Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fahrettin saruhan

Fahrettin saruhan
@riman1729
Sıkı Okur
Size kendimden çok Arkdaşlarımı tanıtmak isterim. Slavoj Žižek , Lacan , Hegel , Oğuz Atay…
191 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitap, Mitch Albom'un kaleminden çıkmış, Profesör Mori ile eski öğrencisi arasındaki derin sohbetleri ele alır. ALS hastalığına yakalanan Profesör Mori'nin hayatın son dönemlerinde öğrencisiyle paylaştığı yaşam ve ölüm üzerine dersler, kitabın merkezini oluşturur. Profesör Mori, "Ölmeden önce, kendini bağışla, sonra da başkalarını," diyerek bağışlamanın önemini vurgular ve bu, kitap boyunca sevgi, bağlılık ve insan ilişkilerinin kıymeti üzerine kurulan diyalogların temelini oluşturur. Ölümle yüzleşmenin, yaşamı daha bilinçli ve anlamlı bir şekilde değerlendirmeyi nasıl sağladığı, Profesör Mori'nin verdiği derslerle açığa çıkar. "Birbirimizi sevdikçe ve sevgimizi sürekli hatırladıkça, hiç yok olmadan yaşayabiliriz," diyerek sevginin sürekliliği ve karşılıklı etkileşimlerin önemine değinir. Ayrıca, "Dünyada en önemli şeylerden biri sevgi vermeyi ve verilen sevgiyi almaktır," sözleriyle de insan ilişkilerinde sevginin merkezi rolünü pekiştirir. Kitap, hayatın kaçınılmaz sonuyla yüzleşirken insanın kendi içsel yolculuğunu ve toplumsal sorumluluklarını nasıl ele alması gerektiğini sorgulatır. "Ölmeyi öğren, nasıl yaşayacağını öğrenirsin," ifadesiyle Mori, ölümün bilinciyle yaşamanın, hayata bakış açısını nasıl değiştirebileceğini anlatır. Bu eser, öğretmenler, eğitimciler ve hayatın anlamını derinlemesine kavramak isteyen herkes için kıymetli dersler içerir. Profesör Mori'nin öğretileri, sevgi, anlam ve bağlılığın hayatımızdaki yerini yeniden düşünmemiz için bize rehberlik eder.
Öğretmenim Mori'yle Salı Buluşmaları
Öğretmenim Mori'yle Salı BuluşmalarıMitch Albom · Boyner Yayınları · 20201,468 okunma
Reklam
316 syf.
7/10 puan verdi
John Steinbeck'in kaleme aldığı "Bitmeyen Kavga", Amerikan edebiyatının en güçlü eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, 1930'ların Büyük Buhran döneminde Kaliforniya'da yaşanan elma hasadı sırasında göçmen işçilerin karşılaştığı ağır koşulları ve bu duruma karşı verdikleri mücadeleyi anlatır. Steinbeck, bu eserinde
Bitmeyen Kavga
Bitmeyen KavgaJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 20165,9bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Flow: The Psychology of Optimal Experience” (Akış: Optimal Deneyimin Psikolojisi) adlı eseri bu alanın temel taşlarından biridir. Bu kitap, bireylerin nasıl “akış” hali deneyimleyebileceklerini ve bu durumun yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde inceler. Csikszentmihalyi, akışın, kişinin yetenekleri
Akış: Mutluluk Bilimi
Akış: Mutluluk BilimiMihaly Csikszentmihalyi · Buzdağı Yayınevi · 2017928 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
·
Puan vermedi
“Phaidon”, Platon’un en derinlemesine felsefi tartışmalarını içeren Eserde, Sokrates’in idam edilmeden önceki son saatlerini ve öğrencileriyle yaptığı son felsefi diyalogları aktarılır. Sokrates, ölümle yüzleşirken b ve erdemi öğütler, ruhun ölümsüzlüğü ve adalete olan inancını ifade eder. Sokrates’in bu diyalogdaki tutumu, Platonik düşüncenin
Phaidon
PhaidonPlaton (Eflatun) · Kabalcı Yayınevi · 2012809 okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
Sevdiğim üç kişi; HAMLET ,FRUED ve LACAN
Shakespeare’in “Hamlet”, sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli eserlerinden biridir. Eserde, insan ruhunun derinliklerine inilir, ahlaki ikilemler, intikam, delilik ve ölüm gibi evrensel temalar işlenir. Bu karmaşık yapı, Freud ve Lacan’ın teorileriyle zengin bir biçimde analiz edilebilir. Freud, “Hamlet”i Oedipus
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045,1bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
An’ın devamlılığına çok güvenmeli miyiz?
