi kavrıyordu.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.
Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum
Reklam
O soğuk kemikleşmiş dünyanızın dışına fırlattım kendimi, pistonların üstünde duygusuzca kayan ve kendi etrafında kibirle dönen o büyük mekanizmada sessizce çalışan bir çarktım ben de. Hiç bilmediğim bir uçurumun içine düştüm, yine de o bir saatin içinde sizin aranızda geçirdiğim yıllardan çok daha canlı hissettim kendimi. Size ait değilim artık, içinizden biri değilim, ama yükseklerde ama diplerde dışınızda bir yerlerdeyim, fakat asla ve asla sizin burjuva refahınızın düz kumsallarında değilim artık. İlk kez iyiliğin ve kötülüğün insanın içinde yaratabileceği haz adına ne varsa hepsini hissettim, fakat benim nerelere vardığımı asla bilemeyeceksiniz, beni asla tanıyamayacaksınız: Ey insanlar, siz benim sırrımı nereden bileceksiniz!
Kendi yüzümü gördüm senin yüzünde, Kendi sesimi duydum senin dudağında
Boşanma Coşkusu
21.yüzyılda büyük şehirlerimizi kuşatan benzerleri gibi uzun bacaklı, bakımlı kumral saçlı, giyimine özen gösteren çok hoş bir kadındır ve bütün güzel kadınlar gibi korkutucudur, tedirgin edicidir çünkü çocukluğundan beri ne kadar güzel olduğunu duyarak büyümüş bütün alımlı kızlar gibi, okul yıllarında, güzelliği karşısında afallayan ergen oğlanları parmağının ucunda oynatmayı öğrenmiştir. Güzelliğin ve cinselliğin çok önemli bir silah olduğunu kavrayan bir komutan gibi düzenlemiştir hayatını. Annelerimizin kuşağında bulunmayan bir üstünlük duygusuna sahiptir erkekler karşısında; kimseye sevdalanmaz, kendisine aşık olunmasını bekler. Hizmet etmez, hizmet edilmesini bekler, erkeğin ona kapı açmasını, iltifat etmesini, pahalı hediyeler almasını bekler, övülmeyi bekler, arkadaş toplantılarında ikisinin de bildiği bir hikayeyi kendi anlatır ve kocasının susmasını ister.
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde..
Kırmızı olmaktan ne de mutluyum! İçim yanıyor, kuvvetliyim, farkedildiğimi biliyorum, bana karşı koyamadığınızı da. Saklanmam: benim için incelik, zayıflık ya da güçsüzlükle değil, kararlılık ve iradeyle gerçekleşir ancak. Kendimi ortaya koyarım. Başka renklerden, gölgelerden, kalabalıktan ya da yalnızlıktan korkmam. Ne de güzeldir beni bekleyen bir yüzeyi kendi muzaffer ateşimle doldurmak. Benim yayıldığım yerde gözler parıldar, tutkular kuvvetlenir, kaşlar kalkar, yürekler hızlanır. Bakın bana; ne kadar güzel şey yaşamak! Seyredin beni, ne güzeldir görmek. Yaşamak görmektir. Her yerde görünürüm. Hayat benimle başlar, herşey bana döner, inanın bana.
Körle gören hiç bir olur mu? Körle gören bir olmaz. Karanlık ile aydınlık da bir olmaz. Gölge ile sıcak yer de bir olmaz, Ve dirilerle ölüler de bir olmaz.
Reklam
Ben ölüyüm
Yaşarken hiç düşünmezdim bunları; ışıklar içinde yaşayıp giderdim, iki karanlık zamanın arasında..