Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nedim Buğra ÖĞÜT

Nedim Buğra ÖĞÜT
@nedi
Doğayı, insanları, kendini sevmek için OKU.
Memur
Lisans
9 Mart
28 okur puanı
Nisan 2017 tarihinde katıldı
Uçak imalatımız, 24 Haziran 1923’te Vecihi Hürkuş ve arkadaşlarının Halkapınar Tayyare Atölyesinde Vecihi K-VI uçağının imalatı ile başlamıştır. Cumhuriyetimizin ilanından hemen sonra uçak imal ettiğimiz, memleketimizde 28 Ocak 1925 günü başarıyla test uçuşunun gerçekleştirildiği ne yazık ki çok sınırlı sayıda kişi tarafından bilinmektedir.
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan ne zaman insan olacak be? Pantolonlar, kolalı yakalar, şapkalar giyiyoruz ama hala katırız, kurduz, tilkiyiz, domuzuz. Bizde Tanrının sureti varmış. Kimde? Bizde mi? Puh suratımıza.
TÜRKİYE’DE TARİH YAZICILIĞI
Sürekli “Yeni harflerin kabulüyle eski kültürümüz bitti” deniliyor. Sanki eski kültürümüzle eskiler çok iyi bağ kurmuşlardı. Eski tarihlerimiz, eski vesika derlemelerimiz maalesef bizden evvel ecnebiler tarafından yayınlanmışlardır. Hazindir ki Türkler, Fekete Lajos’tan evvel Osmanlı diplomatikasını öğreten bir el kitabı yayınlayamadılar. Ne zaman ki Mübahat Kütükoğlu çıktı, durum değişti. Mübahat Hanım da bir kere eskilerden değil, Cumhuriyet çocuklarındandır. Emin olmamakla birlikte, eski harfleri üniversitede öğrendiğini zannediyorum. Sonuç olarak, diplomatika ilmine, vesika ilmine bakışta eski kültürün bir rolü yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Fen arkadeş fen, dedi Mahmut. Bizimkiler fenne önem vermediler. Çalışmadılar. Benim dediğim hep o işte. -Teğmen başını salladı, - Doğru. Zati o yüzden düştük bu duruma. Kötü Yunan ta buralara nasıl geldi? Biz çalışmadık, kendimize güvendik. Allah bizden yana deyip oturduk. Daha doğrusu bizi çalıştırmadılar. Kötü idare ettiler. Bu millet bu hale düşecek millet değildi. Onlar çalıştılar, fen yolunda ilerlediler. Bizi koyup geçtiler.
Sayfa 384Kitabı okudu
Atatürk, hânedâna karşı bir ihtilâl hareketine giriştiği zaman, Erzurum ve Sivas kongreleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Heyet-i Temsiliye başkanlığı ve nihâyet TBMM başkanlığını temsilen hareket etmiştir. Söylemeye hacet yoktur ki, sultan-halifenin altı yüz yıllık patrimonyal egemen otoritesi karşısında hareketlerine meşrûluk kazandırmak için başka bir yol da yoktu. Mustafa Kemal; başından beri millî iradeyi egemen kılma prensibiyle adım adım yürüyerek, Türlüye Cumhuriyeti’ni, sultan-halifenin patrimonyal devleti yerine gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal’in düşlediği devlet, bir yandan sultan-halifenin şahsî egemenliğinden, öbür yandan Avrupa’nın emperyalist sömürüsünden ve egemenliğinden kurtulmuş, Avrupa devletleriyle eşit, haysiyetli, modern bir devlet ideolojisiydi.
Reklam
Atatürk Türkiye'si ve İslam Dünyası
İtilâf devletlerine yenik düşen milletler arasında, galiplerin dikte ettiği ağır barış koşullarını reddeden ve eşit koşullarla onları yeni bir barış imzalamaya zorlayan ilk millet Türklerdir.
Sayfa 29 - Kronik KitapKitabı okudu
Hilafet, Hindistan ve Türkiye
Birinci Dünya Harbi’nde İngiltere hükümeti, harp sonunda özerklik vermek vaadiyle, Müslüman ve Hindu askerlerini Irak Cephesi’nde Türklere karşı kullanmıştır. Fakat savaştan sonra bu vaat yerine getirilmeyince, Müslümanlar İngiltere’ye karşı Osmanlı Halifesi’ni ve Türkiye’yi destekleme politikasına dönmüşlerdir.