bert Camus’un “Yabancı” adlı eseri, modern edebiyatın en çarpıcı ve tartışmalı karakterlerinden biri olan Meursault üzerinden varoluşsal temaları işler. Roman, Meursault’un duygusal ve toplumsal yabancılaşmasını, varlık ve yokluk üzerine düşüncelerini ve ölümün kaçınılmazlığını ele alır. Meursault için hayatın anlamı yoktur; varlık, ölümle son
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Varlık Yayınları · 1994111,9bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
“Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı”, Robert M. Pirsig’in yazdığı felsefi bir metindir. Kitap, iki ana hikaye hattını takip eder: bir yandan yazarın oğlu Chris ile birlikte yaptığı motosiklet yolculuğunu, diğer yandan da kalite kavramı üzerine derin düşüncelerini ve felsefi soruşturmalarını anlatır. Kitabın temelinde, “kalite”nin ne olduğu ve nasıl
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Zen ve Motosiklet Bakım SanatıRobert M. Pirsig · Ayrıntı Yayınları · 20221,196 okunma
255 syf.
·
Puan vermedi
Slavoj Žižek'in "İdeolojinin Yüce Nesnesi" adlı kitabı, ideolojinin işleyişi ve etkilerini inceleyen önemli bir eserdir. Bu kitap, ideolojinin bireylerin ve toplumun bilinçaltını nasıl etkilediğini ve toplumsal yapının nasıl korunduğunu inceliyor. İdeoloji, bireylerin düşünce ve davranışlarını etkileyen güçlü bir mekanizma olarak
İdeolojinin Yüce Nesnesi
İdeolojinin Yüce NesnesiSlavoj Zizek · Metis Yayınları · 2011139 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Franz Kafka'nın "Dava" isimli romanı, 20. yüzyıl edebiyatının en etkileyici eserlerinden biridir. Romanın başlangıcında, ana karakter Josef K., belirgin bir suç işlemeden bir sabah ansızın tutuklanır. Olayın ilerleyen bölümlerinde, Josef, neyle suçlandığını tam olarak öğrenemeden karmaşık ve anlaşılmaz bir yargı sistemiyle mücadele eder. Roman boyunca, bu mücadelesi sırasında toplumun ve bürokrasinin yabancılaştırıcı ve kafa karıştırıcı yönleri vurgulanır. Kafka, bürokratik sistemlerin birey üzerindeki yabancılaştırıcı etkisini ustaca tasvir eder. Josef K., devasa ve anlaşılmaz bir yargı makinesiyle karşı karşıya kaldığında kendini yalnız ve çaresiz hisseder. Suçunun ne olduğuna dair sürekli bir belirsizlik hakimdir, bu da adalet kavramının keyfi ve öznel doğasını sorgulamaya iter. Aynı zamanda, Josef K.'nın yaşadığı deneyim, bireyin toplumla olan ilişkisini, özellikle de toplumun beklediği normlara ve kurallara uyma baskısı altında olmasını detaylı bir şekilde inceler. Kafka'nın eşsiz yazım tarzı, romanda belirsizlik, soyutluk ve rüya benzeri bir atmosferle öne çıkar. Olaylar sık sık mantıksız ve gerçekdışı bir şekilde gelişir, karakterler ve mekanlar sürekli değişkenlik gösterir. Bu özellikler, "Dava"yı sadece bir eleştiri ya da alegori olmanın ötesine taşıyarak evrensel ve zamansız bir eser haline getirir. Eserdeki bu belirsizlik ve karmaşa, okuyucunun kendi yorumlarını ve anlamlarını bulmasına olanak tanır. Özetle, "Dava", bireyin toplum ve bürokrasiyle olan ilişkisini sorgulayan derinlemesine bir incelemedir ve Kafka'nın başyapıtlarından biridir.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,4bin okunma
233 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta geçen çok sevdiğim bir öykü ve onun incelmesi. Hikâyenin kahramanı Bay Wayne, şehrin terk edilmiş bir köşesinde, çerçöp ile dolu harap bir kulübede tek başına oturan yaşlı ve esrarengiz Tompkins’i ziyaret eder. Söylentiye göre Tompkins, özel bir ilaç sayesinde insanları bütün arzularının gerçekleştiği paralel bir boyuta taşıyabilmektedir.
