Ve bir gün gelir karşınıza hayatınızın devamı olacak, sizin hayat arkadaşınız olacak o kişi çıkar ve siz tüm gidenlere, çektirdiği tüm zorluklara rağmen Allah’a teşekkür edersiniz. Sanki tüm bu yaşadıklarınız, tüm o ihtimallerin sonunda çıkılan tek bir yol, yani hepsi o insanla sizin buluşmanız içindir.
Setterhan ve Zehra’nın hayat hikayelerinin, çektikleri çilelerin sonunda nasıl oluyor da birbirlerini bulduğunun hikayesini okuyorsunuz Nar Ağacı’nda. Sabırla tüm yaşanılanların sonunda o anı görüyorsunuz. Kitabı Zehra ile Setterhan’ın torununun ağzından dinliyorsunuz. Kitabı farklı bir bakış açısıyla yazmış yazar. Ana karakter geçmişe yolculuk denebilecek bir yolla gidiyor ve fotoğraf karelerine bakaraktan tüm bu hikayeyi tamamlıyor. Sizler de Trabzon, Bakü, Tebriz, Taht-ı Süleyman, İsfahan, Şiraz, Yezd, Batum, Tiflis, İstanbul sokaklarında gezinip duruyorsunuz karakterle birlikte.
Muhteşem kurgusuyla sizi kendinize çekeceğinize eminim, fakat kitabı sabırla okumanızı tavsiye ederim. Kitap kalın, hikaye uzun, fakat o sona değer bir kitap.