Sayfa 25 - Kronik KitapKitabı okudu
İzmir
Amazonlardan söz ederken İzmir'in Amazonlar tarafından kurulduğunu ve kent adının da onu kuran Amazonun adı olduğunu bildirmiştik. (Efes için de aynı şey söylenir. Yani Efes sözünün orayı kuran Amazonun adı olduğu ileri sürülür.) Ancak İzmir için başka bir efsane de vardır. Kıbrıs Kralı ve Kıbns'ın Paphos'taki Aphrodite'sinin
Sayfa 86 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Mykene Uygarlığı
Yer adlarının çok önemi vardır. Sonları “nth” ile biten yer ve kent adları, Tirynth ve Corinth gibi adlar, Anadolu’dan Yunanistan’a getirilmedir. Aynı zamanda, sonları “ossos” ile biten adlar, gene yer ve kent anlamını taşır: Örneğin Girit’te Knossos, Edremit körfezinde Assos, Güney Anadolu’da Halikarnassos ve Yunanistan’da Parnassos gibi. Olympos ve Larisa adları Anadolu’dandır.
Sayfa 77 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ay Işığı
Denizde balık, gökte kuş olarak yaşardık. Kuştan farkımız şu ki, kuş yorulunca tüner. Biz kanatlı bir hız parçasıyız, ancak ölünce dururuz. Hep yüzer uçarken, sevişir, doğurur, büyür ve çoğalırız. Dökülen yumurta ve sütlerimizden engin apak kesilerek sanki karla örtülü bir ova olur ama soğuk değil ılık, ölü değil diri bir kar. Denizi bir can volkanına çeviren aysız gecelerde, denizi ay ışığı gibi parlatan bu nur, gecenin koynunda hayat tanının aydınlığıdır. Bizim yarattığımız bu beyaz ışığı gören Doğu kıydılar bundan dolayı bu denize, Akdeniz adını verdiler.
Sayfa 161 - Bilgi Yayınevi, 2. Baskı, Ekim 2018Kitabı okudu
Reklam
Ağızla söylenen yalan ahlaksızlık sayılırken kalemle yazılanı hüner sayılmak, kitap şeklinde para ile satılmak, ileri medeniyetin yazarlara bağışladığı garip bir ayrıcalıktır.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. BaskıKitabı okudu
Atatürk Devrimleri
Cumhuriyet'in o 15 yılı içinde yapılanlan düşününce şaşıyor insan. Hiç fabrikamız yoktu. Şeker, çimento, dokuma, hatta uçak fabrikası yapıldı! Ama buralarda çalışacak teknisyenimiz yoktu. Rusya'ya, fabrikalarda eğitim görmek üzere 200 kişi gönderildi. O zamanlar Avrupa yenileniyor, eski fabrikalarını gelişmemiş ülkelere ucuz fiyatla ve taksitle satıyordu. Atatürk, "Asla kullanılmış mal almayız; eskiyi almak yine geri kalmışlıktır" diyordu. Daha sonra gelenler, ne yazık ki bunu hiç duymamış oldu.
Sayfa 18 - Kaynak Yay., 7. BasımKitabı okudu
Akdeniz Yaraşıyor Sana
Akdeniz yaraşıyor sana Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında Hiç dinmiyor motorların gürültüsü Köpekler havlıyor uzaktan Demin bir çocuk ağladı Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine Ali Dumdum anasına sövüyor saatlerdir Denizi tokmaklıyor balıkçılar Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak O
Gazi R. Eşrefe, "O müthiş Sakarya günlerinde şunu anladım.." dedi, "..zafer başlı başına bir amaç değildir. Zafer, kendisinden daha büyük bir amacı elde etmeye yaramak, yeni bir âlem doğmalı. Yoksa boşa gitmiş bir gayret olur." Sustu. R.Eşref bu cümlenin anlamını idrak edecek kadar uyanık ve ufku geniş biriydi. Batının önünde uşakça duran, işbirlikçi, dalkavuk, kişiliksiz yöneticiler, askerler, diplomatlar, siyasetçiler, din adamları, istiklal düşüncesinden yoksun aydınlar, para için düşmana hizmet edenler, bozguncular, son iki yüz yıllık yorgun, yenik Osmanlı âleminin ürünüydüler. Bu insanları üreten, yetiştiren düzen sürüp gidecekse, zafer gerçekten boşa gitmiş bir gayret olur, Türkiye bu kafalarla yine bir gün batı önünde uşak ya da dilenci durumuna düşebilirdi.
Sayfa 508 - Bilgi YayınlarıKitabı okudu
Din ve Şeriat Sözleriyle Aldatmak
"15 Temmuz’un darbeci askerleri; II. Meşrutiyet’te 31 Mart İsyanı’nın Avcı Taburları ve Milli Mücadele’de Padişah Vahdettin’in Kuvayı Maliyecilere saldırttığı Halifelik Ordusu’nun maaşlı askerleri gibi isyana, ihanete araç olmuştu. Ancak 31 Mart’ı bastıran, Halifelik Ordusu’nu durduran ve 15 Temmuz’u önleyen hep Türk ordusuydu."
Sayfa 353 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.