Yamuk Bakmak
Yamuk BakmakSlavoj Zizek · Metis Yayınları · 2012386 okunma
Reklam
600 syf.
·
Puan vermedi
Fi, Azra Kohen’in kaleme aldığı, insan psikolojisi ve ilişkileri derinlemesine ele alan etkileyici bir eser. Kitap, karakterlerin içsel dünyasını ve evrimlerini detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Kohen’in sade ve akıcı dilini çok beğendim, bu sayede kitapta ilerlerken kendimi tamamen hikayenin içinde buldum. Kitabın bize gösterdiği, insanın kendi içindeki değişimi ve bu değişimin ilişkilerimiz üzerindeki etkisini anlamamız, oldukça düşündürücü ve ilham vericiydi. Fi, kesinlikle derin düşünmeyi seven ve karakter gelişimini takip etmeyi tercih eden okuyucular için mükemmel bir seçim.
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Santiago, tekrar tekrar gördüğü bir rüya üzerine bir kahinle konuşur. Rüyasında, Mısır piramitlerinin yakınında bir hazine bulduğunu görmektedir. Kahin, rüyanın gerçek bir hazineye işaret ettiğine inanır ve Santiago’yu bu hazineyi aramaya teşvik eder. Santiago, koyunlarını satarak Mısır piramitlerine doğru yolculuğa çıkar. Yolculuğu sırasında, birçok farklı kişiyle karşılaşır: bir kral, bir İngiliz simyacı ve birçok yerli bedevi. Her biri ona hayat ve kendi kişisel efsanesini bulma hakkında dersler öğretir. Santiago, seyahati boyunca birçok zorlukla karşılaşır, ancak her zorluk ona hayatın anlamı ve evrenin işleyişi hakkında yeni bir şeyler öğretir. Kitapta sıkça tekrarlanan bir tema, evrenin, kişisel efsanemizi gerçekleştirmemize yardımcı olmak için bize yardım etmek istediğidir. Santiago en sonunda piramitlere ulaşır, ancak hazineyi bulamaz. Ancak, bir bedevi ona hazineyi bulacağı gerçek yeri söyler: İspanya’daki başlangıç ​​noktasında, bir ağacın altında. Santiago geri döner ve hazinesini bulur, ama asıl hazine, yolculuğu sırasında öğrendiği derslerdir. Kitap, hayallerimizi takip etmenin ve kendi kişisel efsanemizi aramanın önemini vurgular. Ayrıca, hayatın zorluklarına rağmen, evrenin bize destek olduğuna inanmanın gücü üzerine de derinlemesine bir bakış sunar.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,4bin okunma
·
Puan vermedi
"Çürümenin Kitabı", Emil Cioran'ın varoluş üzerine karanlık ve derin düşüncelerini sunar. Kitapta, insan doğasının temelde kusurlu olduğu ve bu kusurluluğun bireyin fiziksel ve ruhsal anlamda bir çürüme sürecine sürüklediği vurgulanır. İnsanın doğası, yaşlanma, hastalık ve ölümle belirginleşen fiziksel çürümenin yanı sıra ahlaki ve ruhsal çürümeyle de sınanmaktadır. Cioran, tarih ve kültürün de bir çürüme sürecine tabi olduğunu iddia eder. Uygarlığın ilerlemesi aslında bir tür çürümenin farklı bir biçimi olarak görülür. Toplumlar ve kültürler zamanla kendi değerlerini ve ideallerini yitirirler. Moderniteyle birlikte, bireyler kendi doğalarından ve anlamlarından giderek daha fazla uzaklaşır. Cioran'ın eserleri nihilizmle yoğrulmuştur ve "Çürümenin Kitabı" bu temayı derinden işler. Yaşamın anlamsızlığı ve absürtlüğü üzerine yapılan sorgulamalar kitabın temelini oluşturur. Cioran, insanın varoluşun anlamsızlığına dair artan bir bilinçle karşılaşmasının, bireyin ruhsal çürümesini hızlandırdığını öne sürer. Din ve Tanrı kavramlarına olan yaklaşımı, Cioran'ın eserlerinde belirgin bir yer tutar. "Çürümenin Kitabı"nda da bu temalar işlenir. Cioran, dini bir arayış içerisinde olmasına rağmen, bu arayışın çoğu zaman sonuçsuz kaldığına ve Tanrı'nın sessizliğini hissettiğine dikkat çeker. Bu yabancılaşma, bireyin kendi içinde ve evrenle olan ilişkisinde derin bir çatışmayı ortaya koyar.
