Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra aslan

Hayatta bazı durumlarda, insan kararsızlığından kurtulmak uğruna öylesine büyük bir ihtiyaca kapılır ki ne olursa olsun bir şeyler yapmak ister yapacakları ne kadar yararsız,ne kadar anlamsız olursa olsun halen kendi iradesiyle karar verebildiğini görmesi açısından önemlidir,tıpkı girmemizin yasak olduğu bir kapının deliğinden bakmamız gibi.
Reklam
Bir şeyin olacağı varsa zaten olacaktır,kader’le asla armut tartışmasına girme,çünkü Kader bütün olgun armutlari yiyip hamları senin eline verir 
Bugünküler dün olanları yaşıyor, eğer yarınkiler bugün olanları unutur, hatırlamazlarsa, bu, herkes için büyük bir felaket olacaktır .

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Bu kadar aksi olma dayı!” dedi yeğeni. “ Ya ne olayım ha?” dedi Scrooge. “ bunca aptalla dolu bir dünyada yaşarken başka şansım mı var?
Bazen ebeveynlerin de yaptıkları şeyleri yapmalarının bir nedeni olduğu gerçeğini aklımızda tutmamız çok zor olur. Oysa onlarında kişiliklerinin derinlerinde, onları sevmekten,anlamaktan,kendilerini çocuklarına vermekten alıkoyan bir nedenleri vardır.
Reklam
Duygusal ve sosyal olgunlaşma olmadan entelektüel beceri yeterli değildir.
Mustafa bey anlatıyor: “ Kitap sevgisi diye bir sevgi vardır sanırım. Ana sevgisi, kardeş sevgisi, yar sevgisi gibi bir sevgi. Bu sevgi İnsanın içinde doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı uyanır? Bunu bilmiyorum. Daha doğrusu, ben şöyle inanıyorum: kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun, zamanı gelince uyandırılması gerekir. Kitap sevgisinin bende nasıl uyandığını düşünüp bu kanıya varıyorum.
İnsan ne kadar yalnız, yaşamak ne çaresiz ve ne zavallı, kaderin ne oyun oynayacağını boyun bükmüş bekliyoruz, zaman ne gösterecek diye.
Bir insan ki, kendini zengin görmek için iki yüz elli bin dönüm toprağa ihtiyaç duyar,bana göre o insanın gönlü çok fakirdir.bir insanın gönlü fakir olduktan sonra yüz binlerce dönüm toprak almış neye yarar yine de fakirdir.belki de bütün buna karşılık kendini bir türlü zengin duymadığı için hayata küser…
Reklam
Yaşayanların hepsi kutsaldır. Düşünürseniz biraz sonra bu sözün kelimelerin ötesinde olduğunu anlayacaksınız.
Sayfa 177Kitabı okudu
Beni dinlersen; ne fazla düş kurup kuşlar gibi havalara çık, ne de kötümser ol böcekler gibi yerde sürün…
Sayfa 113Kitabı okudu
İnsan bir şey bekliyordu.sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu.İnsan tekrar tekrar bekliyordu.hiçbir şey olmuyordu. insanbekliyor,bekliyor,bekliyordu, düşünüyor,düşünüyordu şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu.hiçbir şey olmuyordu.insan yalnız kalıyordu.Yalnız.Yalnız.
Hz.İsa’ya sormuşlar: “Ölüyü diriltmekten daha zor ne olabilir?” “İfhamu men la yefhem” demiş. “Anlamayana,anlatmak.”
Bir olay yaşanır ama herkes onu başka türlü yorumlar. Üstelik kendi düşündüğünün doğruluğundan da hiç kuşku duymaz.
Haklı olmayı değil mutlu olmayı seçtiğin gün sizi çok güzel günler bekliyor olacak!
Reklam
Biri tarafından çok sevilmek yüceltir bizi,kişiliğimizi etkiler,adeta kaderimizi değiştirir. Bambaşka biri oluruz o aşk,o sevgi sayesinde. Hiç sevilmeden bu dünyadan göç edenler için ise ne büyük bir kayıp!
İnsan kendine bir cevap olmak için yaşar! Sezai Karakoç
Arkadaşlık iki insanın birbirine günlük rapor vermesi, hayatlarının tüm ayrıntılarını paylaşması demek değildi. iki insanın birbirine iyi gelmesi yeterliydi bana kalırsa.herkesin bir şeyler sakladığı, bir şeylerin arkasına gizlendiği şu hayatta ,en iyisi bu tür sıkıntılara girmeyi gerektirmeyecek meselelerden bahsetmekle yetinmekdi.
Acımak başkalarının çektiği azaba bakıp, onların yasını tutarmış gibi yaparak kendi mutluluğuna şükretmektir.acımak,kıl payı yırttığın mutsuzluluğun diyetini uğursuz cüretkar bir sadaka gibi dağıtmaktır.
Reklam
Bazen insan kendisinde çok mutluyum deme hakkını asla bulamayacak kadar çok acı çeker.
Tanrı’ nın iki masum kulunun başına bunca felaket göndererek adil davranıp davranmadığını soruyordu. Ve hiç kuşku yok ki böyle anlarda inancından şüphe ediyordu.Felaketler insanın içindeki saflığı yok ediyordu!
İnsanları hakettiğine göre cezalandıran ve ödüllendiren Tanrı bunu biliyordu
Kaderin kötü bir oyun oynamadan önce,kurbanına,tıpkı rakibine gardını alacak zamanı veren Kılıç ustasının yaptığı gibi bir uyarı göndermemesine nadir rastlanırdı.
Hiç karşı karşıya oturmadılar onların yanı birbirinin yanıydı ( #bize bi’çay bölümünden )
“ beni korkutan tek şey çektiklerime değmeyecek olmaktır “. Dostoyevski
Reklam
İnsanın kendi sinirliliği, diğerlerinin umarsızlığına karşı,özellikle de buna sebeb olan tehlike karşısında devasa boyutlara ulaşıyordu.
Jânos boka gözlerini sıraya dikmiş düşünüyordu. Basit çocuk ruhunda derinden derine bir şeyler değişiyordu: hayata, hani içinde hepimizin bazen kederli bazen neşeli köleler olduğumuz hayata dair, bazı gerçekleri kavramaya başladığını hissediyordu.