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,4bin okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
"Üç Yıl" öyküsü, zamanla insan duygularının nasıl değişebileceğini ve karmaşıklığını ele alır. Yulia'nın başlangıçtaki duyguları Dr. Mikhail Ivanovich'e yöneliktir, ancak bu duygular karşılıksızdır. Yulia, Laptev ile evlendiğinde, bu evliliği tamamen duygusal olmayan, daha çok pratik ve maddi nedenlerle gerçekleşir. Öykünün ilerleyişi boyunca, Yulia'nın Laptev'e karşı duygularının gelişimi ve değişimi ana tema olarak işlenir. Laptev'in sürekli sevgi gösterileri, sabrı ve iyi niyeti, Yulia'nın kocasına karşı duygularını yeniden değerlendirmesine neden olur. Zamanla, Yulia kocasına karşı artan bir sevgi ve saygı hissetmeye başlar. Dr. Mikhail Ivanovich'e olan duyguları, Yulia'nın Laptev'e yakınlaşmasını engelleyen bir bariyer olarak başlar, ancak zamanla bu duygular silikleşir. Yulia'nın duygularının gerçekten değişip değişmediği ya da sadece pratik nedenlerle Laptev'e yaklaşıp yaklaşmadığı konusunda tam bir kesinlik yoktur. Ancak, öykünün sonuna doğru, Yulia'nın kocasına olan duygusal bağlılığının derinleştiği açıkça belirtilir. "Üç Yıl", aşkın, bağlılığın ve evliliğin karmaşıklığını ve değişkenliğini inceleyen bir hikayedir. Yulia'nın gerçekten sevip sevmediği sorusu, hikayenin sunduğu karmaşık insan duygularının bir yansımasıdır.
Üç Yıl
Üç YılAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,538 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
ACIDAN KAÇIŞ TOPLUMU
Byung-Chul Han, Güney Kore doğumlu bir felsefeci ve kültürel teorisyendir. "Palyatif Toplum" (The Palliative Society) onun birçok kitabından sadece biridir. Bu kitapta, Han modern toplumun pozitiflik, performans ve tüketim kültürünü ele alır. Byung-Chul Han'ın "Palyatif Toplum" üzerine temel argümanlarından bazıları şunlardır: 1. Pozitiflik Baskısı: Modern toplum, bireyleri sürekli olumlu ve mutlu olmaya teşvik eder. Bu, bireyler üzerinde sürekli bir performans baskısı yaratır. 2. Performans Toplumu: Han'a göre, modern toplum bir performans toplumudur. Bireyler sürekli olarak daha fazla üretim ve tüketim içinde bulunur. 3. Öz-İstismar: Bu performans baskısı, bireyleri kendilerini istismar etmeye itebilir. Han, bu durumu "öz-istismar" olarak adlandırır ve bu durumun bireylerin kendilerine zarar vermesine neden olabileceğini belirtir. 4. Tükenmişlik: Bu öz-istismarın bir sonucu olarak bireyler tükenmişlik hisseder. Bu tükenmişlik, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir yorgunluktur. 5. Palyatif Yaklaşım: Modern toplum, bu tükenmişliği tedavi etmek için sadece semptomları hafifletmeye yönelik bir yaklaşım benimser. Bu da "palyatif toplum" kavramını doğurur. Han'ın bu kitabı, modern toplumun birey üzerinde yarattığı baskıları, stresleri ve tükenmişliği ele alarak, toplumun bu durumları nasıl hafifletmeye çalıştığına dair bir eleştiridir
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,920 okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.